Uzman Diş Hekimi ve Ağız Diş Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, özellikle menopoz sonrası dönemde kadınların diş ve çene sağlığı açısından daha büyük risklerle karşı karşıya kaldığını söyledi. Türkiye’de menopoz yaşının 49’dan 46’ya düştüğünü belirten Özkan, bu durumun sessiz ama ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.
Sağlık Bakanlığı'nın 2025 verilerini aktaran Prof. Dr. Özkan, “Menopoz, sadece adet döngüsünün sona ermesi değil; aynı zamanda östrojen hormonunun ani azalmasıdır. Östrojen kemik sağlığı, bağ dokuları ve bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğu gibi, diş eti ve çene kemiği için de hayati önemdedir” dedi.
Diş Etleri Neden Zayıflıyor?
Menopoz sonrası kadınlarda diş eti çekilmesi, çene kemiği kaybı ve diş kayıplarının daha sık görüldüğünü ifade eden Özkan, “Araştırmalara göre menopoz sonrası periodontitis oranı yüzde 58, osteoporozlu kadınlarda çene kemik kaybı hızı ise 4 kat fazla. Menopoz sonrası ilk 5 yılda kadınlar kemik kütlesinin yüzde 20’sini kaybedebiliyor” şeklinde konuştu.
Özkan, östrojenin kemik yapımı ve yıkımı üzerindeki dengesini anlatarak, “Östrojen azalınca kemik yapan hücreler zayıflıyor, yıkan hücreler ise daha aktif hale geliyor. Çene kemiği gibi süngerimsi yapıya sahip kemikler bu durumdan ilk etkilenen alanlardır. Yılda yüzde 3-5 oranında kemik kaybı görülebilir” dedi.
Menopoz döneminde görülebilecek belirtilerin çoğunun ağız sağlığıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Özkan, diş eti kanaması, ağız kuruluğu, tat değişiklikleri gibi semptomların önemsenmesi gerektiğini söyledi. Tükürük salgısının azalmasının çürük riskini artırdığını da belirtti.
Erken Muayene Hayat Kurtarır
Bu süreçte alınacak önlemlere değinen Özkan, şu tavsiyelerde bulundu:
- Menopoz sonrası her 6 ayda bir diş eti muayenesi yapılmalı,
- Çene kemiği kaybı dijital radyografi ile izlenmeli,
- Hormonal hassasiyetlere uygun periodontolojik bakım protokolleri uygulanmalı,
- Kalsiyum ve D vitamini desteğiyle kemik yoğunluğu korunmalı.
Osteoporoz tedavisinde yaygın olarak kullanılan bifosfonat grubu ilaçlara da dikkat çeken Özkan, bu ilaçların çene kemiği üzerinde baskılayıcı etkisi olduğunu ve diş çekimi veya implant işlemlerinde osteonekroz riskini artırdığını hatırlattı. Bu nedenle tedavi planlaması öncesinde dental muayenenin mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.
“Menopoz bir son değil, yeni bir başlangıç. Ancak bu başlangıcın sağlıklı devam edebilmesi için diş ve çene sağlığı titizlikle takip edilmeli” diyen Prof. Dr. Özkan, şu uyarıyla açıklamasını sonlandırdı: “46 yaş menopoz çağı, 50 yaş dişsizlik kaderiniz olmasın. Menopoz teşhisi alır almaz diş hekiminize başvurun. Çünkü kaybedilen her diş, kalp hastalığı riskini yüzde 28; KOAH alevlenmelerini yüzde 41 artırıyor.”
