MUTLU SON

ABD’nin efsane dışişleri bakanı Henry Kissinger, ‘MEKİK DİPLOMASİSİ’ kavramının nasıl doğduğuyla ilgili bir soruyu şöyle yanıtlamış:
Çok kolay. Rockefeller’in kızını Sibirya’dan bir köylüyle evlendirmek ister miydiniz? Bu imkansız mı? Kesinlikle hayır.
Gittiğim Sibirya köyünde sıradan birine soruyorum: ‘Amerikalıyla evlenmek ister misin?’ ‘Neden evleneyim ki bir Amerikalı kızla?’ diyor. ‘Bizim buradaki kızlar da iyi.’ ‘Peki ya milyarder Rockefeller’ın kızıysa?’ diyorum. ‘O zaman iş değişir’ diyor.
Sonra İsviçre bankasına gidiyorum. ‘Başkanınızın Sibiryalı sıradan bir genç olmasını ister misiniz?’ ‘Kesinlikle hayır’ diyorlar. ‘Peki ya Rockefeller’in damadıysa?’ ‘O zaman iş değişir’ diyorlar.
Ardından Rockefeller’e gidip, Sibiryalı adamı damadı yapmasını teklif ediyorum. ‘Hayatta olmaz!’ diyor. ‘Peki ya İsviçre bankasının başkanıysa?’ Bunu duyunca kızını çağırıyor. ‘Suzy, Kissinger sana mükemmel bir damat bulmuş, İsviçre bankasının başkanı!’
Suzy, ‘Ne kadar sıkıcı’ diyor. Ben de ona, ‘Peki ya güçlü kuvvetli bir Sibirya erkeğiyse?’ diyorum. Cevabı: ‘O zaman iş değişir…
Ve mutlu son!
Şu son bir kaç gün bizde de tam bir mekik diplomasisi örneği sergilendi.
Sayın Akşener’e sordular; “ Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını ister misiniz?”
“Niye isteyeyim ki?” dedi “ İmamoğlu ve Yavaş var!”
Sayın Kılıçdaroğlu’na sordular;” İmamoğlu ve Yavaş’tan birinin Cumhurbaşkanı adayı olmasını ister misiniz?”
“ Niye isteyeyim ki?” dedi “ Benim daha çok emeğim var!”
Sayın İmamoğlu ve sayın Yavaş’a sordular; “ Cumhurbaşkanı adayı olmak ister misiniz?”
“ Nasıl isteyelim ki?” dediler “ Genel Başkanımızın önceliği var!”
Hepsine birden sordular?
“Bu seçimi de kaybetmeyi göze alabilir misiniz?”
Ve hepsi birden cevap verdi;
“ O zaman iş değişir!”
Sonra hep birlikte sihirli formülü buldular.
Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Adayı olsun, olsun ama sayın İmamoğlu ile sayın Yavaş da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olsun!
Ve mutlu son!
Şimdi siyasette tüm kartlar bir kez daha dağıtılacak.
Bu formül; Meral Hanım için Millet İttifakına geri dönüş pasaportu ve daha önemlisi kırdığı seçmenlerin gönlünü kazanma fırsatı oldu.
Hepsinden önemlisi de;
Bu formülle, Millet İttifakının iktidar olmasının önünde hiç bir engel kalmamış oldu.
Ben de 14 Mayıs akşamını gönül rahatlığıyla beklemeye başladım.
Ama en çok da 29 Ekim 2023’ü büyük bir heyecanla bekliyorum.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin 100. Yılında, O’nun kurduğu partinin genel başkanının Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması o kadar önemli, o kadar anlamlı ki…
Bu; Cumhuriyetin, Osmanlı’nın reklam arası değil, tam tersine bu karşı devrim hareketinin sona erdiğinin, bu güneş tutulmasının bittiğinin açıkça ilanı olacaktır.
Ben İzmir Büyükşehir Belediyesi Milli Bayramları Kutlama Komitesi Başkanıyım.
Nasıl heyecanlanmayayım?
Düşünsenize o Cumhuriyet Bayramı nasıl kutlanır?
Ve takip eden 10 Kasım’da Anıtkabir’e, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün huzuruna nasıl gönül rahatlığıyla çıkılır?
Evet, Mutlu Son!
Mutlu son ama 6’lı Masa battı diye sevinenler için değil.
“Biz, kimsenin kayığına binmeyiz.
Çünkü Bandırma Vapurunun yolcularıyız.
Ve yolumuz Cumhuriyet, pusulamız ATATÜRK!” diyenler için.
Ulvi Puğ