Adam uzun yıllar devesiyle taşımacılık yapmış. Yaşlanan deve yolun sonuna gelmiş. Artık öleceğini anlayınca: — Sahibimi çağırın da helallik vereyim, demiş. Devenin sahibi: — Ne hakkı varmış ki bende? demiş. Demiş ama yinede merak etmiş. Dayanamayıp devesinin yanına gitmiş. — Ne hakkın var ki bende? demiş. Deve: — Öyle deme! Benim taşıma gücüm belliyken, sen bunun iki katı çuval yüklerdin bana. Bu hakkımı helal ediyorum sana. — İkinci olarak; benim günlük 10 kg yiyeceğe ihtiyacım varken, sen hep 8 kg verir kalanı vermezdin. Bu hakkımı da helal ediyorum. — Üç günlük yolu iki günde gitmem için sopayla döverdin beni. Bu hakkımı da helal ediyorum. — Hatta bir yavrum olmuştu. Onu kesmiş, misafirlerinle bir güzel yemiştiniz. Bu hakkımı da helal ediyorum. — Amma bir hakkım var ki, onu asla helal etmeyeceğim. Mahşerde bunu senden soracağım. Sahibi merakla sormuş. — Nedir o? — Her seferinde ben yolu bildiğim halde, tüm yükü ben taşıdığım halde, yularımı eşeğe verirdin. Beni eşeğe mahkum ederdin ya, işte bu hakkımı helal etmeyeceğim! Düşünülmesi dileğiyle. (Alıntı)