Kanser ve beslenme ilişkisi

Kanser ve beslenme ilişkisi
Yayınlama: 07.02.2023
A+
A-

 

 

(HABER MERKEZİ)-TOROS-SANKO Üniversitesi Hastanesi Onkoloji ve Hematoloji Bölümü Diyetisyeni Sena Erek, yapılan çalışmaların kanserin beslenme ile ilişkisinin yüzde 35 oranında olduğunu gösterdiğini söyledi.

4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle kanserden korunmada beslenmenin önemine yönelik açıklama yapan Erek, kanser oluşumunun birçok nedene bağlı olduğunu belirtti.

Tüm kanser vakalarının sadece yüzde 5-10’unun genetik faktörlere bağlıyken, kalan yüzde 90-95’inin çevresel faktörler ve yaşam biçiminden kaynaklandığına dikkat çeken Erek, sigara ve aşırı alkol tüketmek, radyasyona maruz kalmak, aşırı kilolu olmak, hareketsiz bir yaşam tarzı ve beslenme şeklinin kanser oluşumunda önemli faktörlerden olduğunu kaydetti.

“Son yıllarda yapılan çalışmalar kanser ile beslenme arasındaki güçlü ilişkiyi ortaya koymakta, kanserin beslenme ile ilişkisinin yüzde 35 oranında olduğunu göstermektedir” diyen Erek şöyle devam etti:

“Bu göz ardı edilemeyecek kadar yüksek bir orandır. Bizler için kanserin bizi bulmasını beklemek yerine yaşam tarzımızı ve beslenme şeklimizi değiştirmek en doğru olan yöntemdir. Kanseri hayatımızdan uzak tutmak için atmamız gereken en önemli adım ise doğru ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak, doğru önerilerle yaşam tarzımızı düzenlemektir.”

SAĞLIKLI VÜCUT AĞIRLIĞINDA OLDUĞUNUZDAN EMİN OLUN

Yapılan araştırmaların obez ya da kilolu olmanın bireylerde; pankreas, kolon, yemek borusu (özefagus), tiroit, böbrek kanseri vb. yakalanma riskini arttırdığını gösterdiğini anlatan Erek, şu önerilerde bulundu:

“Bir diyetisyen kontrolünde sağlıklı vücut ağırlığına ve en önemlisi sağlıklı yağ yüzdesine ulaşmanız, kanserden korunmada önemli bir adım olacaktır. Aldığınız enerji, harcadığınız enerjiden fazla ise vücut ağırlığınızın artması olası bir durumdur. Bu durumun önüne geçmek için daha küçük porsiyonlar tüketmeye çalışmalı, beyaz unlu, aşırı yağlı ve şekerli besinlerden uzak durmalısınız.”

FİZİKSEL AKTİVİTENİZİ ARTTIRIN

Fiziksel aktivitenin rolüne değinen Erek, bunu şu sözlerle özetledi:

“Fiziksel aktivitenin artması meme, kolon, prostat, rahim vb. kanserlerin riskini azalttır, vücut ağırlığı kontrolüne yardımcı olarak, sindirim sistemini düzenler, bireyin kendini daha iyi hissetmesini sağlar, depresyon riskini ve stresi azaltır. Bu sebeple haftada en az 3 gün toplam 150 dakika yürüyüş önerilmektedir.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.