BUZDOLABI OLMAZSA NE YAPARDIK ?…

Buz dolabı olmazsa asıl ben ne yapardım ?.. Hele Adana gibi sıcak bir yerde…Düşünmek bile istemiyorum.

Bir de buz dolabının olmadığı devirleri bir düşünün…İnsanlar yiyeceklerini ve erzaklarını nasıl muhafaza ederlermiş ?

Yazın yiyecek sebze meyve bol…Ama bir de bunun kış ı var .Bunlar nasıl muhafaza edilirmiş ?

Bu konuda en büyük yardımcı TUZ…turşu salamuraları ,peynir ve zeytin salamuraları bakımından çok önemli. Üstelik de saklanması için buz dolabına gerek yok. Tuz un diğer önemli bir faydası etlerin ve balıkların temizlendikten sonra tuzlanarak güneşte kurutulması veya tütsü yapılması…buzdolabı ,daha doğrusu derin dondurucu  (deep-freze) olmadan saklanırsa iki günde et kokar.

Avrupa da Ortaçağ da buna bir çare bulurlar ve eti salam, sosis ve ya sucuk haline getirerek uzun kış günlerinde yemek için saklarlar

Diğer bir metot da meyve  sebzeler de dahil kurutulmuş etlerin iple bağlanarak tavan aralarına asılarak saklanmalarıdır.

İlk çağlarda ise saklama yöntemlerinden biri topraktı…Genelde Arkeolojik kazılarda çıkar, kocaman kilden yapılmış yiyecek ve içecek küpleri…Yiyecekler o küplere konularak toprağın altına gömülür, hem hava almadıkları hem de serin yerde kaldıkları için bozulmazlardı.

Dedelerimiz meyveleri, özellikle elmaları kış mevsiminde tüketmek üzere saklamak için son derece sağlıklı ve garanti bir uygulama yaparlardı  .Elmaları muhafazalı bir şekilde toprağa gömer, kış mevsiminde de kenarında açtığı bir delikten ihtiyacı kadar alıp tüketirlermiş. Aynı şekilde salamura peynirleri de toprağa gömer kışın tüketirlermiş. Bu sistem hala Anadolu nun bir çok köyünde uygulanır.

Karadeniz in SERENDER lerini de unutmamak gerekir. Karadeniz de kışlık erzak evin bahçesinin bir kenarında yerden en az 3 metre yüksekte yapılan Serender denilen tek odalı erzak odalarında hala saklanır.

Her şey besinlerin saklanmaları açısından son derece olumlu ve güzel…Ama buzdolabı ve derin dondurucu daha güzel.