Adana Demirspor’un 2009-2010 sezonundaki başkanı Bekir Çınar, vefatının 15. yılında taraftarlar ve camia tarafından anılıyor. Zor dönemde kulübü devralan ve büyük fedakârlıklar yapan Çınar, kulüp tarihine adını unutulmaz başkan olarak yazdırdı.
Zor dönemde başkanlık görevini üstlendi
2 Haziran 1969’da Yozgat’ta doğan Bekir Çınar, iş dünyasında faaliyet gösterirken 2009 yılında Adana Demirspor Başkanlığı görevini kabul etti. O dönemde kulüp ciddi borç yükü ve kayyuma gitme riskiyle karşı karşıyaydı. Taraftarların çağrısına cevap veren Çınar, görevi üstlenerek kulübün ayakta kalması için çalışmalara başladı.
Maddi fedakârlıklarıyla hatırlandı
Başkanlık döneminde kulübün borçlarını kapatabilmek için kendi kaynaklarını seferber eden Çınar, yaklaşık 4 milyon TL harcadı. Bu meblağın yalnızca 1 milyon TL’sini geri alabildi. 4 Eylül 2009’da ise İtalya Serie A ekibi Livorno’yu Adana’ya getirerek dostluk maçı düzenledi ve kulübe moral kazandırdı.
Acı son ve vefatı
Bekir Çınar, 16 Ağustos 2010’da, Adana’daki evinde yaşamına son verdi. Henüz 41 yaşındayken hayatını kaybeden Çınar’ın ölümü, Adana Demirspor camiasında ve Türk futbolunda derin bir üzüntü yarattı.
Anısı yaşatılıyor
Bekir Çınar, ölümünün 15. yılında da taraftarlar tarafından unutulmadı. Her yıl mezarı başında anma törenleri düzenleniyor, ismi çeşitli etkinliklerde yaşatılıyor. 2021 yılında Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor, şampiyonluk kupasını Çınar’ın mezarına götürerek ona ithaf etti.
Günümüzde Adana Demirspor taraftarlarının genel kanaatine göre Bekir Çınar, kulüp tarihine yalnızca bir başkan olarak değil, “içimizden biri” olarak geçmiş bir figürdür. Taraftarlar, onun başkanlığı döneminde gösterdiği fedakârlıkları, kulübün tüm borçlarını üstlenmesini ve bunu kendi maddi kaynaklarıyla yapmasını, hatta bu uğurda hayatından vazgeçmesini unutulmaz bir vefa örneği olarak görür. Çınar, samimiyeti, taraftarla kurduğu sıcak bağ ve kulübü ayakta tutma konusundaki kararlı tavrıyla hatırlanır. Ölümünün üzerinden yıllar geçse de anma etkinlikleri, sosyal medya paylaşımları ve çeşitli taraftar organizasyonlarında adı yaşatılır. Onun hikâyesi, Adana Demirspor camiasında fedakârlığın, sadakatin ve kulüp sevgisinin simgesi olarak nesilden nesile aktarılmaktadır.
