Sabah saat 06:30. Elif, üç çocuk annesi, uyanıyor. Kahvaltı hazırlamak için değil, dolabı açıp ne kalmış diye bakmak için. Bir dilim peynir, yarım ekmek. Bugün de böyle geçecek, diyor içinden. Çünkü maaşı dün bitti.Bu hikâye sadece Elif’in değil. Türkiye’de milyonlarca insanın sabahı böyle başlıyor. Kök maaşla yaşamak, artık ay sonunu getirme çabası değil; günü kurtarma savaşı.
Kök Maaş Nedir, Neden Bilinmiyor?
Kök maaş, emeklinin zamlar ve ek ödemeler hariç, SGK tarafından hesaplanan gerçek maaşıdır. Ancak bu maaş, çoğu zaman emeklinin eline geçen paradan çok daha düşüktür. Çünkü devlet, kök maaşı düşük olanlara “tamamlama ödemesi” yapar. Yani maaş, en düşük emekli maaşı seviyesine çekilir. Ama bu fark, geçici bir makyajdır. Zam geldiğinde sadece kök maaşa uygulanır. Kök maaşı düşük olan emekli, zamdan faydalanamaz.
Ve işin acı tarafı şu: Pek çok emekli, eline geçen maaşın kök maaş olmadığını bilmiyor. Hakkını arayamıyor. Çünkü sistem karmaşık, çünkü bilgi eksik, çünkü anlatan yok.
Geçim Değil, Direniş
Kök maaş, yani zamlar ve ek ödemeler hariç tutulan temel maaş, artık temel ihtiyaçları bile karşılamıyor. Kira, fatura, mutfak masrafı, ulaşım… Maaş daha cüzdana girmeden buharlaşıyor.Bu sadece ekonomik bir sorun değil. Aynı zamanda psikolojik bir yıkım. Çünkü insan, emeğinin karşılığını alamadığında, sadece geçimini değil, umudunu da kaybediyor.
Bir Ekmeğin Hesabı
Market raflarında fiyatlar her gün değişiyor. Dün aldığınız süt bugün zamlı. Çocuğunuz sizden bir çikolata isterken, siz göz ucuyla etiketine bakıyorsunuz. Çünkü artık bir çikolata bile “lüks” kategorisinde. TÜRK-İŞ’in 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 19.000 TL’yi aşmış durumda. Asgari ücret ise bunun altında. Bu, sadece bir istatistik değil; milyonlarca sofranın gerçeği.
Bu Sadece Ekonomi mi?
Bir baba, çocuğunun gözlerinin içine bakıp “Bugün alamayız” demek zorunda kalıyorsa, bu sadece ekonomik bir sorun mudur?
Bir anne, çocuğunu okula aç gönderiyorsa, bu sadece bütçe meselesi midir?
Hayır. Bu, bir toplumun vicdan sınavıdır.
Çözüm Var mı?
Bu yazı bir şikâyet değil, bir çağrıdır. Emekçinin alın teriyle geçinmesi bir lütuf değil, haktır. Kök maaşlar, enflasyon karşısında ezilmemeli. Sosyal devlet anlayışı, sadece kriz zamanlarında değil, her zaman vatandaşının yanında olmalı.
Ve bizler… Birbirimize daha çok destek olmalı, dayanışmayı büyütmeliyiz. Çünkü bu maaşlarla geçinmek değil, birlikte olmak mümkün.