Konforundan faydalanın ancak sağlığınızdan olmayın
(İHA) - Her geçen gün teknolojide oluşan yeniliklere ayak uyduruyor, konfor ve kolaylığından yararlanıyoruz.
Medicana Sağlık Grubu Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Op. Dr. Şenel Alkır, kablolu...
(İHA) – Her geçen gün teknolojide oluşan yeniliklere ayak uyduruyor, konfor ve kolaylığından yararlanıyoruz.
Medicana Sağlık Grubu Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Op. Dr. Şenel Alkır, kablolu kulaklıkların yerini alan ve hızla yaygınlaşan kulak içi ve kulak üzeri kulaklıkların uzun süreli ve bilinçsiz kullanımının çeşitli enfeksiyonlara ve işitme kayıplarına neden olabildiğini, işitme kayıplarının görülme yaşının ise 50’lere kadar düştüğünü belirtti.
Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Op. Dr. Şenel Alkır, “Kulak doğal yapısı gereği ani seslerin kulakta meydana getirebileceği zararlara karşı koruma sistemine sahiptir. Kulak kepçesi ve dış kulak yolu, dışarıdan gelen sesleri toplayıp belli bir yoğunlukta dış kulak yolu kanalıyla kulak zarına ulaştırır. Kulak zarı da titreşerek, normal sağlıklı bir basınç ortamında bu sesi kemikçikler vasıtasıyla iç kulağa doğru artırarak iletir. Ancak bu noktada bazı koruyucu mekanizmalar devreye girer ve buradaki kas grupları ani ses yüksekliği olduğu zaman kulağın zarar görmesini engellemek için kendini kasarak o kemikçiklerin çalışmasını engeller. Uzun süreli, yüksek tonda kulaklık yoluyla gelen sese kulağın maruz kalması buradaki hücrelerin hasarlanmasına yol açar. Bu da kalıcı işitme kayıplarına neden olabilir. Bu sistemlerin doğru çalışabilmesi için ses direkt dışarıdan gelmelidir. Kulak içi ve kulak üzeri kulaklıklardan gelen ses bu sistemin doğru çalışmasını engellemekte, oluşturduğu yorgunluk ve yoğunluk nedeniyle de koruyucu mekanizma devre dışı kalır ve sesin iç kulakta oluşturacağı travmalar sebebiyle işitme kaybına neden olabilir.” dedi.
Enfeksiyon riski
Diğer yandan kulak sağlığı ve sağlıklı işitme sisteminde kulağa hava giriş çıkışının kulaklık ve/veya başka etkenler nedeniyle engellendiğinde başta mantar olmak üzere bakteri oluşumlarına da yol açıp kulak sağlığı için risk oluşturacak durumlar oluşturduğunu belirten KBB Uzmanı, Op. Dr. Şenel Alkır, “Sürekli ve uzun süreli kulaklık kullanan kişilerde dış kulak yolunda deforme olması sonucu mantar enfeksiyonları da görüyoruz. Dış kulak yolunun kıkırdak ve kemik üzerine direkt cildin oturması ile bir ara tabakanın olmadığı bir yapıyla karakterizedir. Bu bölgeye uzun süre sert bir cismin temas etmesi arada yumuşak doku olmadığından uzun dönemde ağrıya ve dış kulak yolu iltihabına yol açmaktadır. Ayrıca kulaklıkların hijyenine çok önem vermek gerekir. Çıkarıp direkt kutusuna koyulmalıdır. Açıkta herhangi bir yere konulduğunda ortamdan aldığı bakteriler nedeniyle tekrar kulağa takıldığında bir inflamasyon (iltihaplanma) oluşturuyor. Kulaklıkların çıkarılıp takılması sonunda gelen dış kulak akıntısının tekrar geri itilmesi sonucu kulak kirleri de oluşmakta. Özellikle gençlerde çok sık yaşanan bir durum. Her şeyden önemlisi kulaklıklar, dış kulak yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Bu durumu işitme cihazlarında da görüyoruz. Kulak içi ve kulak üzeri kulaklıklarla kulağın sağlıklı işlev görebilmesi için gereken hava yolunu tıkandığında içerde havayı hapsediyoruz ve kapalı bir ortam oluşturuyoruz. Kapalı bir ortamın ıslanması, terlemesi veya havalanamaması sonucunda o bölgede başta mantar olmak üzere birçok enfeksiyon, dış kulak yolu enfeksiyonlarıma neden olabiliyor. Aynı zamanda dış kulağın kendine özel salgısını kulaklık kullanımı nedeniyle dışarı atılmasını engelleniyor. İçerde birikiyor ve hatta daha geriye doğru gidebiliyor ve kulağın tıkanmasına yol açabiliyor.”
İşitme kayıpları görülme yaşı 50’lere kadar düştü
Günümüzde kulaklıklar yaşamımızın bir parçası olduğunu belirten Op. Dr. Şenel Alkır, sürekli ve uzun süreli kullanmanın doğru olmadığını önemle vurgulayarak, son yıllarda işitme kayıplarının görülme yaşının 50’lilere kadar düştüğünü belirtti. Kulaklıkların hijyenine de çok dikkat edilmesi ve kullanım sonrası mutlaka dezenfekte edilip temizlenmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Alkır şöyle devam etti: “Gençlerin çoğu, kulaklıkla müzik dinlerken, gürültülü şekilde iç kulağa yüksek ses iletmiş oluyor. Bu durum da uzun dönemde kulak çınlamaları özellikle tiz seslerde işitme kayıplarına yol açabildiği görülüyor. O nedenle sürekli yüksek ses ile müzik dinlemek iç kulağa zarar verebilir. Her gün 1-2 saatten fazla dinlememek ideal kullanım süresine uymak gerekiyor. İdeal olan 60-70 desibellik ses aralığıdır. 110 desibelden daha yukarısı zararlıdır. Dışarıdan duyulan ses kulaklıkla dinlendiğinde daha yüksek bir desibel de algılanır. Hele dış kulağın da kapandığı kapalı bir ortam oluşturuyorsanız, kulak zarı daha baskı altında çalışır. Normalde 15 dakikadan fazla kulaklık kullanılmasını önermiyoruz ve istemiyoruz. Kulaklık kullanılacaksa gün içinde mutlaka zaman aralıkları verilmesi gerekiyor. Mesela müzik dinlenilecekse serbest ortamdan gelmeli. Ancak illa kulaklık kullanılacaksa kulak kepçesini kapatan, kanalı kapatmayan kulaklıklar kullanmak gerekir” dedi.