Günümüz Türkiye’sinde kredi kartı kullanımı artık bir lüks değil, zorunluluk. Enflasyonun yüksek seyrettiği, alım gücünün düştüğü bir ortamda vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını bile taksitli alışverişle karşılamaya çalışıyor. Ancak bazı işletmeler, bu zorunluluğu fırsata çevirmeye çalışıyor. Özellikle sigara gibi sabit fiyatlı ürünlerde, kartla ödeme yapmak isteyen tüketicilere 2 TL, 3 TL, hatta 4 TL’ye kadar “komisyon” uygulanıyor. Ya da daha sinsice: “Yanında bir şey daha alırsanız kartla geçeriz.”deniliyor.

Bu uygulama sadece etik dışı değil, aynı zamanda açıkça yasa dışı.Kanun Ne Diyor? Bakalım; Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu çok açık: İş yerleri, kartla ödeme yapan müşteriden hiçbir şekilde ek ücret veya komisyon talep edemez. Yani kartla sigara almak isteyen bir tüketiciye, kasada farklı bir fiyat sunmak doğrudan suç teşkil ediyor. Bu durum, Ticaret Bakanlığı tarafından tüketici hakkı ihlali olarak değerlendiriliyor.

Kartla ödeme yapmak isteyen bir vatandaşın, “Nakit olsaydı 60 TL’ydi ama kartla 64 TL olur” gibi bir cümleyle karşılaşması, sadece bir fiyat farkı değil, bir hak gaspıdır. Üstelik bu uygulama, çoğu zaman fişsiz, kayıtsız ve denetimsiz bir şekilde yapılıyor.

Denetim var, yaptırım daha da sert

Ticaret Bakanlığı bu tür ihlalleri hem vatandaş şikâyetleri hem de otomatik sistemlerle tespit ediyor. Ve sonuçları oldukça ciddi: POS cihazı kullanan iş yerinin bankayla olan sözleşmesi feshediliyor.

POS cihazı sistemden düşürülüyor, yani artık kartla satış yapamıyorlar.

İhlal devam ederse, adli süreç başlatılıyor. Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusu yapılabiliyor.

Gerekirse ceza davaları açılıyor ve işletmelere ağır yaptırımlar uygulanıyor. Bu sadece bir uyarı değil; sistemli bir denetim ve caydırıcı bir müdahale süreci.

En Çok Kim Zarar Görüyor?

Bu uygulamadan en çok etkilenenler, düşük gelir grubundaki tüketiciler. Zaten temel ihtiyaçlarını zar zor karşılayan vatandaş, bir de kartla ödeme yaptığı için cezalandırılıyor. Oysa kart kullanımı, kayıt dışılığı azaltan, güvenliği artıran bir yöntem. Bu yüzden desteklenmesi gerekirken, bazı işletmeler tarafından adeta “ek gelir kapısı”na dönüştürülüyor.

Bir başka mağdur grup da gençler. Özellikle öğrenciler, günlük harcamalarını kartla yaparken bu tür uygulamalarla karşılaşıyor. 3 TL, 4 TL gibi küçük görünen farklar, ay sonunda ciddi bir yük haline geliyor.

Bu Bir Ticari Tercih Değil, Bir Hak İhlalidir

Bazı işletmeler, bu uygulamayı “komisyon bankaya gidiyor, biz de zarar ediyoruz” bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışıyor. Ancak bu, tüketicinin sorunu değil. Banka ile yapılan sözleşmelerdeki maliyetler, işletmenin kendi ticari sorumluluğudur. Tüketici, kartla ödeme yaptığı için cezalandırılamaz.

Ayrıca bu tür uygulamalar, dürüst esnafı da zor durumda bırakıyor. Yasalara uygun çalışan işletmeler, haksız rekabetle karşı karşıya kalıyor. Bu da piyasada güveni ve adaleti zedeliyor.

Vatandaş Ne Yapmalı?

Böyle bir durumla karşılaşırsanız, fişinizi alın ve Ticaret Bakanlığı’na şikâyette bulunun. Şikâyet için: ALO 175 Tüketici Hattı, CİMER, e-Devlet üzerinden Tüketici Şikâyet Sistemi kullanılabilir. Mümkünse işletmenin adını, adresini ve ödeme fişini belgeleyin. Unutmayın, Hakkınızı aramak sadece sizin için değil, herkes için bir kazanımdır.

Kartla ödeme yapmak bir lütuf değil, bir haktır. Bu hakkı gasp eden işletmeler, sadece yasa değil, vicdan da çiğniyor. Tüketici sessiz kalırsa, bu küçük kesintiler büyük adaletsizliklere dönüşür. O yüzden ses çıkarın, şikâyet edin, hakkınızı arayın. Çünkü bu komisyonlar sadece cebinizden değil, hakkınızdan da çalıyor.