HER ANLATILANA İNANMAYİN, BİLGİ KİRLİLİĞİ INANILMAZ BOYUTLARDA

İnternet çıktıktan sonra hiç bu kadar çok yalanı bir arada seyretmemistim.
Televizyon kanalları çoğaldıkça hiç bu kadar çok yalanı izlememiştim.
Gazetelerde hiç bu kadar çok yalan haber, hiç bu kadarı çok yalaka ve yalan köşe yazıları okumadım…

Bir YALANLAR ÜLKESİ dir gidiyor …
Aslında bu durum tüm dünyada var…ama Türkiye de daha bir fazla var.

Sahtekarlarin ve hırsızlarin yaptıkları hırsızlıkları kapatmak için kendilerini savunan her ay para vererek yüksek rakamlarla maaşlı Gazeteciler tutmaları., tv lerde sahtekarlıklariyla hirsizliklarini aklamaya Çalışanların bazı hukukçulara bilim adamlarını savunucu soytarılar olarak tuttuklarını seyrediyoruz…tam bir tiyatro

Olmamış şeyleri olmuş gibi göstermek…insanlara iftira atmak…algı yaratarak kendi pisliklerini kapatmaya çalışmak sık yapilan eylemlerden…
Cinayet işledigi iddia edilenlerin, uyuşturucu taciri olduğu söylenenlerin ,devleti soyduğu varsayilanlarin adlarının ortada ayan beyan gecmelerine rağmen hukuksal olarak haklarında hiç bir şey yapılmaması düşündürücü….habere konu olanların değil de haberi yapan gazetecilerin ifadeye çağrılması hatta göz altına alınmaları daha da düşündürücü….

Toplumun gözünün içine baka baka yalan söyleyen bazı siyasiler, bazı bilim adamları ,bazı Hukukçular ve bazı gazeteciler…

Ve halk…bu yalanlara inananlar.
Saflık la inananlar ve sırf menfaatleri olduğu için inandığını varsayanlar
Bir de aptallıklarindan inananlar var…

Tanrı bize uzuvlarimizi kullanmamız için verdi.Gözümüzle görmemiz, kulağımıza duymamız, burnumuzla koklamamiz, dilimizle tad almamız ve elimizle dokunmamız…

Beynimizi de calistirmamiz için verdi.Calisan organ Güç kazanır…beynimizi calistirmazsak…
OKUMAZSAK…
SORGULAMAZSAK…
ARASTIRMAZSAK…
OGRENMEZSEK…
Onun bunun lafına sorgulamadan inanırsak…

Onun bunun SAZANI..,
Onun bunun da MAL i oluruz.