Bu anıtlar, sadece tanrılara bir adak değil. Burası, Kommagene Krallığı'nın hırslı kralı I. Antiochos'un, kendini ölümsüzleştirmek ve tanrılarla eşit olduğunu tüm dünyaya ilan etmek için inşa ettirdiği inanılmaz bir anıt mezar. Peki, Antiochos kimdi ve bu ıssız dağın zirvesine böylesine megaloman bir eser bırakmasının arkasındaki gerçek neden neydi?
Doğu ve Batı Arasındaki Hırslı Kral: I. Antiochos
Tarih sahnesinde M.Ö. 1. yüzyılda yer alan Kommagene, bir yanda Roma İmparatorluğu, diğer yanda ise Pers İmparatorluğu arasında sıkışmış küçük ama stratejik bir krallıktı. Kral I. Antiochos, bu iki süper gücün arasında hayatta kalabilmek için dâhiyane bir kültürel ve dini propaganda projesi geliştirdi. Hem Yunan (Batı) hem de Pers (Doğu) kökenlerine atıfta bulunarak, iki medeniyetin tanrılarını birleştiren yeni bir din yarattı.
Dönemin tarihçilerine göre Antiochos, bu birleştirici din aracılığıyla hem Batı'ya hem de Doğu'ya hükmeden bir "tanrı-kral" olarak kendi meşruiyetini pekiştirmeyi amaçlıyordu. Bu yeni dinde, Yunan tanrısı Zeus, Pers tanrısı Ahura Mazda ile birleştirilerek "Zeus-Oromasdes" adını alırken, Antiochos da kendini bu tanrılar meclisinin bir üyesi olarak konumlandırdı.
Zirvedeki Tanrılar Meclisi ve Yere Düşen Başlar
Nemrut Dağı'nın zirvesindeki Doğu ve Batı teraslarında yer alan heykeller, işte bu tanrılar meclisini betimler. Orijinal yükseklikleri 8 ila 10 metreyi bulan dev heykeller, Kral I. Antiochos'u, bir aslan ve kartal figürünü ve Zeus, Apollon, Herakles gibi Yunan tanrılarının Pers tanrılarıyla birleştirilmiş versiyonlarını yan yana otururken gösterir.
Yüzyıllar boyunca bölgede meydana gelen şiddetli depremler, bu dev heykellerin başlarının gövdelerinden koparak terasların üzerine düşmesine neden olmuştur. Bugün Nemrut Dağı'nı bu kadar ikonik yapan da, karın üzerinde veya gün batımının kızıllığında yerde duran bu devasa, gizemli taş başlardır.
Hala Çözülemeyen Gizem: Kralın Mezarı Nerede?
Tüm bu görkemli yapı, aslında "hierotheseion" olarak adlandırılan kutsal bir anıt mezardır. Heykellerin arkasında yükselen ve dağın zirvesini oluşturan 50 metre yüksekliğindeki çakıl taşı yığını (tümülüs), Kral I. Antiochos'un mezar odasını sakladığına inanılan yapıdır. Ancak bugüne kadar yapılan tüm teknolojik aramalara rağmen kralın mezarına ulaşılamamıştır.
Nemrut Dağı'nda araştırmalar yürüten arkeologlar, yaptıkları açıklamalarda, "Tümülüsün içinde jeofizik radar taramaları yapıyoruz ancak kralın mezar odasının tam konumu hala bir sır. Antiochos, mezarının asla bulunmamasını ve rahatsız edilmemesini istemiş olabilir. Onu korumak için karmaşık bir yapı veya tuzaklar kurmuş olması muhtemel" diyor. Bu nedenle, kralın mezarı, arkeoloji dünyasının en büyük gizemlerinden biri olmayı sürdürüyor.