DİYETİSYEN USLU’DAN OBEZİTE UYARISI!
Günümüzün en önemli sosyal konularından biri Obezite… İnsanoğlu binlerce yıl evveli avcı toplayıcı bir topluluktu. Yerleşik düzene geçip ilk evleri ve ilk köyleri kurarak çiftçiliğe...
Günümüzün en önemli sosyal konularından biri Obezite… İnsanoğlu binlerce yıl evveli avcı toplayıcı bir topluluktu. Yerleşik düzene geçip ilk evleri ve ilk köyleri kurarak çiftçiliğe başlamasıyla daha rahat yaşama geçişin sonu daha az hareket yüzünden kas ve eklem ağrılarının olması etken oldu. Kentleşmeyle birlikte de daha da rahat yaşama yönelen insanoğlu evvelki kaslı yapısını azaltıp vücutça yağlanmaya başladı. Bilgisayarların etkinliğinin tüm dünyayı sarmasıyla da Obezite tehlikeli ölçüde artarak insanların sağlığını tehdit etmeye başladı. Günümüz tıbbında diyabetin yüksek tansiyonun ve kanserin en büyük nedenlerinden biri olarak gösterilen Obezite artık ciddi bir hastalık olarak görülmeye ve önlenmeye çalışılıyor.
İbni Sina, ‘Zehir dozdadır’ der, Hipokrat da, ‘Besinler ilacınız ilacınız besinler olsun’ der. Ne yersek oyuz… denir. Bu konuyu konunun uzmanı Diyetisyen İlkay Uslu ile konuştuk…İlkay Hanım Ankara Üniversitesi beslenme ve diyetetik mezunu doğma büyüme Tarsuslu ,Tarsus’ta oturan ve işyeri Adana’da olarak hizmet veren bir diyetisyen…
-Türk kadınları neden tontondur, diye sorarak başlaya bilir miyiz?
Kiloların temeli genelde strestir… İnsan bu yüzden kilo alır. Bazı hastalıklar dolayısıyla Kortizonlu bazı iştah açıcı ilaçlar vücutta doyma mekanizmasını yok ediyor. Bireyi devamlı olarak tatlıya tuzluya yönlendiriyor bu da artan kilolara neden oluyor. Hareketsizlik etken olabiliyor. Strese bağlı yemek yeme fonksiyonları oluşabiliyor… Metabolizma hızı bireyden bireye değişiyor. Genlerimiz… Çevremiz… Beslenme ve yaşam tarzı aktivite ve stres hepsinin etkileri oluyor. Mesela bazı insanlar strese girdiğinde kilo alırlarken bazıları strese girdiğinde zayıflıyorlar.
-Pandemiyle birlikte herkes evden bilgisayarla çalışıyor… Bu da kilo almamızı tetikliyor mu ?
Günümüz insanı bilgisayar başında hareket kısıtlılığı yaşadığı için bu da metabolizma hızımızı düşürüyor. Alınan enerji harcanmayınca bize kilo olarak geri dönüyor.
-Hep Akdeniz tipi beslenme deniliyor bunun faydaları nelerdir?
Bulunduğumuz coğrafya zaten Akdeniz ve buraya uygun besin zenginliğimiz var. Yiyecek potansiyelimiz genelde sebze ve meyve üzerine kurulu. Zeytin ve zeytinyağı ürünlerinin yararı ayrı bir değerdir. Buna doğal bakliyatı ve et ürünlerini de eklersek kaliteli beslenme bu olur.
-Günümüzde anne babaların en büyük şikayeti çocukların Fast food a düşkünlüğü bu konuda önerileriniz nelerdir?
Bağırsak bakterilerinin türüne göre çocukların besinsel tercihleri değişiklik gösterebiliyor. Ebeveynler çocuğumuz aç kalacak diye korkuyorlar. Anneler çocuk ev yemeği yemeyince panikliyorlar. Korkmamaları gerekiyor. Kısa vadeli zararlı beslenmeler uzun vadede çocuğu çıkmaza sokuyor. Bir çocukta 4 yaşından itibaren sebze alışkanlığı olmazsa 17 yaşında hastalıklarla karşılaşınca bunları yemek zorunda kalıyor. Annelerin çocuklarının beslenmesine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Tüm besinleri dengeli ve dozunda yedirmelidirler. Paketli gıdalardan ise çocukların kesin olarak uzak tutulması gerekir.
