AVRAT DEĞİL…HAN’IM…
Araplar eşleri için avrat sözcüğünü kullanırlar. Bu kelime Arapçada örtünmesi saklanması gereken, yasak nesne demektir…Araplara göre KADIN YASAK dır ,saklanması gereken bir nesnedir.
Türkler ise eşlerine yüceler yücesi anlamında han’ım derler. Çünkü Türk töresinde kadın kutsaldır .Hanım sözcüğünün kökeni ise CENGİZ HAN dır…
İşte Türk ve Arap töresi arasındaki fark .Kadını sadece tarla olarak, cinsel ve doğurgan varlık olarak gören Ortadoğu dinlerinin aksine GÖKTANRI inancında kadının yeri çok yüksekdedir. Gök Tanrıya inanan Türklerde kadın savaşçılar da bulunduğu gibi aile yönetiminde kadın ,erkek kadar söz hakkına sahipti. Eski Türkler kendilerini tanıtırken ana ve baba adlarını aynı anda söylerlerdi.
Ayrıca ilk KAM ( şaman ) da bir kadındı .Din işlerinin yönetimini yalnız erkeklere veren Sami dinlerinden farkı böylece anlaşılır. Dilimizdeki kadın sözcüğü de Göktürkçede Kraliçe anlamına gelen ‘’KATUN’’ dan gelmektedir…
İslam öncesi Türklerde akraba evliliği yoktu. Evlenme yaşına gelen erkek çocuklar ,başka boylara giderek eş seçerlerdi. Böylece genetik çeşitlilik sağlanır ,sağlam bir ırk ortaya çıkardı. Türkler Müslüman olduktan sonra bu güzel gelenekleri bırakarak Arap adeti olan kuzenler ile evlenmeye başlamışlardır. Bu da Türk ırkının sağlamlığını yitirmesine neden olmuştur.
Kök Tengri inancına göre tarih boyunca bir çok sahtekar Tanrı ile konuştuğunu, ondan kurallar getirdiğini söylemiştir. Ancak akıl ve mantık bunu kabul etmez. Samiler dışındaki toplumlarda peygamberlik kavramı yoktur. Kişiler ancak düşünerek Tanrıya ulaşabilir. Tanrıyı anlamak için DOĞA ya bakmak gerekir…
DOĞA TANRININ AYNASIDIR.
Türklerin Ata inancı olan TENGRİCİLİK inanç sisteminde ibadethaneler bulunmaz. Tengricilik, Tanrının evi diye adlandırılan ibadethanelere ,bazı mekanların Tanrıya ibadet için ayrılmasına karşı çıkmıştır. Bu inanç sistemine göre ..,
DOĞANIN KENDİSİ İBADETHANEDİR, EVRENİN TAMAMI DA TANRININ EVİDİR…