Eylül, yılın ikinci başlangıcıdır; tatilin gevşekliği yerini toparlanmaya bırakır.
Eylül geldi. Takvim yaprakları henüz dökülmeye başlamadı belki ama biz dökülüyoruz. Yazın rehaveti, sıcağın uyuşukluğu, tatilin gevşekliği yerini bir telaşa, bir toparlanmaya bırakıyor. Eylül, yılın ikinci başlangıcı gibi… Bir tür “yeniden başla” tuşu.
ADALETİN TERAZİSİ YENİDEN HAREKETTE
Adli yıl açılıyor. Cübbeler giyiliyor, mahkeme salonları yeniden doluyor. Adaletin terazisi, yaz boyunca dinlenmiş gibi şimdi yeniden tartmaya başlıyor. Umutlar, dosyalarla birlikte raftan iniyor. Her dava bir hayat, her karar bir yön değişimi…
OKULLAR, DEFTERLER, HAYALLER
Okullar açılıyor. Minik sırt çantaları büyük hayaller taşıyor. Öğrenciler, öğretmenler, veliler… Herkesin içinde bir kıpırtı var. Yeni defterler, yeni arkadaşlıklar, yeni bilgiler… Eylül öğrenmenin ayı. Sadece okulda değil; sokakta, evde, hayatta.
SICAKLAR GİDERKEN YENİ BİR DÜZEN
Ve sıcaklar yavaş yavaş gidiyor. Güneş hâlâ parlıyor ama yakmıyor artık. Akşamlar serin, sabahlar hafif ürpertiyle başlıyor. Eylül, mevsimlerin geçiş kapısı. Yazdan sonbahara, gevşemeden disipline, dağınıklıktan düzene…
ADANA’DA EYLÜL BAŞKADIR
Adana’da bu geçiş daha da belirgin. Sıcaktan bunalmış sokaklar artık nefes alıyor. Parklarda çocuk sesleri yeniden duyuluyor. Esnaf, yaz rehavetinden çıkıp vitrinini yeniliyor. Şehir, yeniden çalışmaya başlıyor.
EYLÜL BİR RUH HALİ
Eylül, sadece bir ay değil; bir ruh hali. Bir toparlanma, bir yeniden doğuş. Hayatın “devam” tuşuna bastığımız ay.