-Adana Kebap diyarıdır. Kebabın yanında ne içilmesini tavsiye edersiniz?
Kebabın yanında bol yeşillik yeşil salata ayran ya da şalgam en dengeli yemek biçimidir. Şalgam probiyotiktir, bağırsak florasının dengesine katkı sağlar. Bağışıklığı güçlendirir…
Mesela evde yapılmış turşu da aynı besin değerini taşıdığı için onu da tavsiye ediyoruz.
-Hamile beslenmesi?
Annelerin vitamin ve mineral deposunu koruyarak bebeğin sağlıklı gelişimi için dengeli beslenmesi şarttır. Hamilelerde bulantı ve kusma sorunu olabiliyor. Hamile kadınlar sabah uyandıklarında bir avuç leblebi, çubuk kraker ya da galeta atıştırabilirler, bunlar mide bulantılarını bastırır. Narenciye ürünleri mide bulantısını arttırdığı için bu besinleri öğleden sonra yiyebilirler. Akşam yemelerini tavsiye etmeyiz çünkü reflüyü artırır.
-Menopoz beslenmesi?
Menopoz döneminde kadınların hormonal değişimlerine bağlı olarak metabolizması yavaşlamaya başlıyor. Bu konuda en çok karşılaştığımız sorun Ödem problemi oluyor. Kadınlar vücutlarında biriken ödemi atmakta zorluk çekiyorlar. Bunu engellemek için çok bol su içmeleri gerekiyor. Hareketli yaşam spor ve üç beyazdan da uzak durmak gerekiyor.
-Yaşlı beslenmesi?
Kemik ve dişlerde hassasiyet ve kayıplar görülebilir. Meyve ve sebzenin bulunduğu protein ağırlıklı yoğurt süt ve peynirin bolca bulunduğu beslenme öneririz. Bir de yaşlılar çayı çok içiyorlar. Bu aşırılık kanlarında demir eksikliğine neden oluyor. Bağışıklıklarını düşürüyor. Hatta uzun vadede kemik erimesine bile neden olabiliyor.
-Pandemiyle birlikte Obezite arttı, ailelere ne tavsiye edersiniz?
Yalnızca çocuklar değil. Anneler ve babalarda çocuklarıyla birlikte mutlaka spor yapsınlar. Paketli ürün kesinlikle tüketmesinler. Doğal beslenmeye ağırlık versinler Doğal beslenme ömrü uzatır. Kaliteli yaşamın sırrı budur.
-Etrafımız sahte ve zararlı gıdalarla dolu… Kaliteli Beslenmemiz için ne yapmalıyız?
Günümüzde karşılaştığımız en büyük problem besinlerimizin güvenilirliği. İnsanlara mümkünse köylerden alış veriş yapmalarını tavsiye ederim. Kooperatif birliklerinin ürünlerini alsınlar. Mesela Fiskobirlik, Trakyabirlik ve Marmarabirlik gibi bunlar güvenilirdir.
-Bu günlerde hormonlu tavuk tartışması var, bu konuda öneriniz ne?
Genetiği değiştirilmiş gıdaların vücuda alınması özellikle çocuklarda hormonal değişikliklerin olmasına neden oluyor. Erkek çocuklarında meme yapısı değişiyor, meme çıkmaya başlıyor. Kız çocuklarında da erken ergenlik oluşuyor kısa boylu olabiliyorlar,9-10 yaşlarında adet olan kızlarımız var. Ben bu konuda hormonlu tavuk yerine köy tavuğu ya da hindi yenmesini tavsiye ediyorum. Çünkü hindiye hormon yüklemesi yapamıyorlar.
HABER:YASEMİN GÜÇ