DOĞRU İNSAN OLMAK, DOĞRU İNSANLA YOL ARKADAŞI OLMAKTAN DAHA ÖNEMLİDİR!

Yayınlama: 10.03.2023
A+
A-

Zig Ziglar kişisel gelişim uzmanı Amerikalı bir yazardır. ‘’Hayat Boyu Flört’’ isimli bir kitabı var.. Kitabın ilk sayfası şöyle başlar:

”Bir uçak yolculuğu sırasında yanımdaki koltukta oturan adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark ettim, kendimi alamadım:
‘ Bayım alyansınızı yanlış elinize takmışsınız’ dedim..
Adam bana dönerek;
‘Yanlış kadınla evlendim de ondan’ diye karşılık verdi.’’

Sonra şu tespiti yapar Ziglar; ‘’Doğru insan olmak, doğru insanla evlenmekten daha önemlidir.’’

Yazar kitabında eş seçimi konusunda şu tespiti yapıyor; ‘’Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız sonuçta doğru insanla evlenmiş olursunuz. Doğru seçilmiş bir insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız kesinlikle yanlış bir evlilik yapmışsınızdır. Doğru insan olmak doğru insanla evlenmekten çok daha önemlidir. Kısacası evlenmek için doğru mu yoksa yanlış eş mi seçtiğiniz asıl olarak size bağlıdır.”

Zig Ziglar kitabın ilerleyen sayfalarında ‘’on ineklik bir kadın aranıyor’’ başlıklı bir öyküyle destekler tezini;

Çok yıllar önce Hawai adalarından Ohao da insanlar alışık olmadıkları bir olaya tanıklık ederler. Ohao da müstakbel bir koca bir aileye kızlarıyla evlenebilmek için belli sayıda inek vermek zorundadır. Ama kız bir eşte bulunabilecek bütün özellikleri ve güzelliğiyle alışılmadık bir örnekse dört inek verildiği de olmuştur.

Yıllar önce adanın en ücra köşelerinden birinde doğruluğu kanıtlanmamış da olsa çok çekici ve iyi huylu bir kadının astronomik fiyat sayılan beş inek karşılığında gelin gittiği doğrultusunda belli belirsiz bir rivayet de dolaşmaktadır.

Ada’da iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Büyük olanı bizim toplumumuzdaki deyişle ‘kabul görmeyen’ tipte baştan şansı olmayan bir tiptir.
Babası ona üç inek fiyat biçmiştir. İki inekli bir teklife de severek kabul edecektir. Hatta iyi pazarlık yapan biri çıkarsa tek ineğe ‘fit’ olmaya razıdır. Aslında pazarlık çok ağırlaşırsa yaşlı baba ömür boyu kızını besleme yükünden kurtulacağını düşünerek hiç inek almadan bile verecektir.
Küçük kız kardeşte ise durum farklıdır. Baba muhteşem bir güzellik ve cazibenin iyi huyla birleşmesinin örneği olan küçük kızdan çok kolay kurtulacağını bilmekte ve geleceğinden hiçbir endişe duymamaktadır.

Adanın en zengini olan Johny Lingo bu evin kapısına geldiğinde herkes onu küçük kızı isteyeceğini düşünür. Oysa o herkesin tahmininin dışında bir şey yapar. Yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur.

İhtiyar sevincinden neredeyse havaya uçmaktadır. Hem çok zengin hem de eli açık insan olarak tanındığı için en azından standart fiyatın karşılığı olarak üç ineği ödeyeceğini düşünür. Sonra biraz hayal kurarak cömertliği ve zenginliğiyle belki dört inek vereceği de aklına gelir. Derken adam hayal sınırlarını zorlar. Ve belki de beş inek bile verebileceğini düşünür.

Johny kızı istemeye gelince yanında on tane inekle gelince babanın nasıl duygular beslediğini anlayamazsınız. Yaşlı baba neredeyse kalpten gitmek üzeredir!

O günlerde normal balayı bir yıl sürermiş. ama on ineklik gelin aldıysanız herhalde üç ineklik balayı ile yetinmesiniz!
Böylece gelin ve damat iki yıllık balayı niyetiyle bilinmeyen yerlere gitmek üzere yola çıkarlar.

Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün onları görür görmez haber vermek üzere köyün dışına bir gözcü gönderilir. Gün doğduktan az sonra gözcünün sesi duyulur. Adam Johny’i hemen tanımış fakat kızdan emin olamamıştır. Kız aşina gelmiştir ama yaklaşan kadın çok güzel, zarif ve kendinden emin birisidir. Çift iyice yaklaştığında hiç kimsenin tereddütü kalmaz. Kızın güzelliği cazibesi ve çekiciliği en eleştirici gözlerde bile reddedilmeyecek ölçüdedir.
Yakından bakanlar. Johnny’nin on inek karşılığında iyi alışveriş yaptığını düşünürler.

İşin püf noktasını şöyle özetler Zig Zaglar : “Johnny on inek ödedi, kız on ineklik bir kadın haline geldi!

Ziglar bu hikâyesini şu şekilde bitiriyor;

‘’Evet beyler, on ineklik bir eş istiyorsanız, ona on ineklik bir eş gibi davranmaya başlamalısınız. Buda yeterli olmaz, beyler, ona saygılı olursanız o da hiç başınızı ağrıtmaz”

“Bayanlar, aynı kurallar kocalarınız için de geçerlidir. Erkek yavan ekmekle yaşamaz, zaman zaman ‘yağlanmaya’ ihtiyacı vardır. Erkeklerinize ‘şampiyon’ muamelesi yapın, bir daha ‘dik kafalılık’ etmediklerini göreceksiniz.’’

Goethe’nin bir sözü vardır; ‘’Bir insana olduğu gibi davranırsanız, olduğu gibi kalır, olabileceği gibi davranırsanız, olabileceği gibi olur.’’

Bu söz insan üzerinde yetki ve etki sahibi olan herkes için kulaklarında küpe olacak bir sözdür.

Etrafınızda yaşayanlara, ailenize, sevdiğinize, arkadaşlarınıza verdiğiniz değer, aslında ona kazandırdığınız değerdir.

‘’Doğru adam’’ doğru kadını inşa eder, ‘’doğru kadın’’ da doğru adamı diyor Zigler hikâyesinde ve şu mesajı veriyor;

“Doğru insan olmak, doğru insanla evlenmekten daha önemlidir.’’

Bazen en yakınınızdaki kişilerden şikâyet edersiniz ya, bu mesajı şu şekilde de ifade edebiliriz aslında;

‘’Doğru insan olmak, doğru insanla karşılaşmaktan daha önemlidir.’’

(Alıntıdır)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.