2002’den sonra verilen tüm akademik ünvanlar şaibeli mi?

Eski ÖSYM başkanı, Ali Demir 2002 – 2013 arasında yapılan tüm sınavların hileli olduğunu itiraf etti.FETÖ üyeliği iddiasıyla 18 yılla yargılanan eski ÖSYM başkanı hala İTÜ’nün akademisyen lojmanında kalıyor…Fetöcü diye yargılanan birine hala bu farklı davranış neden? Tabii ki bu da aklımızı karıştırıyor.

KPSS deki sınav usulsüzlüğünü de açığa çıkaran sosyal medya oldu. Dersanedeki kitapçıklardaki ve sınav sorularından karşılaştırma sonucunda soruların aynı çıkması yine gençlerin ve sosyal medyanın duyarlılığıyla ortaya çıktı.
Eğer sosyal medya olmasaydı bunun da üzeri kapatılmaya çalışılır mıydı? farklı bir soru…

2002 yılında AKP iktidara geldiğinde Fetullah Gülen’le büyük bir iş birliği içindeydi.Kendi deyimleriyle ne istediler vermediler ki…Devlet içinde büyük bir güce sahip olan Gülen cemaati ile AKP nin yolları 15 Temmuz 2015 deki Fetöcülerin yapmaya çalışıp eline yüzüne bulaştırdığı acemi ve komedi bir darbe girişimiyle ayrıldı…AKP lilerin kendi deyimleri göre, kandırılmışlardı…
Türkiye’deki savcıların, aydınların, akademisyenlerin ve gazetecilerin tüm uyarılarına rağmen Fetullah Gülen’in arkasında duran AKP, başına gelenlerden sonra FETÖCÜ’lere cezalar yağdırdıysa da örgütün siyasi ayağı her nedense CHP’nin onca soruşturma önerilerine rağmen bir türlü ortaya çıkarılamadı…

Gün olmuyor ki ülkemizde yolsuzluklar olmasın, gün olmuyor ki skandallar patlamasın, gün olmuyor ki yeni bir usulsüzlük ve kanunsuzlukla karşılaşmayalım…
Bürokrasiden, hukuka, emniyetten, sınavlara kadar haddinden fazla liyakatsizlikler, usulsüzlükler ve şaibeler hemen her gün ülke gündemini meşgul ediyor.
Her gün uyandığımızda yeni bir haksızlık, yeni bir hukuksuzluk ya da yeni bir
rezaletle karşılaşmanın şaşkınlığını ve hüznünü yaşıyoruz …

Tüm bunların da üzerine liyakatsizlikle sınavlarda yapılan usulsüzlükler tuzu biberi oldu…

2002 den sonra verilen akademik unvanlarda bile şaibeler olduğu iddiası var.
Televizyonlarda izlediğimiz akademik ünvanlarıyla konuşan profesörlerin ve doçentlerin acaba kaç tanesi hak ettikleri ünvanı taşıyor?

Sonuçta kendini radikal islamci ve dindar olarak tanıtan bir hükumet için, tüm bunlar kul hakkına girmez mi ?

İtibarımıza ne oldu ?
Bu ülkede neye güveneceğiz

Canım ülkem, güzel ülkem, saf halkım, bunları hak etmiyor.
Üzücü…hem de çok üzücü …