KIYMETI BİLİNMEYEN YAZAR…ÖMER SEYFETTİN
Cesedi Kadavra Olan Yazar
Kaşağı, Falaka, Bomba, Yalnız Efe, Yüksek Ökçeler, Pembe İncili Kaftan, Başını Vermeyen Şehit, Diyet…
Hatırladınız değil mi?
Çocukluğumuzda hikayelerini keyifle okuduğumuz Turk Edebiyatı’nın öncü yazarlarından Ömer Seyfettin…
Ulu Önder Atatürk’ün de masasından kitaplarını ayırmadığı ve büyük bir keyifle okuduğu Ömer Seyfettin…
Kadıköy civarında kiralık evinde yalnız yaşayan Seyfettin, şeker hastalığına yakalanır.
Türk Edebiyatı’naa onlarca eser kazandıran, yüzlerce öğrenci yetiştiren, cepheden cepheye koşan ve esir düşen Ömer Seyfettin, 6 Mart 1920’de, daha 36 yaşında iken bu dünyaya veda eder.
İşte asıl dram da bundan sonra başlar.
Kimse tanımaz Ömer Seyfettin’i.
Cenazesini almaya gelen de yok, sahip çıkan da.
“Ferman”ın yazarı için hastane yönetimi üzücü bir ferman çıkarır.
KADAVRA yapılır Ömer Seyfettin.
Ertesi gün fotoğraf gazetelerde yayınlanınca “Kaşağı”, “İncili Kaftan” ve daha onlarca hikayenin yazarını tanıyanlar hastaneye koşar.
Ertesi gün cenazesi arkadaşları ve tanıyanlarca Kadıköy Kuşdili’nde Mahmud Baba haziresinde toprağa verilir.
Kaderin cilvesi işte, yaşarken olduğu gibi şanssızlıklar ölünce de yakasını bırakmaz.
23 Ağustos 1939’da Mahmud Baba Mezarlığı’ndan yol geçeceği gerekçesiyle kabri açılır, kemikleri toplanır ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na nakledilir.
İşte şimdi hikayesine ismini verdiği “Yalnız Efe” gibi yatıyor Zincirlikuyu Mezarlığı’nda.
(Alıntıdır)