Bir kıvılcım yeter, ormanlar yanarken sessiz kalmayalım.
Adana ve Osmaniye’de orman teşkilatının “Kırmızı Alarm” vermesi bir prosedür değil, bir çığlıktır. Çünkü meteoroloji uyarıyor: Sıcaklık artıyor, nem düşüyor, rüzgar yangını taşıyacak hızda esiyor. Bu şartlar altında tek bir kıvılcım bile, geri dönüşü olmayan bir yıkıma neden olabilir.
Ne yazık ki bu uyarılar sadece bölgesel değil. Türkiye’nin dört bir yanından orman yangını haberleri geliyor. Hatay’dan İzmir’e, Çanakkale’den Mersin’e kadar pek çok noktada son yıllarda binlerce hektarlık ormanlık alan küle döndü.
Yalnızca 2023 ve 2024’te toplamda 2.000’e yakın orman yangını meydana geldi. Bu yangınlarda yaklaşık 30.000 hektarlık ormanlık alan kül oldu.
2021 yazında ise tarihin en büyük felaketlerinden biri yaşanmış, sadece Antalya ve Muğla’da 150 bin hektardan fazla orman yok olmuştu.
Bu rakamlar bize bir şeyi hatırlatmalı: Türkiye orman yangınlarıyla savaşta artık yeni bir evrede. Ve bu savaşta tek bir cephe yok. Her yol kenarı, her piknik alanı, her tarlanın köşesi potansiyel bir yangın noktasıdır.
İklim krizinin kapımıza dayandığı bir çağda, orman yangınları artık “olağanüstü” değil, “alışılagelmiş” hale geliyor. Yani tehdit büyüyor, ama biz hâlâ en küçük ihmalin bile nelere yol açabileceğini kavramakta zorlanıyoruz.
Adana Orman Bölge Müdürlüğü’nün açıkladığı önlemler aslında çok açık ve uygulanabilir:
Ateş yakmayın.
Sigara içmeyin.
Şüpheli bir duman görürseniz 112’yi arayın.
Ormanda gördüğünüz kuşkulu kişileri yetkililere bildirin.
Elektrik hatlarındaki riskleri mutlaka kurumlara iletin.
Ama mesele sadece yasaklara uymak değil, vicdanımızla hareket etmek. Bu ülke bizim. Bu ormanlar bizim. Çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras, yemyeşil bir Türkiye.
Unutmayalım ki, doğa bir gün intikam almaz, sadece dengesini kurar. Ve biz insanlar, o dengenin yok oluşuna sebep olursak, o yok oluşun altında kalırız.
Bu yaz başka olsun. Bu yaz sadece tatili değil, sorumluluğu da paylaşalım. Bu yaz bir tek ağaç daha yanmasın diye hep birlikte el ele verelim.
Çünkü orman varsa, nefes var.
Çünkü doğa yanarsa, biz yok oluruz.