ADANA’ DA “ŞUBAT 2023 DEPREMLERİ SEMPOZYUMU” BAŞLADI

ADANA’ DA “ŞUBAT 2023 DEPREMLERİ SEMPOZYUMU” BAŞLADI
Yayınlama: 18.01.2024
A+
A-

TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal / Sevil Çakmak – TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 18 – 19 – 2024 Ocak tarihlerinde ‘Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu’ Seyhan Otel’de başladı. Sempozyumda 11 İli etkileyen depremde meydana gelen yıkım, alınabilecek önlemler konuşuldu.

Sempozyuma İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Sempozyum Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Nuray Aydınoğlu, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan ve çok sayıda katılımcı katıldı.

AKSUNGUR, “KENTLİLERİN BARINMA SORUNUNU GÖRMEZDEN GELMİŞLERDİR”

İMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aksungur, “Bir yıl önce yaşadığımız şubat depremlerinde yaşamını kaybedenlere rahmet, yakınlarına da sabırlar dilerim. Kentlerdeki göreceli gelişme, kırsalda yaşayan ve tarımla geçinmeye çalışan kitleleri özellikle de genç nüfusu; kentlerde iş, aş aramaya itmiş, 1950’lerin ortasından sonra yoğun iç göç yaşanmaya başlamıştır. Bugün de devam etmektedir. Bu göç karşısında hazırlıksız olan merkezi ve ekonomik olarak yetersiz durumdaki yerel yönetimler, bu yeni kentlilerin barınma sorununu görmezden gelmişlerdir. Ancak devlet aygıtı kendi ihtiyaç duyduğu memurlarının, lojman anlayışı ile barınma sorununu sınırlı da olsa çözmeye çalışmıştır” diyerek ifade etti.

HASAN AKSUNGUR, “KENTLERDE İMAR DIŞI ÇARPIK KENTLEŞMEYİ OLUŞTURDU”

Aksungur konuşmasında tarihsel olarak insanlar göç sorunundan bahsetti; “Öte yandan kente göç eden bu insanlar; kendi imkanları ile başlarını sokacak yer arayışına girmişlerdir. Emlakçı, arsa spekülatörü, çeşitli ad altında “dernekler” vb. tefeci- bezirgan grupların yönlendirmesi ile biraz da kolonyal bir biçimde, gecekondu yapımına yöneldiler. Her kentin kendi göçünü alması ve kentlerde yoğunlaşan nüfus hareketliliği hemen tüm kentlerde imar dışı çarpık kentleşmeyi oluşturdu. Kentlerin imar yapılanmalarının bu duruma cevap verememesi, imar dışı ve mühendislik – mimarlık hizmeti almamış yapılaşmanın oldukça yoğunlaşmasına yol açtı. Üstelik bu yıllarda ülkede yeterli mühendis – mimar da yoktu. Bu tarihsel göç süreci; ülkenin deprem bölgesi olması gerçekliğini göz ardı ederek devam etti.”

AKSUNGUR, “DEPREM DEĞİL; BİNALAR, YAPILAR ÖLDÜRÜR”

Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aksungur, “Genel olarak, 1999 Marmara Depremi; gerek merkezi gerekse yerel yönetimler tarafından, milat kabul edilmesine rağmen, mevcut niteliksiz yapılaşmanın yenilenmesi ağır aksak devam etti. İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmayınca,  6 Şubat 2023 saat 4.17 ve sonrası depremlerde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşılaştık. Bu yaşanan sonuca gelinceye kadar aralıklarla çıkarılan imar affı, imar barışı da yıkımların üzerine tuz biber ekti. ‘Asrın Felaketi’, ‘Doğal Afet’ vb. yaklaşımlar öne sürülmekle birlikte, deprem doğal bir afet değildir, önlenemez bir doğa olayıdır. Bunu afete çeviren, depreme dayanıklı olmayan yapılardır. Bugün artık şu gerçeklik, hemen her kesim tarafından kabul edilmiştir: Deprem değil; binalar, yapılar öldürür” dedi.

