TÜRKİYE NİN SOSYOLOJİK PROBLEMLERİ
Prof.Dr. Niyazi Kahveci
▪ Fatih İmam Hatip Okulunda okumuş, Marmara İlahiyattan mezun olmuş, Haseki Eğitim Merkezi’nde ihtisas yapmış, İngiltere Manchester Üniversitesinde Sosyal Bilimler eğitimi almış, doktorasını da burada yapmış… Kur-an’ı Kerim’i Arapça’dan İngilizceye çeviren ve bugüne kadar çok sayıda kitabı yayınlanan İlahiyatçı ve Sosyal bilimci..
▪︎ Hocanın Dikkati çeken kitaplarından biri “Çağımız ve Türkiye” ismini taşır. Kitabındaki tesbitler sadece bizi değil tüm İslam dünyasındaki düşünce geriliğini, bütün zamanlar boyu kapsayıcı ve kuşatıcıdır. Şimdi bu kitabından aforizma nitelikli bazı metinlerini satır başlarıyla sunuyorum. :
▪ Bu ülkede en çok satılan ve en çok satın alınan ama hiç kullanılmayan tek şey dindir. Bunu satın alan halkın zihinsel yapısı problemlidir. Şimdi bu problemlerin faturasını ödüyoruz.
▪Bu kafa bir adamı büyütüyor sonrada gidip kendini ona öldürtüyor. Bu kafa hastalıklı ve anakronik kafadır, bu kafa şizofrenik kafadır. On bin yıl önceki kafayla bugünü yaşamaya çalışan bir kafadır bu…
▪Kiralık kapitalle kapitalizm, kiralık felsefe ile bağımsızlık olmaz. En zor iş çağdışı insan malzemesi ile çağdaş işler yapmaya kalkmaktır. Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksın ya da gereksiz insan…
▪Batıdaki dini mezhepler teolojik ve zihinsel iken, bizdekiler tamamen siyasaldır, onu meşrulaştırmak için teoloji arkadan gelir.
▪ Sünnilikte düşünmenin d’si bile yoktur, adı üstünde teamülcü, uygulamacı. Elin oğlu Allahtan teknolojik imkanlarını satıyor da biz de sahip oluyoruz.. Yarın satmasalar ne yapacaksın ?
▪︎150 milyar dolar ihracatın 300 milyar dolar ithalatın varsa, 2 liraya malettiğinizi 1 liraya satarak geçiniyoruz demektir. Yeraltı kaynaklarını sattık, yer üstündekileri sattık şimdi havayı betonla doldurarak geçiniyoruz.
▪ Şimdiki Şeyhlik, beş bin yıl önceki totemizm kavramının insana dönüşmüş halidir. Bu toplumlarda bir tane filozof yok. Hiçbir olguyu doğru okuyamıyoruz. Biyolojik olarak aklı bozuk insanların evliya diye peşinden koşup “benim halim ne olacak ?” diye soranlar var.
▪Batılıları sömürgeci diye eleştiriyoruz. Ama onların hiç biri kendi insanını sömürmüyor. Biz dışarda değil içeride sömürgeciyiz. Biz kendi insanımızı sömürüyoruz. ( Buna ekonomik ensest ilişki deniyor). En büyük vatan hainliği bence budur.
▪ Adam İlahiyat Profesörü olmuş yaptığı iş VİP Cenaze namazı kıldırmak, VİP Umre yapmak. Hala Farabiyi aşamadık… 4000 sene önceki Sümerlerin kafasına sahibiz…
▪Kuranın bütünsel olarak, hedefi ve amacı nedir, karakteri nedir sorusuna cevap bulamadığımız sürece, 1500 sene öncesinde kalırız. Aklınızın çapını genişletmeden mevcudun dışına çıkamazsınız. Türkçe de akıl nedir nasıl çalışır diye bir kitap yok. Batıda binlerce var…
▪ Yaşadığımız 21.yüzyılda dinsel düşünme dönemi diye bir şey yoktur, o devir bitmiştir. Çağımız akılcı ve bilimsel düşünme dönemidir. Bu çağda ve bundan sonra dindar olunabilir, ama ancak akılcı ve bilimsel düşünce ile…
▪Bilim yayılması için hiçbir engel tanımaz, çünkü gerçeğin ve hakikatin bilgisidir. İki şey yok sayılarak yok edilemez; biri hak diğeri hakikat. Bilim dünyasındaki literatürün İslam dünyasına nüfuz etmesi asla önlenemez. Müslümanlar buna da hazırlıksız yakalanacak, tek savunma yolları onları inkar etmek olacaktır. Fakat bu gerçeği değiştirmez ve onları da yalayıp yutacaktır.
▪Batılılar düşünürken Müslümanlar düşünmüyor. Batılılar, akıllarına hitap edilebilir vasıfta insanlar iken Müslümanlar, ancak duygularına hitap edilebilir vasıftalar. Bu nedenle masal, hikâye, efsane anlatmaya itibar ediyorlar. Kuran’ın bile duygulara hitap eden efsanelerini seviyor, akla hitap eden ayetlerine itibar etmiyorlar.
▪Batılılar kendi düşünce ürünleri ile ortaya çıkmakta, Müslümanlar ise onların karşısına kendi ürünleri ile değil, Allah’la, onun ürün ve eserleri ile çıkmaktalar…
▪ Prof.Dr. Niyazi Kahveci
▪︎OSK/12 Şubat 2021
(Alıntıdır)