Toros Medya Grup Kurucusu Erden Arat, görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan belediye başkanlarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Arat, milyonlarca vatandaşın oyuyla seçilen belediye başkanlarının, milletvekilleri gibi dokunulmazlık hakkına sahip olması gerektiğini vurguladı.
“Milyonların iradesi yok sayılıyor”
Arat, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 4 milyon 432 bin 862, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın 550 bin 531, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’in ise 158 bin 116 seçmenin oyunu aldığını hatırlattı. Buna karşın bazı bölgelerde milletvekillerinin 50 bin oyla seçildiğini ve dokunulmazlık hakkına sahip olduğunu belirterek, “Milyonlarca vatandaşın iradesini temsil eden belediye başkanlarının görevden alınması, halkın tercihine ve demokrasiye ağır bir darbedir” dedi.
“Belediye başkanları halkın iradesidir”
Belediye başkanlarının sadece bir yönetici değil, aynı zamanda halkın iradesinin temsilcisi olduğuna dikkat çeken Arat, şu ifadeleri kullandı:“Bir belediye başkanını görevden almak ya da tutuklamak, yalnızca o kişiyi değil, ona oy veren yüz binlerce, hatta milyonlarca insanı cezalandırmak anlamına gelir. Seçilmiş belediye başkanları halkın emanetidir. Bu emaneti yok saymak, toplumun demokrasiye olan güvenini zedeler.”
“Siyasi operasyonlarla görevden uzaklaştırma kabul edilemez”
Arat, belediye başkanlarının hukuki süreçler bahane edilerek siyasi operasyonlarla görevden uzaklaştırılmasının halkın vicdanında karşılık bulmadığını söyledi. “Milletvekilleri için tanınan dokunulmazlık, demokrasiyi güçlendirmek için belediye başkanlarına da tanınmalıdır. Aksi halde milyonlarca insanın iradesi bir gecede hiçe sayılabiliyor. Bu durum demokrasiyle bağdaşmaz” diye konuştu.
“Demokrasiye güven tesis edilmeli”
Yerel yönetimlerin halkla devlet arasındaki en önemli köprü olduğuna dikkat çeken Arat, açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Demokratik sistemin sağlıklı işlemesi için halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının iradesine dokunulmamalıdır. Dokunulmazlık sadece milletvekillerinin değil, halkın iradesini temsil eden tüm seçilmişlerin hakkı olmalıdır. Bu adım, hem halkın güvenini güçlendirecek hem de demokrasiye olan inancı pekiştirecektir.”