HAYATTA NELERİ GÖZÜMÜZDEN KAÇIRIYORUZ…

Yayınlama: 10.08.2023
Düzenleme: 08.08.2023 11:31
A+
A-

Bu bakmakla, görmek arasındaki farktır.

Adamın biri Washington metro istasyonunda yere çömelir ve kemanını çalmaya başlar; soğuk bir ocak ayı sabahıdır. 45 dakika boyuca 6 Bach çalar. Çoğu insanin ise gitmek için hareketlendiği bu yoğun saat suresince 1100 kisinin istasyonun içinden geçtiği hesaplanır. ++

Üç dakika geçer orta yaşlı bir adam müzisyenin çaldığını fark eder. Yavaşlar, bir kaç saniyeliğine durur ve sonrasında aceleyle ilerler yapacaklarından geri kalmasın diye.
Bir dakika sonra kemancı ilk bir dolarlık bahşişini alır; bir bayan parayı kemancının önüne geçerken atmış ve hiç durmadan yoluna devam etmiştir.
Bir kaç dakika sonra birisi dinlemek için duvara yaslanır, saatine bakar ve tekrar yürümeye baslar. Besbelli adam işine geç kalmıştır.
En çok dikkat eden ise üç yaşında bir çocuktur. Annesi alelacele çekiştirirken kendisini durup kemancıya bakar. Sonunda annesi kuvvetlice çekiştirir çocuğu ve çocuk sürekli arkasına bakarak yürümeye baslar.Bu olay diğer çok çocuk tarafından tekrarlanır, fakat istisnasız tüm ebeveynler çocuklarını yürümeye devam etmeye zorlar. Kemancının 45 dakikalık gösterisi boyunca sadece 6 kisi durup bir sure bekler. 20 kisi kendisine para verir, sonra yine normal bir şekilde yürümeye devam ederler. 32 dolar toplar kemancı. Gösterisi bitip de etrafa sessizlik hakim olduğunda hiç kimse farketmez bile. Kimse alkışlamaz yada tanımaz.
Kimse az once dünyadaki yazılan eserler arasındaki en essiz parcayi 3.5 milyon dolar değerindeki kemanıyla çalan bu kisinin dünyanın en yetenekli müzisyenlerinden Joshua Bell olduğunun farkına varmaz. Bu olaydan iki gün önce biletlerinin ortalama 100 dolar oldugu konserin biletleri yok satmıştır.
Bu gerçek bir hikayedir. Joshua Bell in bu metro istasyonunda kimliği belirsiz bir şekilde verdiği konser Washinton Post tarafından algılama zevk ve insanların önceliklerini kapsayan sosyal araştırmanın bir parçası olarak tertip edilmiştir.
Özet olarak : Ortak bir çevrede, uygunsuz bir zamanda güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup da bunu takdir ediyor muyuz?
Bir yeteneği beklenmedik bir içerikte tanımlayabiliyor muyuz? Bu araştırmadan edinilecek muhtemel sonuçlardan biri şudur. Eğer dünyanın en unlu müzisyenlerinden birinin dünyada yazılan en iyi eserlerden birini çalarken onu durup da dinleyecek bir dakikamız bile yoksa, acaba daha neler kaçırıyoruz hayatta?

(Alıntıdır)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.