Zafer Partisi’nden Gelecek Partisi’ne Cevap
TOROS (Haber Merkezi) - Gelecek Partisi'nin 24 Temmuz 2023’te yayınladığı bildiride, Zafer Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında, 24 Mayıs 2023’te imzalanan protokol hedef alınarak,...
TOROS (Haber Merkezi) – Gelecek Partisi’nin 24 Temmuz 2023’te yayınladığı bildiride, Zafer Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında, 24 Mayıs 2023’te imzalanan protokol hedef alınarak, çeşitli ithamlarda bulundu. Zafer Partisi Başkanlık Divanı da bu ithamlara karşılık açılama yaptı.
Yapılan açıklamada, Zafer Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tur oylamasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesine dair iş birliği esaslarını içeren bir protokolü ortaklaşa hazırlamış ve kamuoyuna duyurulduğu belirtildi. Bu protokolde “Altılı Masa” olarak ifade edilen siyasi yapının protokolünde yer almayan “Atatürk İlke ve Devrimleri”, “Terörle Etkin Mücadele” ve “Ulus Devlet-Üniter Devlet” vurguları ile Türk siyasetinde bir denge sağlandığı söylendi.
Zafer Partisi Başkanlık Divanı açıklamasına şöyle devam etti; “Halk nezdinde bir karşılığı olmayan ve kendi başına seçimlere girme cesareti gösteremeyen, Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunlu Siyasal İslamcı yapıların, terörle etkin mücadele, sığınmacı ve kaçakların ülkelerine gönderilmesi, lâiklik ve millî devlet vurguları içeren bir protokolden rahatsız olmalarını anlamak güç değil. Diğer yandan, AKP karşısında siyasi olarak yenilmiş Altılı Masa ittifakında, % 1’den az oy potansiyeline rağmen, Meclis’e girerek grup kurmak; çağdaş demokrasi, siyasi hakkaniyet, ulus egemenliği ve halk iradesinin adilce Mecliste temsili bakımından ne kadar ahlakidir?
Altılı Masada bir yıldan uzunca bir süre, devlet kadroları üzerinde pazarlıklar yapan, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılıkları paylaşan, bedavadan milletvekillikleri alıp, Bakanlıkları tapulamaya kalkışan bu yapının stratejik derinlik! sahibi liderinin, hangi cesaretle mezkûr bildiriyi yayınladığı, tarafımızca şaşkınlıkla karşılanmıştır. Bu şahıs siyasette “kurusıkı” atmasıyla tanınan biridir. Konuşursam “insan içine çıkamazlar” dediği eski lideri için, ne zaman cesaretini toplayıp konuşacağı, hala merak konusudur. Diğer yandan Davutoğlu’nun hangi yüzle hala siyaset yapabildiği de anlaşılamamaktadır. Dışişleri Bakanlığı döneminde, o derin dehasıyla! ve aslında hesapsız kitapsızca yaptığı hatalarla, Türkiye (değerli) yalnızlığa itilmiş, 13 milyon sığınmacı ve kaçak memlekete girmiş, Mavi Vatan ve Ege adalarında ciddi kayıplar yaşanmıştır.
Bu derin şahsiyetin, tarihi mirasımız Süleyman Paşa Türbesi sandukalarının, bir gece yarısı apar topar Türkiye’ye getirilmesi operasyonundaki üstün başarısı! hala hafızalardadır. Rus uçağının vurulmasını sahiplenmeye çalışan Davutoğlu’nun, konunun FETÖ bağlantısı ortaya çıkınca derin bir sessizliğe bürünmesi de bilinmektedir. Yine hafızalarda taze olan diğer bir konu, Dışişleri Bakanı olarak, Suriye’deki sancılı sürecin çok uzun sürmeyeceği, bu süreci artık yıllarla değil, aylarla ve hatta haftalarla ifade etmek gerektiği yönündeki dehşet öngörüsüdür. Davutoğlu’nun bu sözleri söylediği tarih: 24 Ağustos 2012’dir. O tarihten bu yana, kaç hafta geçtiğini acaba saymış mıdır? Ya da memlekete dolan milyonlarca sığınmacı ve kaçaktan dolayı, pişmanlık ve üzüntü duymakta mıdır?
Zafer Partisi, her türlü Siyasal İslamcı ve Kürtçü ayrılıkçı yapılara karşı, “Atatürk İlkeleri” temelinde mücadele etmek, devlet ve milletimizin esenlik, güvenlik ve ekonomik refahını sağlamak için kurulmuş bir siyasi partidir. Henüz iki yaşını doldurmamış olmakla birlikte, Genel Seçimlere katılmış ve artık Türk Siyasetinde bir “alan” oluşturmuştur. “Atatürk Çizgisinde Türk Milliyetçiliği” temelinde, sığınmacı ve kaçakların tamamını hukuka uygun biçimde göndermek, AKP’nin çökerttiği devletimizi ve ekonomimizi onarmak ve Türk Milletinin birlik ve beraberliğini sağlamak için, siyasette yer almaktadır. Bu yapısı ve konumu ile Zafer Partisi, Türkiye’yi yıkıma sürüklemiş AKP karşısındaki tek ve sahici muhalefet partisidir. Zafer Partisi, sadece AKP değil, AKP’nin Siyasal İslamcı döküntüleri ve etnik ayrımcı/Kürtçü yapılarla mücadele etmeye devam edecektir. Bu yapıların partimize yönelik saldırıları, göğsümüzde bir şeref madalyası olarak yerini alacaktır.”