Seyhan’da kadınlar, sadece yaşamak değil; var olmak istiyor. Dayanışma merkezlerinden güvenli sokaklara, kooperatiflerden kreşlere kadar atılacak her adım, kadınların hayatını değiştirecek.
Kadın hakları yalnızca hukukun sayfalarında yazılı kalan bir mesele değildir. Aynı zamanda vicdanın, eşitliğin ve toplumsal gelişmişliğin ölçüsüdür. Seyhan sokaklarında yürüyen her kadın, aslında omuzlarında bir mücadeleyi taşır.
Kimi sabah işe yetişmeye çalışır, kimi çocuğunu okula götürür, kimi ise yalnızca kendi varlığını korumaya çabalar. Bu şehirde kadın olmak bazen cesaret, bazen sabır, bazen de sessiz bir direniştir.
Türkiye’de kadınlar, 1934’te seçme ve seçilme hakkıyla büyük bir adım attı. Ama hâlâ yürünecek çok yol var. Çünkü haklar sadece kanunlarda değil; sokakta, evde, iş yerinde, okulda yaşanmalı.
SEYHAN’DA KADIN OLMAK
Adana’nın en kalabalık ilçesi Seyhan’da kadınlar, hem ekonomik hem sosyal alanda birçok zorlukla yüz yüze. İş yerinde ayrımcılık, sokakta taciz, evde şiddet… Bunlar birer istatistik değil; gerçek hayatlar, gerçek acılar.
Ama çözüm de yine Seyhan’da gizli.
YEREL ÇÖZÜMLERLE KADIN GÜÇLENİR
Kadın Dayanışma Merkezleri: Hukuki destek, psikolojik danışmanlık ve mesleki eğitim tek çatı altında buluşturulmalı.
Kadın Kooperatifleri: Kadınların el emeği ürünleri dijital pazarlarda yer bulmalı, ekonomik bağımsızlık sağlanmalı.
Kadın Güvenlik Hattı: 7/24 ulaşılabilir, hızlı müdahale eden bir sistem kurulmalı.
Yerel Medya Desteği: “Seyhan’da Kadının Sesi” gibi projelerle kadınların görünürlüğü artırılmalı.
KADINLAR İÇİN ŞEHİR TASARIMI
Sokak lambaları, güvenli ulaşım, kreşler, kadın dostu parklar… Bunlar sadece şehircilik unsurları değil; aynı zamanda kadın haklarının altyapısıdır. Bir şehir, kadın için güvenli değilse, kimse için de tam anlamıyla güvenli değildir.
Kadın hakları sadece 8 Mart’ta hatırlanacak bir başlık değildir. Her gün, her sokakta, her evde yaşanmalıdır. Seyhan’daki kadınlar sadece yaşamak değil, var olmak istiyor.