Çırak sorunu berberliği bitirebilir
Dijital çağda tercih edilmeyen meslekler, o mesleklerin geleceğini tehlikeye atıyor. Usta-çırak ilişkisi ile var olan bazı branşlardaki işleyişi de etkileyen çırak sorunu, bu kez de erkek berberlerinde karşımıza çıktı. Berberler, yetiştirecek elaman bulamıyor. Toros TV ekranlarında yayımlanan ‘Sektörün Sesi’ programına katılarak bu durumdan yakınan Adana Berberler Odası Başkanı Mustafa Geçkin, dükkanlarında yalnız kaldıklarını ve sanatlarını teslim edecek çırak bulamadıklarını belirtti.
Dijital çağda tercih edilmeyen meslekler, o mesleklerin geleceğini tehlikeye atıyor. Usta-çırak ilişkisi ile var olan bazı branşlardaki işleyişi de etkileyen çırak sorunu, bu kez de erkek berberlerinde karşımıza çıktı. Berberler, yetiştirecek elaman bulamıyor. Toros TV ekranlarında yayımlanan ‘Sektörün Sesi’ programına katılarak bu durumdan yakınan Adana Berberler Odası Başkanı Mustafa Geçkin, dükkanlarında yalnız kaldıklarını ve sanatlarını teslim edecek çırak bulamadıklarını belirtti.
![Çırak sorunu berberliği bitirebilir](https://adanatorosgazetesi.net/wp-content/uploads/2025/01/berberler-1-scaled.jpg)
Adana Berberler Odası Başkanı Mustafa Geçkin, Toros TV ekranlarında yayımlanan ‘Sektörün Sesi’ programın konuk olarak katılıp, ciddi boyutlara varan mesleki sorunlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Moderatörümüz Yener Ekinci’nin sorularını yanıtlayan Başkan Geçkin, yetiştirecek çırak bulunmadıklarını ve bunun da berberlik mesleğinin gelecekte ki varlığını tehdit ettiğini söyledi.
Berberlerin çoğu çırak bulamamaktan şikayet ediyor. Bu sorunun kangrene dönüştüğü gerçeği ile karşı karşıya kaldığınız doğru mu?
Resmi verilere göre Türkiye’de iş arayan insan sayısı üç milyonun üzerinde; ancak hizmet ve üretim alanındaki bazı sektörler ve meslek dallarında, yüksek oranda personel açığı yaşanıyor, çırak yetişmiyor. O mesleklerden biri de berberler. 4+4+4 şeklinde uygulanan eğitim sisteminden sonra liseyi bitiren bir genç, bizim mesleğe geldiğinde yaşken eğilmediği için verimli olamıyor. Sabırsızlar ve hemen patron olma hayali taşıyorlar. Eskiden çırak taleplerini geri çeviriyorduk. Şimdi eleman için sağdan soldan rica ediyoruz. Berberlik mesleği bir sanattır ve sanatımızı bir sonraki nesile aktaracak eleman bulmakta güçlük çekiyoruz. Ustalarımız, çırak bulunamadığı için ilerleyen dönemde berberlik mesleğinin yok olma korkusuyla yaşıyorlar. Eskiden aileler çocuklarını berber dükkanlarına götürürdü, ustaya teslim ederdi ve ‘eti senin kemiği benim’ derdi; fakat şu an böyle bir durum söz konusu değil. Benim yanımda çalışacak çırağa, ilerisi için koluna altın bir bilezik takmış oluyorum. Eğer bu sanatı yapabilirse ömrü boyunca bileğinde bir altın bilezikle dolaşır, bir sanat öğrenmiş olur. 45 yıldan bu yana sektörün içindeyim, 3 çocuğum var ve üçü de üniversite mezunu. Onları, kimseye muhtaç etmeden berberlikten kazandığım parayla yetiştirdim. Yanımda bir çırak çalışmış olsa 2 seneye kalfa olacak kıvama gelir. 2-3 sene sonra bu çocuk mesleği öğrenir ve bana ihtiyacı kalmaz çünkü bir sanatkar olacak. Eskiden çıraklık çok güzeldi. İlk önce saygıyı sonra mesleği öğrenirlerdi. Çıraklık Okulu dediğimiz Mesleki Eğitim Merkezleri ile çırak sorunu aşılmaya çalışıldı; ama yaraya merhem olamadı. Orayı tamamlayanlar lise mezunu sayılıyor ve 9-10-11 sınıflar için 5 bin 110 lira, 12’nci sınıflar için 8 bin 510 lira maaş ödemesi yapılırken, devlet maaşı kaldırdı. Yeni öğrenciler maaş almadan eğitim alacak. Bu da merkezlerin cazibesini yitirdi. Derdimize yetersiz çare olan bu sistemin değişmesi bizi tamamen umutsuz yaptı. Bu konuda yetkililerden acil çözüm bekliyoruz.
