Mersin’de 4 binden fazla arıcı, her yıl milyonlarca arıyla zorlu bir üretim yolculuğuna çıkıyor. Kış aylarında deniz seviyesinde başlayan arılar, baharın adım adım Toroslara çıkmasıyla birlikte yaylalara taşınıyor. Ağustos sonuna gelindiğinde ise bal sağımı, 2 binin üzerindeki rakımlarda yer alan Eğriçayır Yaylası’nda tamamlanıyor. Bu yıl da son hasat için kovanlardan alınan bal dolu peteklerin sırları açılarak sağımı yapıldı. Süzülen bal, el değmeden kutulara alınıp tüketicilere ulaştırıldı.
“TA Değeri ile Şifa Deposu”
Arıcılardan Celay Çay, Eğriçayır balının en önemli özelliklerinden birinin “Toplam Aktivite (TA) değeri” olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bu değer balımıza şifa özelliği katıyor. İnsanlar özellikle TA değeri için tercih ediyor. Dünyaca bilinen bu balımıza talep oldukça yüksek. Kuraklık başta bizi korkutsa da, nektar sağlayan bitkiler sayesinde sezonu verimli kapattık.”Çay, baharın Torosların her noktasına aynı anda gelmediğini belirterek arıların önce sıfır rakımda başladığını, ardından adım adım zirveye taşındığını ifade etti.
Arıcıların Yüzünü Güldüren Sezon
Arıcı Hayrettin Gürbüz ise 2025 yılının bal üretimi açısından oldukça bereketli geçtiğini söyledi: “Peteklerimizin sırlarını aldıktan sonra sağım makinelerinde süzüyoruz. El değmeden tenekelere koyarak en doğal haliyle tüketiciye ulaştırıyoruz.” Eşiyle birlikte arıcılık yapan Gökçe Çay da sezonun son bal sağımını gerçekleştirdiklerini ve ürettikleri balı en doğal haliyle tüketiciye sunduklarını dile getirdi.
Eğriçayır Balının Ünü
Torosların zirvesinde üretilen Eğriçayır balı, Dünya Arıcılık Örgütü tarafından düzenlenen yarışmada dünya birinciliği kazanarak uluslararası alanda tanındı. Şifa değeriyle öne çıkan bu bal, Türkiye’nin arıcılık sektöründe hem iç hem de dış pazarda güçlü bir yer edinmesine katkı sağlıyor.