Bozkurt: Sigorta lüks değil, ihtiyaçtır
Toros TV ekranlarında yayımlanan ‘’Güvencemiz Sigorta’’ programına konuk olan Adana Sigorta Acenteleri Derneği (ADSAD) Başkan Yardımcısı Oğuz Bozkurt, sigorta yaptırmanın günümüzde lüks değil, bir ihtiyaç ve mecburiyet haline geldiğini vurguladı. ADSAD Başkan Yardımcısı Oğuz Bozkurt, geleceğimizi güvence altına alan teminatlardan habersiz olduğumuza dikkat çekti ve ekledi; “Sigorta bilinci eğitimle artar”
Toros TV ekranlarında yayımlanan ‘’Güvencemiz Sigorta’’ programına konuk olan Adana Sigorta Acenteleri Derneği (ADSAD) Başkan Yardımcısı Oğuz Bozkurt, sigorta yaptırmanın günümüzde lüks değil, bir ihtiyaç ve mecburiyet haline geldiğini vurguladı. ADSAD Başkan Yardımcısı Oğuz Bozkurt, geleceğimizi güvence altına alan teminatlardan habersiz olduğumuza dikkat çekti ve ekledi; “Sigorta bilinci eğitimle artar”

Adana Sigorta Acenteleri Derneği (ADSAD) Başkan Yardımcısı Oğuz Bozkurt, Toros TV ekranlarında yayımlanan ‘’Güvencemiz Sigorta’’ programına konuk oldu. Sigorta bilincinin önemine dikkat çekerek sözlerine başlayan Bozkurt, ‘’Finansal okuryazarlığın artmasına paralel olarak ülkemizde sigorta bilinci de yükselecek ve sigortalanma oranı artacaktır’’ dedi. Bozkurt, bu anlamda atılacak en önemli adımın, milli eğitim müfredatına sigortayı da almak olduğunu ifade etti. İşte, Oğuz Bozkurt’un moderatörümüz Yener Ekinci’nin sorularına verdiği cevaplar.
Sigortanın önemi nedir ve neden sigorta yaptırmalıyız?
Sigorta günümüzde lüks değil, bir ihtiyaç ve mecburiyet haline geldi. Yaşamın her alanında karşılaşılabilecek olası risklere karşı önlem almak ve küçük primlerle büyük risklerin ekonomik sorumluluklarını azaltmak için sigorta yaptırmamız gerekiyor. Sigorta; yolculuklarda ailenizi, tatildeyken evinizi, evinizde uyurken iş yerinizi ve arabanızı koruyor. Bu anlamda geleceğinizin en büyük yatırımı… Sigorta ile en hayati sağlık sorunlarınızın bile daha rahat ve kolay bir şekilde üstesinden gelebilirsiniz. Dolayısı ile sigorta görünmeyen bir koruyucu, güvence. İhtiyaç duyabileceğimiz poliçelere şu örnekleri verebiliriz;
TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI
“Her şeyin başı sağlık” diyoruz ama sağlığımız için gerekli önlemleri almıyor ve ihmal ediyoruz. Günümüz çağında ansızın karşı karşıya kalınabilecek yüksek maliyetli, kötü ve yatarak tedavi gerektirecek hastalıklara hazırlıksız yakalanma korkusundan kurtulmak için Özel Sağlık Sigortası, ya da SGK’lıysanız ve özel hastanelerde ödenmesi gereken fark ücretlerinden kurtulmak istiyorsanız Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırmanızı öneririz.
SEYAHAT SAĞLIK SİGORTA
Evinizden, yurdunuzdan ayrı kalacağınız bir seyahat gerçekleştireceksiniz… Yurtdışı seyahatinize başlamadan önce Seyahat Sağlık Sigorta poliçenizi yanınıza almayı unutmayın. Böylece, Yurtdışı Seyahat Sağlık Sigortaları ile hastalık veya kaza halinde acil tıbbi yardım hizmetleri ve tedavi giderleri sorun olmaktan çıksın.
