‘’-AHH ESKİ ÇOCUKLUĞUMUZ…’’
Sosyal medyada çok güzel bir serzeniş okudum…eski çocukluğumuza benzediği için ben de eklemeler yaparak aynen aktarıyorum.
‘’-Biz ergen falan olamadık. Bizim ergenliğimiz anamızın bir terliğine bakardı. Anında fabrika ayarlarımıza dönerdik. Anamızdan az dayak yemedik. Aramızda ara sıra anasından dayak yiyip de bu gün psikopat olan var mı ?
Hijyen kelimesi ile 20 yaşında tanıştım. Her içtiğimiz su bardağını mutfak tezgahına korkusuzca dizen var mı aramızda ? Birbirimizin içtiği bardaktan su içerdik. Divanının altındaki sepet giyisilerimiz için yeterdi. Dolap dolusu kıyafetlerimiz de yoktu .Bayram arefelerinde yeni alınan gıcır gıcır ayakkabılarımızı kucağımıza alır uyurduk…Sokak sokak gezerdik. Boş arsalarda ateş yakar ,içine patates atardık. Yaktığımız ateşin közünde Mısır pişirdiğimiz bile olurdu. Ama sonunda o ateşe hep toprak atıp söndürmek sorumluluğunu taşırdık.
İstediğimiz arkadaşa gider evinde otururduk. İzin almak gereksizdi. O gün kimin annesi kek ya da börek yapmışsa birer dilim verirdi. Ailelerimiz korkusuzdu. Kimse bize tecavüz etmez ya da organlarımızı almaya kalkmazdı.
Bazılarımız sınıfta kalırdı. Hiç birinin ailesi apar topar doktora götürüp bir dünya psikoloji raporu almazdı. Salça mevsimlerinde pis ellerimizle yağlı ya da salçalı ekmek dilimleri yerdik. Bazan da domatesi üzerimize fışkırta fışkırta yerdik. Titiz annelerimiz buna bile izin verirdi.
Pazar sabahları tv de önce HEİDİ ve ARI MAYA çizgi filmlerini sonra da ailecek Kovboy filmlerini izlerdik. Teksas ,Tommikslerimiz giyecek sepetimizin arasında dururdu. Dünya öyle büyüktü ki dolaş dolaş bitiremezdik…En mutlu olduğumuz anlar bisiklete binerek özgürce dolaştığımız sokaklardı.
Cep telefonu, marka ayakkabı, dijital oyuncaklar ,laptoplar ve bilgisayarlarımız yoktu .Mahalle bakkalımızı dünyanın en zengin insanı sanırdık. Özgür büyürdük, kimse kıyıda köşede şunu yap bunu söyle demezdi. En büyük baskı annelerimizin kaşının gözünün oynamasıydı.
Savaş nedir ? İnsanlar kaça ayrılır ?bilmezdik. Mahallenin hayvanları hep arkadaşımızdı .Hangisi yavrulamışsa bir koşu evimize gider mutfaktan aşırdıklarımızla onları beslerdik. Fazla bir şeyimiz yoktu ama öyle mutlu çocuklardık ki…
Kimler böyle bir çocukluğa sahipti ?…Ve Kimler özledi o günleri ?….