Ocak ayından bu yana devam eden kamu işçilerinin zam pazarlığında hükümetle Türk-İş arasında henüz bir anlaşma sağlanamazken, Türk-İş'in duyurduğu eylem süreci resmen başladı. Ülke genelinde olduğu gibi Adana’da da Türk-İş’e bağlı sendikaların örgütlü olduğu kamu iş yerlerinde ilk eylemler gerçekleştirildi. Şube başkanları, iş yeri temsilcileri ve işçiler, iş yerlerinin önünde toplanarak hazırlanan ortak basın açıklamasını kamuoyuna duyurdu.
Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, Adana’da yaptığı açıklamada eylemlerin kararlılıkla süreceğini belirtti. “Bu zamana kadar iyi niyet gösteren taraf hep biz olduk. Ancak bize sunulan zam teklifi emeğimizi yok saymaktır. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” ifadelerini kullanan Gülnar, Türk-İş Konfederasyonu’nun belirlediği eylem takviminin büyük bir katılımla sürdürüleceğini vurguladı.
"Sabırla bekledik, lütuf gibi teklif sundular"
İlk eylem günü tüm illerde olduğu gibi Adana’da da ortak açıklama kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklamada, kamu işçilerine yönelik teklifin kabul edilemez olduğu belirtilerek hükümete çağrı yapıldı: “Sosyal diyaloğa açık, çözüm odaklı bir yaklaşım bekledik. Ancak üç ay boyunca hiçbir teklif sunulmadı. En sonunda ise lütufmuş gibi bir zam önerisi getirildi. Bu teklif emeğimizi yok saymaktır.”
Kamu işçilerinin ekonomik sıkıntılarına dikkat çekilen açıklamada, artan kiralar, yükselen faturalar ve çocukların eğitim giderlerinin altından kalkılamadığı vurgulandı. “Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada dile bile getirmeyeceğiz... Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım! Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz” denildi.
"Bu sadece işçilerin değil, herkesin meselesi"
Açıklamanın devamında, kamuoyunun da bu adaletsizliğe sessiz kalmaması gerektiği belirtilerek şu ifadeler yer aldı: “Kamu hizmetleri, biz işçilerin özverisiyle aksamadan sürüyor. Ancak işçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışı tehdit eder. Bu sorun sadece kamu işçisinin değil, hepimizin meselesidir.”
“Bu işin sonu greve kadar gider”
İşçiler, eylemlerini büyüteceklerinin sinyalini vererek hükümeti adil bir teklif sunmaya çağırdı: “Hükümet, süreci daha fazla uzatmadan işçinin hakkını vermelidir. Bu böyle gitmez! Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz! Masa susarsa, meydanlar konuşur! Bu işin sonu greve kadar gider! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz.”