TRAFİK SİGORTASI
İstatistiklere göre, ülkemizde ölümler en fazla Trafik kazalarından kaynaklı meydana geliyor. Bu nedenle Trafik Sigortası zorunlu tutuluyor. Trafik Sigortası olmadan trafiğe çıkmanın yasal olmadığını hatırlatır ve trafik canavarından sigorta kalkanı ile korunmanızı öneririz.
KONUT / İŞ YERİ SİGORTASI
Küreselleşmeyle birlikte hava olayları da dengesini şaşırmış durumda. Yazın ortasında normalin üstünde yağan yağmur nedeniyle birçok ev ve iş yerinde su baskını yaşandı, yaşanıyor. Dolu felaketleri de işin cabası… Hortumun bile görüldüğü ülkemizde “Bana bir şey olmaz” demeyin. Konut Sigortası veya İş Yeri Sigortası sahibi olun.
SORUMLULUK SİGORTALARI
Sorumluluk Sigortaları ile yükümlülüklerimizi risk gerçekleştiği anda sigortacılarla paylaşmak mümkün. Bazıları hukuken zorunlu tutulan bazıları ise isteğe bağlı olan Sorumluluk Sigortaları, maddi zararları asgariye indiriyor ve sorumluluklarınızı sigortacınızla paylaşmanızı sağlıyor.
FERDİ KAZA SİGORTASI
Yolda yürürken kafanıza saksı düşebilir, yolda kayıp düşebilir, eliniz kapıya sıkışabilir, üzerinize sıcak su dökülebilir… Ferdi Kaza Sigortası ile beklenmedik kaza ve hastalıklar sonucunda meydana gelecek sıkıntıların üstesinden gelebilir, sakat kalma veya vefat durumunda maddi kayıplarınızı önleyebilirsiniz.
KASKO
“Zorunlu Trafik Sigortası bana yetmiyor, ek teminat istiyorum” diyorsanız Kasko yaptırın. Çünkü Kasko, Trafik Sigortası’nın kapsamı dışında olan aracın yanması, çalınması, çalınmaya teşebbüs edilmesi veya kaza sonucu oluşabilecek zararları teminat altına alıyor.
DEPREM SİGORTASI
Deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde deprem riskinin yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Depremi her an ensenizde hissediyor ve evsiz kalmaktan korkuyorsanız Zorunlu Deprem Sigortası; konutunuzu deprem riskine karşı sigortalar ve bu afete karşı her an hazırlıklı olmanızı sağlar.
BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Bugün kazanıp bugün harcayanlardan değilseniz, çocuklarınızın ve kendinizin yarını sizin için önemliyse, geleceğinize birikim yapmanız şart. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) katılımcısı olarak birikim yapmaya başlayabilirsiniz. Ayrıca sistem, devlet katkı payı ile de birikim yapmak isteyenlere önemli bir destek veriyor. HAYAT SİGORTASI Peki Hayat Sigortası yaptırıyor muyuz? Şunu hatırlatmakta fayda var; 1 dakika sonra dahi ne olacağımızı bilmeden yaşıyoruz ve sigortacılar, vefat ya da sakatlık durumunda yakınlarımızı ve bizi
sıkıntıya sokmadan kredi borcumuzu kapatıyor. Hayat Sigortalarını, sadece kredilerle bağlantılı olarak düşünmemek gerekiyor. Bu ürünlerin hem bireyin hem de yakınlarının yaşam standartlarını ekonomik açıdan koruduğunu ve geleceğini güvence altına aldığını da unutmamalıyız.
Bazılarını sıraladığınız üzere, başımıza gelebilecek olası risklere karşı tedbir alabileceğimiz onlarca seçenek bulunmasına rağmen, Trafik ve DASK gibi zorunlu olanlar dışında hiçbir poliçe rağbet görmüyor. Size göre Türk toplumunda sigorta bilinci neden oluşmuyor?