Yaklaşık yarım asırdır bu mesleğin içinde olduğunuzu söylediniz. 50 yıl önce ile günümüzü kıyaslarsak sektörde ne gibi değişimler yaşandı?
Berber kültürü, tarihi Eski Mısır’a kadar uzanan ve toplumun şekillenmesinde doğrudan etkisi olan önemli bir meslek. Günümüzde her ne kadar çok daha modern ve yenilikçi görünüyor olsa da aslında bu köklü kültürde, yüzyıllardır değişmeyen bazı gelenekler hala geçerli. Bir zamanlar sosyal ve kültürel kaynaşmanın ana merkezi olan berber salonları, geçmişten bugüne değişmeyen bir takım özelliklerini hala koruyorlar. Berberler, yüzyıllardır sadece saç sakal bakımı yapan alanlar olarak değil, toplumsal sorunların ve sosyal gelişmelerin konuşulduğu ufak kent meclisleri olarak geçiyor. Erkeklerin bir araya gelerek hem günlük hayattan hem de önemli konulardan bahsettiği berber dükkanları, bugün de aynı görevi görüyor. Üstelik özellikle normalde bir araya gelmeyen karşıt görüşten insanları birleştirdiğinden, toplum yapısının gelişmesine ve sosyal iletişimin güçlenmesine de aynı şekilde uzun yıllardır katkı sağlıyor. Berber dükkanı denilince akla gelen ilk şey, erkek saç ve sakal bakımı ile ilgili alanlar olduklarıdır. Bu durum meslek ilk yapılmaya başladığında nasılsa bugün de aynı şekilde. Dolayısıyla berberlik mesleğinin ana odak noktası, erkek saç kesimi, sakal kesimi, sakal düzenlemesi gibi konular. Bu gelenek günümüzde hala aynı şekilde devam ediyor olsa da üzerine çok daha fazlasını katmış durumda. Çünkü günümüzde saç, sakal kesimi berber dükkanlarının yaptığı tek şey değil. Klasik gereksinimler hala sürmekle birlikte, modern bir berberin ustalaştığı alanlar; kişiye özel stil önerisi, ağda, cilt bakımı, manikür, pedikür, fön, saç boyama gibi çok daha genişlemiş halde. Geleneksel tıraş, erkeğin yüzyıllardır değişmeyen temel ihtiyaçlarından ve bu nedenle berberlerde de hala eskisi gibi sürdürülüyor. Kimi zaman kullanılan ekipmanlar ve stil önerileri farklılaşsa da aslında işin mantığı yüzdeki istenmeyen tüyleri temizlemeye dayanıyor. Ayrıca tıraş bıçağı ve köpük ile yapılan tıraş kimi müşterilerin tek tercihi olabiliyor, dolayısıyla birçok berber, elektrikli tıraş ekipmanlarının yanı sıra geleneksel malzemelere de hala aşina. Bugün geldiğimiz noktada, bilinen erkek görünümü eskiye kıyasla bir hayli farklı olduğundan, bu alana yönelmek isteyenlerin gelişen dünya şartlarına uyum sağlaması önemli hale gelmiş durumda. Her geçen gün erkeklerin dış görünüşüne ve bakımına daha fazla özen göstermesi nedeniyle saç, sakal kesiminde ve stil uygulamalarında gelişme kaydediliyor. Kişiliğini yansıtmak ve görünümü ile fark yaratmak isteyen erkekler de bu uygulamaları gerektiği gibi gerçekleştiren modern atölyelere yöneliyor.
