Prof. Dr. Ezgi Özyılmaz: İmkanı olan vatandaşlar yıkılan binalardan uzak dursun.
TOROS (Özel Haber) Melisa Karmış - Ağır hasarlı binaların yıkımlarının başlamasıyla birlikte, Adana halkı asbest tozu tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Özellikle kent merkezinde bulunan...
TOROS (Özel Haber) Melisa Karmış – Ağır hasarlı binaların yıkımlarının başlamasıyla birlikte, Adana halkı asbest tozu tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Özellikle kent merkezinde bulunan ağır hasarlı binaların yıkımı esnasında ortaya çıkan asbest tozu halk sağlığını önemli ölçüde etkiliyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Ezgi Özyılmaz, yıkılan binaların çevresinde yaşayan vatandaşları eğer imkanları varsa yıkım bitene kadar bölgeden ayrılmaları gerektiği konusunda uyardı.
Başhekim Yrd. Prof. Dr. Özyılmaz, ” Asbest tozu solunum yoluyla alınan ve akciğerlere iğne gibi batan dolayısıyla akciğer kanseri ve türevi hastalıklara yol açabilen bir maddedir. Bu sebeple çok dikkat edilmesi gereken önemli bir halk sağlığı sorunudur. Asbest tozu iyi bir yalıtım maddesi olduğu için 2010 yılına kadar bizim ülkemizde de kullanımı yasal bir maddeydi. Dolayısıyla 2010 yılından önce yapılan binalarda ısı, su, elektrik vb. yalıtımlar da asbest maddesinin kullanılmış olma ihtimali çok yüksek. Asbestin halk sağlığını büyük oranda tehdit etmesi sebebiyle öncelikle olarak asbestli alanin temizliği kesinlikle eğitimli kişiler tarafından yapılmalı. Enkaz temizliğinde çalışan vatandaşların tam koruma donanımı ile çalışması gerekmektedir. Asbest tozunun en riskli olduğu zamanlar havaya saçıldığı zamanlardır. Bunun içinse yıkılan binaların ıslatılması ve toz kalkmaması çok önemli bir husustur.” diye konuştu.
Binaların yıkımı esnasında ıslatılma işleminin önemini vurgulayan Prof. Dr. Özyılmaz, aynı zamanda yıkılan binaların çevresinde yaşayan vatandaşları uyardı. Özyılmaz, ” Yıkılan binalarda enkaz temizliği çok önemli. Eğer ki enkaz temizliği ıslatılarak yapılırsa ve etrafa fazlaca saçılmadan, kırılmadan, kesilmeden yapılırsa toz oranı azalacağı için nispeten çevreye daha az asbest tozu maruziyeti olacaktır. Bu da hem enkazda çalışan kişiler hem de toplum sağlığı için daha iyi bir ortam oluşturacaktır. Asbest tozu kendimizi ciddi anlamda korumamız gereken bir maddedir. Akciğere bir çivi gibi yapışan asbest tozunun sebebiyet verdiği hastalıkların ortaya çıkma periyodu oldukça uzun sürüyor. Yani vatandaşlar asbeste maruz kaldıklarında etkilerini hemen yarın görmüyorlar. Ancak 10 yılı aşan zaman dilimlerinde akciğer de hastalık oluşturma riski oldukça yüksek bir durum. Bu sebeple yıkılan binaların etrafında yaşayan vatandaşlar eğer imkanları varsa bu bölgeden uzak durmalılar. En azından yıkım işlemleri ve enkaz kaldırma işlemleri bitene kadar vatandaşlarımıza tercihen oradan uzak durmalarını öneriyoruz. Çünkü asbest gözle görülebilir lifler değiller. Bu sebeple ister istemez vatandaşlarımız havaya karışan o asbest tozuna maruz kalacaklardır. O yüzden vatandaşlarımız enkaz kaldırma alanından ne kadar uzak dururlarsa halk sağlığı için o kadar iyi olacaktır. ” şeklinde konuştu.