Milli Eğitim Bakanlığı’ndan hâlâ net bir açıklama yok.
Okulların açılmasına günler kala heyecan dorukta. Defterler alındı, kalemler hazırlandı, ders programları çoktan konuşulmaya başlandı. Ancak ortada büyük bir eksik var: okul formaları. Özellikle ortaöğretim öğrencileri için planlanan tişörtler, önlükler ve diğer kıyafetler hâlâ belirsizlik içinde.
Bu noktada akıllara gelen ilk soru şu: Bu işin sorumlusu kim? Milli Eğitim Bakanlığı mı, yoksa okul aile birlikleri mi?
Eşitlik İçin Gerekli
Formaların en büyük işlevi, öğrenciler arasında eşitlik duygusunu pekiştirmesi. Kimsenin kıyafetiyle yarışmadığı, herkesin aynı aidiyetle okula adım attığı bir atmosfer yaratıyor. Bu açıdan bakıldığında, forma uygulaması son derece yerinde bir karar. Ancak karar ne kadar doğruysa, uygulamanın kendisi de o kadar karmaşık görünüyor.
Süreç Yönetimi Belirsiz
Eğer bu sorumluluk okul aile birliklerine bırakıldıysa, işler kolay değil. Öğrencilerin beden ölçüleri okul açılmadan netleşemeyecek. Sipariş, prova, üretim ve dağıtım derken bu süreç haftalar alabilir. Hele ki her okul kendi imkanlarıyla çözmeye çalışırsa, ortaya çıkacak karmaşayı tahmin etmek zor değil.
Bakanlık Sessiz
Peki Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda bir planlama yaptı mı? Tedarik zinciri hazır mı? Yoksa top tamamen okul yönetimlerine mi bırakıldı? Bu soruların cevabı kamuoyuyla paylaşılmadıkça, hem veliler hem de okul yöneticileri belirsizlik içinde kalmaya devam edecek.
Bir Kıyafetten Fazlası
Unutulmamalı ki mesele yalnızca bir kıyafet meselesi değil. Bu, organizasyon, eşitlik ve zaman yönetimi meselesi. Çocuklarımızın ilk haftalarını “kıyafet yetişecek mi?” telaşıyla değil, öğrenme heyecanıyla geçirmesi gerekiyor.
Yetkililerden beklentimiz açık: Bir an önce net bir açıklama yapılmalı. Aksi halde okulun ilk günü, sınıflarda ders yerine beden ölçüsü alınan bir tabloyla karşılaşmamız işten bile değil.