LOHUSA YATAĞI…
Biz Türkler ‘’Geçiş Ritüelleri’’ adını verdiğimiz geleneksel uygulamaları binlerce yıldan beri uzan geçmişten günümüze ulaşan şekliyle ve hala büyük bir özenle yerine getirir…Lohusa yatağı, Sünnet yatağı gibi adeta kutsallaştırılan mekanlar itinayla hazırlanılır.
Lohusa yatağı ,doğum yapan kadının bebeğiyle birlikte 40 gün zamanını geçireceği yataktır. Bu süre içerisinde anne ve yakınları bazı ‘’Tabulara’’ uymak zorundadır. Halk arasında Lohusaya musallat olduğu düşünülen Al karısı, eski Türk Mitolojisinde adı geçen ‘’Kötü Tanrıça: ARKETİPİ ‘dir’’ Her ne kadar binlerce yıl evveline dayanıyor olsa da günümüzde halen bilinçaltında yaşar ve varlığını korur. Ondan korkulur.
Lohusanın kabus görmesine sebep olduğu düşünülen bu varlığa halk arasında ‘’Kırk Basması’’ adı da verilir. Bu yüzden 40 gün boyunca Lohusa kadın yalnız bırakılmaz lohusaya ve bebeğe özen gösterilir.
Al karısından hastalıklardan kötü gözden korunur .Bunun için ‘’AL EŞARP’’ ,’’AL KURDELE’’ vb. karyolaya bağlanır. Yatağının yanına Kuran koyulur. Yastığının adına kötü ruhları savdığı için demirden makas veya bıçak konulur .Bebeğin beşiğine ayna ,nazarlık ,muska asılır…40 gün sonra kırklama adı verilen başka bir ritüel ile bu özel dönem sona erdirilir.
Kırklama için anne ve bebek 40 tane taşın,40 tane çiçeğin bulunduğu su ile yıkanır. Bu şekilde hastalıklardan ve kötü ruhlardan arındırılır.
40 Türkler için ayrıcalıklı bir sayıdır. Türk masallarında sıklıkla kullanılır .Aslında bu sayı kemalet ve olgunluğa işaret eder. Bir işin olması için 40gün beklemek gerektiği düşünülür .İnsanda olgunluk yaşının 40 olduğu söylenir…Yeni doğan bebekler yaklaşık 40 haftada olgunlaşır. Ve Türk ölü gömme geleneğinde ‘’Ölünün 40ının çıkması ‘’ için 40 gün yas tutulur. İhtişamlı düğünler 40 gün sürer.
Ve bu 40 lar böyle sürer gider.