DİSK heyeti, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la bir araya geldi

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Alaaddin Sarı ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan’dan oluşan DİSK heyeti, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la bir araya geldi.

DİSK heyeti, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la bir araya geldi
Yayınlama: 03.08.2023
A+
A-

TOROS(Haber Merkezi) – DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Alaaddin Sarı ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan’dan oluşan DİSK heyeti, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la bir araya geldi.

Toplantıda, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK YK üyeleri tarafından DİSK’in çalışma yaşamına ve Türkiye’nin sorunlarına ilişkin görüş ve önerileri şu şekilde sıralandı:

Çalışma hayatında sosyal sosyal diyaloğun esasını oluşturan sosyal taraflar vardır. Yasal bir kurum olan ve üç ayda bir toplanması gereken Üçlü Danışma Kurulu ile Anayasal bir kurum olmasına rağmen 2019 yılından beri toplanmayan Ekonomik Sosyal Konsey gibi sosyal diyalog mekanizmaları çalıştırılmalıdır.
6 Şubat ve sonrasında yaşanan depremlerin ekonomik ve toplumsal sonuçlarına ilişkin DİSK’in başta “depremzede çalıştırma zorunluluğu” gibi acil sosyal politika önerileri dikkate alınmalıdır. Bu kadar büyük bir depremin enkazının kaldırılması toplumsal dayanışmayla birlikte ancak kamunun hayata geçireceği politikalar ve sosyal devlet anlayışıyla mümkündür.
Türkiye’nin içinden geçtiği bu zor dönemde, iktidarın tüm politikaları zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapmak üzerine kuruludur. Emeğin milli gelirden aldığı pay, Cumhuriyet tarihinin en düşük düzeyindedir.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) her yıl yayınladığı Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye, tüm dünyada işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülkeden biridir. Bu durum, sekiz yıldır kesintisiz sürmektedir. Türkiye’nin bu utançtan kurtulması gerekmektedir.
Türkiye’de bütün ücret gelirleri TÜİK tarafından eksik ölçülen resmi enflasyon rakamı üzerinden belirlenmektedir. Bunun sonucu olarak yaşanan yüksek enflasyon, milyonlarca çalışan ve emekliyi yoksullaştırılmaktadır.
Uygulanan ücret politikaları ve sendikalaşmanın önündeki engeller nedeniyle Türkiye bir asgari ücretliler toplumu haline gelmiştir. Bu durum, geçtiğimiz hafta Merkez Bankası tarafından açıklanan Enflasyon Raporu’ndaki rakamlarla da somut olarak görülmüştür.
Bu nedenle asgari ücretin belirlenmesi yöntemi en büyük toplu sözleşme süreci biçiminde olmalıdır. Asgari ücret tespit komisyonunun yapısı tüm konfederasyonların katılımıyla demokratikleştirilmeli ve asgari ücret tespit süreci uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içeren gerçek bir toplu pazarlığa dönüştürülmelidir.
Türkiye’nin asgari ücretliler toplumu olmaktan kurtulması için sendikalaşmanın ve sendikal hakların kullanımının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bunun için 11 yılı geride bırakan 6356 sayılı Kanun’da yer alan antidemokratik unsurlar (barajlar vb) ortadan kaldırılmalıdır.
Toplu iş sözleşmesi hakkına ulaşmanın önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmalıdır. Yetki tespit ve itiraz davaları bekletici sebep olmamalı, yetkisiz mahkemelerde dava açılmasının önüne geçilmeli ve yetki tespitinde iş yerlerinde referandum uygulanmalıdır.
Toplu iş sözleşmesi kapsamının genişletilmesi için yasamızda var olan “teşmil” mekanizması hayata geçirilmelidir.
Enflasyonun yükseldiği bu dönemde, işçi alacak davaları son derece uzun sürmektedir. İşçi alacaklarına uygulanan %9 yasal faiz oranın, kimi işverenlerce işçi alacaklarının ucuz kredi olarak değerlendirilmesinin önüne geçilmelidir.
Emeklilerin hayat pahalılığı karşısında ücretlerinin düşmesi ve en düşük emekli aylığı olan 7.500 liraya milyonlarca emeklinin mahkum edilmesi kabul edilemez. DİSK’in daha önce de önerdiği gibi en düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.
Dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birisi Türkiye’dedir. Bir taraftan gelir vergisi dilimlerinin düşük belirlenmesi yoluyla diğer taraftan da en zenginle en yoksulun aynı oranda ödediği dolaylı vergiler yoluyla tüm vergi yükü işçiye, emekçiye, halka yüklenmiştir. Az kazanandan, az çok kazanandan çok vergi alınan;  faizin, rantın, kârın vergilendirildiği adaletli bir vergi sistemi için düzenleme yapılması gerekmektedir.
Kadınlar, gençler ve göçmen işçiler başta olmak üzere kayıt dışı çalıştırmanın önlenmesi için etkin politikalar uygulanmalıdır. Kayıt dışı çalıştırmanın önlenmesi için en etkili araç sendikalaşmadır.
Belediye şirketlerinde çalışan ve kadro hakkına ulaşamayan yüz binlerce belediye işçisinin yaşadığı mağduriyet bir an önce giderilmelidir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşanan olumsuz tabloyu ortadan kaldıracak doğru politikalar uygulanmalıdır.
DİSK, önümüzdeki dönemde “gelirde adalet, vergide adalet” talebiyle sadece kendi üyeleriyle değil, bütün işçi sınıfıyla birlikte mücadeleye kararlılıkla devam edecektir. Bu çerçevede uluslararası sendikal hareketin bir parçası olarak DİSK, mevcut sistemin yarattığı tüm eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri ortadan kaldıracak “yeni bir toplumsal sözleşme” için mücadeleyi büyütecektir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında kurulan başkanlık sistemi ülkemizde işçiler, emekçiler açısından büyük tahribata yol açmıştır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken başta işçiler olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin karar mekanizmalarına katılımının güvence altında olduğu, sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırıldığı; güçler ayrılığının, denge-denetleme mekanizmalarının, hukukun üstünlüğünün tesis edildiği; demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği gerçek bir demokrasi için DİSK mücadeleye devam edecektir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.