HAYAT KADINI…CEVRİYE

Cevriye bir hayat kadınıdır .Erkeklerle birlikte olarak hayatını kazanmaktadır. Bir gün beraber olduğu erkek tarafından ölesiye dövülüp gecenin bir yarısında sokağa atılır. Kaldırımda yara bere içinde , baygın bir şekilde yatarken sokaktan geçen bir adam kucağına alıp evine götürür.

Adam tek oda bir mutfak ve banyolu bekar evinde yaşamaktadır .Bir elbise dolabı, bir karyolası, pencere kenarında küçük bir çalışma masası ,daktilo, kalemler, kağıtlar ve kitaplarla doludur.

Adam kendi yatağında Cevriye’yi yatırır kendi de sandalyede masaya dayalı uyuklar. Sabah olur adam kalkar bir çorba yapar. Eczaneden ilaç merhem alır. Cevriye uyandığında ‘’-Lütfen rahat olun korkmayın .Ben sizi dün gece kaldırımda baygın yatarken buldum durumunuz iyi değildi o yüzden eve getirdim .Çorba pişirdim. Çorbanızı için sonra yaralarınıza merhem sürelim ,ağrılarınız için de ağrı kesici içersiniz ‘’der.

Cevriye bir çok erkek tanımıştır. Hiç bir erkek babası erkek kardeşleri dahi kendisine böyle sevecen ve kibar davranmamıştır. Bu güne kadar tanıdığı erkeklerden çok farklıdır üstelik de oldukça çekici ve yakışıklıdır .İçini çeker ‘’Bir kadının böyle bir kocası olsa  ne kadar mutlu olur .Tam aşık olunacak erkek  ‘’der

Bir hafta kadar evde kalır adam kendisine yemekler pişirmiş yaralarını pansuman etmiştir .Cevriye evde yalnızken adamın masasındaki daktiloya yazdıklarına bakar onları okur. Ne kadar duygulu şeyler yazmıştır. Ne kadar ince ruhlu birisi diye düşünür. Bu yakışıklı ve bilge adama hayran olur.

Bir kaç gün sonra bir gün adam telaşla eve gelir. Acele bir şekilde selam veren adam valizini çıkarıp eşyalarını içeri koymaya başlar. Cevriye sorar ‘‘-Ne o ,acilen  bir yere mi gideceksin nedir bu telaşın ?’’.Adam ‘’-Evet gidiyorum çok uzaklara gidiyorum. Bir daha görüşemeyiz belki. Evin bir aylık kirasını peşin vermiştim. Bir ay burada kalabilirsin ‘’der. Ve gider.

Cevriye hiç bu kadar kendini yalnız hissetmemiştir..,hayatında hiçbir erkek kendisini bu kadar etkilememiştir. Onun gittiğine çok üzülür. İki gün sonra Cevriye artık iyileştiğini ait olduğu İstanbul sokaklarına geri dönmesi gerektiğini düşünerek evden çıkar. Tarlabaşı’dan Taksim’e doğru yürüyüp Emek sinemasının yanındaki kitapçının önünden geçerken gözü Gazete stantlarına takılır.

Gazetenin birinde o adamın kocaman bir resmini görüp tam sayfa ‘’Vatan Haini Nazım Hikmet Rusya’ya Firar etti’’ yazısını okur ve olduğu yere çöküp kalır.