Sizin de söylediğiniz gibi, insanlarımızda ki sigorta bilinci ne yazık ki sadece trafik sigortası ve kaskodan ibaret. Sigortanın öneminin, çeşitli reklamlar ve kamu spotları yoluyla açıklayıcı bir şekilde topluma anlatılması gerekiyor. Avrupa’da olduğu gibi okullarda eğitim olarak da verilmeli. Finansal okuryazarlığın artmasına paralel olarak, ülkemizde sigorta bilinci de yükselecek ve sigortalanma oranı artacaktır. Bu anlamda atılacak en önemli adım eğitime sigortayı sokmak olmalıdır. Kamu otoritesinin sigortacılığa yapabileceği en önemli katkı bu olacaktır. Çocuklarımız eğitimlerini iki mecrada almaktadır; İlki aile, ikincisi ise okul… Ailede sigortayı bilen olmayınca; müfredatta da sigorta yer bulmayınca kulaktan dolma, eksik bilgilerle konu hakkında bir şeyler hafızaya alınıyor. Dolayısıyla sigorta bilinci ya oluşmuyor, ya da sağlıksız oluşuyor. Burada uzun uzadıya, bütün yıl boyunca okutulacak bir ders değil, her yıl sigorta haftasında işlenecek tek bir üniteyi kastediyorum. Yurttaşlarımızın en azından bu sigortaları bilmesi, adeta vatandaşlık hakkıdır. Sağlıklı bir sigorta bilincinin oluşması ile birlikte Türk sigorta sektörü çok önemli noktalara ulaşacaktır. Bir ülkenin gelişmişliği sigorta sektörü ile ölçülür. Avrupa’da kişi başı sigorta harcaması 2 bin 250 euro civarındayken, Türkiye’de ise 120 dolar civarında yer buluyor. Bir ülke ne kadar gelişirse, sigorta sektörü de bir o kadar milli gelirden pay alır. Gelir düzeyi arttıkça sigortacılık gelişir, sigortacılık gelişirse de insanların refah düzeyi artmış olur.
Sigorta yaptırırken nelere dikkat etmeliyiz?
Dikkat edilmesi gereken temel nokta poliçe kapsamıdır. İhtiyacınıza en uygun sigortaya sahip olmak için sigorta şirketinin sunduğu poliçede yer alan teminat detaylarını özenle okuyarak değerlendirmeniz gerekir. Bu sayede hangi şartlar altında zararınızın ne kadarının karşılanacağını önceden bilerek anlaşma sağlayabilir, bunun sonucunda beklentinize uygun bir şekilde faydalanabilirsiniz. Poliçede yer alan teminatlara hakim olmanız, ileride sorun yaşama ihtimalinizi azaltır. Poliçeleri hem gereksinimlerinize hem de bütçenize göre değerlendirdikten sonra size en uygun olanını tercih edebilirsiniz.
Kullandırdığı kredilerin avantajıyla sigorta poliçesi kesen bankaların yarattığı haksız rekabet hakkında neler söylemek istersiniz?
Haksız rekabet sadece bankalarla sınırlı değil. Otomotiv firmaları ve PTT şubeleri de bankalardan geri kalmıyor. Sizin de söylediğiniz gibi bankalar kredi verdikleri için kasko, konut, tarım ve deprem poliçelerini rahatlıkla kesebiliyorlar. Kendilerinden satın almanın zorunluluğu varmış gibi bir izlenim yaratıyorlar. Bu bize ciddi bir gelir kaybı yaşatıyor. Bu işin bankaların tekelinden çıkarılması için SAİK’in siyasi iktidarla görüşerek gerekli çalışmalar başlatması lazım. Biz, sigortacılığın eğitimini almış ve farklı meslek sahibi olmayan insanlarız. 24 saat müşteriye hizmet verecek kapasiteye sahibiz. Bankacı poliçeyi kesiyor, bir kenara çekiliyor. İnanın, pert aracının sorununu çözmek için ofisimde geceleyen insanlar oldu. Komisyonu banka aldı, ‘Bir sonra ki tercihinde bana gelir mi?’ diye düşünen acente ise geri hizmetleri tamamladı. Bankaların sigortacılık yapması, akla mantığa aykırı. Nasıl ben para satamıyorsam, bankalar da poliçe satmamalı.
Kaynak: Özel Haber - Yener Ekinci