Sosyal medyada dönen yorumlara baktığımızda, ‘Berber Tarifesi’ne yapılan son zamlar abartılı bulundu. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu sene yüzde 50 tutarında bir zam uyguladık. Daha doğrusu uygulamak zorunda kaldık; çünkü dükkan kiraları aldı başını gitti. Yüzde 80 ila yüzde 100 oranda zam yaptılar. Akabinde SGK ve Bağ-Kur primlerine de yüksek oranda zamlar geldi. Elektrik ve malzeme giderleri derseniz yine aynı. Ustamız, 200 liraya saç tıraşı yapsa masraflarını dahi çıkaramaz. Keşke, hiçbir şeye zam yapılmasa da biz de yapmasak; ama mecbur kalıyoruz ne yazık ki… Zaten, yayımladığımız tarifeye çoğu meslektaşımız uymuyor. Daha altında fiyatlandırma yapıyor. Esnafımızın amacı insanları mağdur etmemek… Mesela saç-sakal 800 TL; ama birçok yerde 500-600 lira alınıyor. Ben yine de tarifenin altında ücret alınmaması taraftarıyım. Bölgelere göre belirlediğimiz üç tane tarifemiz var zaten. Keşke vatandaşlarımız berber tarifesine gösterdiği tepkiyi başka tarifelere de gösterse ve bizi günah keçisi ilan etmese… Bize, ayda bir ödenen para inanın çok değil.
Şu an Adana’da kaç tane berber mevcut?
Odamıza kayıtlı 1300 civarında berber bulunuyor. Kayıt dışı çalışanların ise 500 civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Kayıt dışı en büyük sorunlarımızdan biri. Biz, vergi ve kira ödüyoruz. Onlar hiçbir şey ödemiyor. Oda’nın belirlediği fiyatlarda berber hizmeti veriyoruz; ancak onlar fiyatların çok üstünde saç ve sakal tıraş ediyor. Oturdukları daireleri berber dükkanına çevirenler de var. Zabıta birimlerimiz ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar; ancak ekipleri yetersiz olduğundan etkili olamıyorlar.
Son olarak neler söylemek istersizin?
Berber, kuaför ve güzellik salonlarında uygulanan yüze 18 KDV oranının yüzde 8’e düşürülmesi, çıraklık eğitimde gösterilen sağlık sigortasının, emeklilik primine yansıması, berber kuaför ve güzellik salonlarının, 1. sınıf tehlikeli iş yeri vasfında olması sebebi ile sektörde çalışanların yıpranma payı olarak erken emekliliğe hak kazanması, bu sağlanamıyorsa 1. sınıf tehlikeli iş grubundan çıkarılması, fiyat listelerinin azami değil, alt taban fiyattan başlamasını talep ediyoruz. Bağ-Kur prim gün sayısının 9.000’den 7.200’e düşürülmesi, özellikle küçük esnaf ve kendi işini yapanlar için büyük bir fırsat oluşturuyor. Berberler, kuaförler, marangozlar, bakkallar, terziler gibi Bağ-Kur’lu esnaf, artık 7.200 prim gününü tamamlayarak emekli olabilecek; ama bununla ilgili somut adımlar ne yazık ki atılmadı. Bu uygulamanın bir an önce başlatılmasını istiyoruz. Esnafımız, kredi kooperatiflerinden kredi çekmek istediklerinde hem ipotek hem kefil isteniyor. Ya kefil istenmesin ya da ipotek… Pazar günleri bütün berberlerin kapalı kalmasını sağlayan yasayı çıkaranlara da teşekkür etmek istiyorum. Meslektaşlarım, artık haftanın bir gününü aileleri ve sevdikleriyle geçirebiliyorlar.
Kaynak: Özel Haber / Yener Ekinci