Tüm dünyada kalp hastalıklarından sonra en sık ölüme neden olan hastalıkların başında gelen kanser, giderek daha fazla insanın yaşamını etkiliyor. 5 kişiden birinin hayatının bir döneminde kanserle karşı karşıya kaldığını belirten Acıbadem Adana Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Yavuz, erken tanının tedavi sürecindeki önemine vurgu yaptı.
Tarama Testleri Sayesinde Erken Tanı Mümkün
100’den fazla kanser türü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yavuz, meme ve prostat gibi bazı kanser türlerinin tarama testleri sayesinde erken evrede tespit edilebildiğini belirtti. Sağlık teknolojisindeki gelişmelerin, özellikle meme ve akciğer kanserinde küçük nodüllerin erkenden fark edilmesini sağladığını söyleyen Yavuz, "Hızla gelişen sağlık teknolojisi, ileride farklı kanser türleri için de tarama testlerinin geliştirilmesi anlamına geliyor. Erken tanı sayesinde tedavi başarısı artıyor, yaşam kalitesi yükseliyor. Ayrıca radikal cerrahi, çok ajanlı kemoterapi ve radyoterapi gibi ileri evre tedavilere duyulan ihtiyaç da azalıyor" dedi.
Toplumsal Farkındalık Erken Tanı Oranını Artırıyor
Toplumda farkındalık oluşturmanın erken teşhis oranlarını yükselttiğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, “Koruyucu hekimliğin gelişmesi, topluma yönelik bilgilendirme çalışmalarının artması, kanserle ilgili farkındalığın da yükselmesine neden oluyor. Bu da daha fazla kişide hastalığın erken evrede yakalanmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Aile Hekimleri ve KETEM’lere Başvuru Çağrısı
Prof. Dr. Yavuz, önlenebilir ve tarama testleriyle erken yakalanabilir kanser türlerinde ölüm oranlarını düşürmek için aile hekimlerine, Kanser Erken Teşhis Eğitim Merkezleri’ne (KETEM) ve hastanelere başvurulması gerektiğini ifade etti. “Eğer bir sağlık sorununuz yoksa çok sorununuz vardır. Ama bir sağlık sorununuz varsa, tek sorununuz vardır: O da sağlığınızı geri kazanmak” sözünü hatırlatan Yavuz, beslenme ve egzersiz gibi kanser riskini düşüren yaşam biçimlerinin önemine dikkat çekti.
Yaşam Kalitesini Artıran Tedaviler
Kansersiz bir yaşamın artık mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, erken tanı konulmuş ve uygun tedavi almış hastalarda hem yaşam süresinin uzadığını hem de kanserin kronik hale gelebildiğini söyledi. Organ koruyucu cerrahilerle yaşam kalitesinin yükseldiğini, radyoterapi teknolojilerinin gelişmesiyle yan etkilerin azaldığını ifade etti. Sistemik tedavilerde ise geleneksel kemoterapinin yanı sıra bazı erken evre hastalarda tablet formunda ilaçlar ve bağışıklık sistemini güçlendiren immünoterapilerin de etkili sonuçlar sunduğunu dile getirdi.
