OSMANLI’DA AVOKADO Katliamı!
Bunların biliyor muydunuz? Belki ilk defa duyacağınız gerçekler sizin bazı konulara bakışınızın değiştirecek!
Demedi, demeyin!
1. Osmanlı’da matbaaya; “Arapça harflerle baskı yapılmaması” koşulu ile izin verilmiş!
Çünkü din tüccarlarının sermayesi elinden gitmemeliymiş.
2. İstanbul’a getirilen ilk otomobil “şeytan işi” denilerek Haliç’e atılmış!
3. İstanbul Uzay Gözlemevi de “Meleklerin bacaklarını seyretmek günahtır” denilerek top atışları ile yıkılmış!
Peki avokado meyvesinin günahı neydi?..
Osmanlı’da da 1688 doğumlu Molla Kamil Efendi, din alimi olmasına rağmen pozitif ilimlerle de ilgilenen sıra dışı bir insandı.. Hatta ailesinin karşı çıkmasına rağmen Roma ve Paris’e kadar gitmiş ziraat mühendisliği eğitimi almıştı.
İstanbul’a dönüşte Kamil Efendi bostancıbaşı kadrosundan sarayda işe girer. Fransa’da görüp çok beğendiği avokadoyu Yalova’da yetiştirmeyi başarır. Meyvenin tadını beğenen Damat İbrahim Paşa verdiği davetlerde insanlara avokadoyu ikram etmeye başlar ve moda haline gelen bu egzotik yiyecek kısa zamanda İstanbul seçkinleri tarafından benimsenerek sofralardaki yerini alır.
Ancak avokado modası çok uzun sürmez.
Tarih 1730 yılını gösterdiğinde Osmanlı Devleti’nde Patrona Halil ayaklanması çıkar ve isyancılar Damat İbrahim Paşa’yı öldürürler.
Ayaklanmaya katılan bir grup, avokadonun timsah ile ağacın birlikteliğinden olduğu söylentisini yaymıştır!
Avokadonun “mekruh” olduğu, Müslüman memlekette üretilmesinin ve yenilmesinin caiz olmadığı fetvası verilince de Yalova’daki bütün avokado ağaçları önce kesilip sonra yakılarak yok edilir.
Türk tarihinde modern bir anlayışla çalışan bir bilim adamı olan Kamil Efendi de Yalova’da dikip yetiştirdiği avokado ağaçları kesildikten sonra boğularak öldürülür..
Avokadonun yararlı bir meyve olduğunu yeniden öğrenip yetiştirmeye başlamamız bu yüzden 300 yıl gecikmiştir.
Türk milleti çekmedi hiç kimseden, yobazlardan çektiği kadar.
(Alper Aksoy’dan alıntıdır)