Aksungur konuşmasını sonlandırırken şu ifadelere yer verdi; “İşte bugün burada; İnşaat Mühendisleri Odamız ve Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlediğimiz sempozyumda, bu olumsuz bilançonun nedenlerini, bilim insanlarının, mühendislerin – mimarların – şehir plancılarının çözüm önerilerini ortaya çıkarmaya çalışacağız. Tüm katılımcılara, Adana halkına tekrar hoş geldiniz diyor, üç gün sürecek olan Şubat 2023 Depremleri Sempozyumunun, amacına yönelik çalışmalar ortaya koymasını diliyorum.”

TANER YÜZGEÇ, “TÜM KESİMLER İÇİN BUNUN MUHASEBESİNİN YAPILDIĞI BİR PLATFORM OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

İnşaat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, “ 6 Şubat Depremlerinden sonra Odamızın her biriminin ana gündem maddesi deprem olmuştur. Bugünkü Sempozyumumuz da bu amaçla tasarlanmış ve depremlerin 1. yıldönümün hemen öncesi 6 Şubatta ne olduğunu ve nasıl olduğunu değerlendirmek için toplanmıştır.  3 gün boyunca bilim insanları ve uzmanlar bu depremlere ilişkin çalışmalarını,  gözlemlerini  bizimle paylaşacak, depremlerin sonuçlarını değerlendirecektir. Dolayısıyla bu denli büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek belki mümkün olmayabilirdi fakat böylesi dehşet verici bir tabloyla karşılaşmamız elbette ki önlenebilirdi. Bu sempozyumun bir yönüyle de, tüm kesimler için bunun muhasebesinin yapıldığı bir platform olacağını düşünüyorum” dedi.

Yüzgeç deprem sonrası açıklanan rakamlar üzerinden konuşmasına devam ederek şu ifadeleri kullandı; “Resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti, yaklaşık 40 bin bina yıkıldı, 200 binden fazla bina ağır hasar aldı. Cumhurbaşkanlığı verilerine göre maddi kaybın 100 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.”

Taner Yüzgeç, “Afet sonrası çalışmalar, kuşkusuz afetin hemen akabinde yapılan arama-kurtarma,  yardım ulaştırma, beslenme ve acil barınma ihtiyaçlarını karşılama ile sınırlı değildir. Geçici yerleşim alanlarının kurulması, enkaz kaldırma işlemleri, altyapısal hizmetlerin yani elektrik, su, kanalizasyon,  haberleşme ihtiyaçlarının karşılanması gibi faaliyetlerdeki sorunlar da kamuoyunun fazlasıyla gündemine giren konular oldu. Aradan 1 yıl geçmesine rağmen eğitim, sağlık ve güvenlik ihtiyaçlarının da yeterince karşılanamıyor olması bir başka giderilememiş sorun olarak karşımıza çıkıyor. 6 Şubat depremlerinin en çok etkilediği iller olan Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya illerinde yıkılan bina oranları %3,2 ila %5,2 arasında değişmektedir. Bu illerin genelinde kullanılamaz durumda olan yapıların oranları ise (orta hasarlılar dahil, çünkü güçlendirme yapılmaksızın kullanımına izin verilmemektedir) %24,9 ila %32,3 arasında değişmektedir” diyerek aktardı.

YÜZGEÇ, “10 BİNLERCE YURTTAŞIMIZIN HAYATININ GERİ GETİRİLMESİNİN İMKANI YOKTUR”

Konuşmasını sonlandırırken İnşaat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç şu ifadelere yer verdi; “ Kuşkusuz bu söylediklerime itiraz olabilir. Son 12 yıldır yapılagelen kentsel dönüşüm uygulamaları örnek gösterilebilir. Fakat TBMM’nin 6 Şubat depremlerine ilişkin çıkarmış olduğu Mayıs 2023 tarihli raporundan anlaşıldığı üzere, son 11 yıl içerisinde ülke genelinde sadece 238 bin civarında riskli yapıya “Kentsel Dönüşüm” adı altında müdahale edilerek yenilenmesi sağlanmıştır. Yani 2012 yılından buyana riskli olduğu varsayılan yapı miktarının sadece %3-4 civarındaki kısmı yenilenebilmiştir. Depremin yaralarının sarılması, hayatın normale dönmesi zaman alsa bile başarılabilir. Maddi kayıplarımız zaman içerisinde giderilebilir. Ancak 10 binlerce yurttaşımızın hayatının geri getirilmesinin, o boşluğun doldurulmasının imkanı yoktur. Anıları önünde bir kez daha eğiliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.