Dolandırıcılıktan tutuklanan eski Yüreğir Kaymakamı ve 2 sanık yargılandı

Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, tutuklu sanık eski Yüreğir Kaymakamı Mustafa Kılıç, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Diğer tutuklu sanık Ö.A. ile tanık, müştekiler ve taraf avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuksuz sanık P.Y. duruşmaya katılmadı.

Beyanı alınan müşteki M.E. sanıklardan şikayetçi olduğunu ve zararının giderilmediğini söyledi.

Sanık Ö.A’nın kendisine ihale olduğunu söyleyerek Yüreğir Kaymakamlığına çağırdığını öne süren müşteki M.E. şöyle devam etti:

“Teminat için gerekli olan parayı şirket adına ben yatırdım. Beni Ö.A. kaymakamlığa çağırdı. Bana deprem nedeniyle yüklü bir gıda alım ihalesi olduğunu söylediler. Kaymakam bey güvenilir bir firmaya ihtiyaç olduğunu, deprem nedeniyle kendisinin önemli yetkilere sahip olduğunu söyledi. Bana ihalenin teminat bedelini yatırmamı söyledi. Ben de ‘bu kadar durumumuz yok’ dedim. O zaman bana ‘geçici teminatın yarısını yatır bu işi halledelim’ dedi. Ben de piyasa araştırması yaptım. Bir sonraki gidişimde arkadaşım B.A. yanımda vardı. Gene bana teminatı yatırmamı söylediler. Kaymakam sonra bize şahsi banka hesabına gösterdi. ‘Benim hesabıma şahsi para girişi olsa devlet hesabını sorar, bu hesap vakfın hesabı’ dedi. Biz de 3 milyon 230 bin liralık parayı internet aracılığıyla yatırdık. Orada biz sözleşme imzaladık. 3 milyon şirket hesabından 230 bin şahsi hesaptan para gönderdim. Sözleşmenin aslını kendi çekmecesine koydu. Bize sadece fotokopisini verdi. Önümüz bayram süreci olduğu için ‘işlemleri hızlandıralım’ dedi. Hafta başında fiyatları belirleyip yanına gittim. Kendisi vakıf mütevelli heyetinin imzaları eksik diye bizi oyaladı. Bayram sonrası yine bizi oyaladı. Daha sonra gittiğimizde odadan avro ve dolar cinsinden siyah poşet içinde para çıkışı olduğunu gördüm. Sonra ben ‘bizim paramızı ver’ dedim. Ben kaymakamlık binasına gittikçe oradaki bu konu sebebiyle mağdur vatandaşları gördüğümde güvenilir firma adı altında dolandırıldığımı anladım. Ardından beni mülkiye müfettişi aradı. Sanıklardan şikayetçiyim.”

Eski Yüreğir Kaymakamı Mustafa Kılıç’ın eşi tanık Hatice Kılıç ise banka hesabının bulunmadığını, eşinin tutuklanmadan 5 ya da 6 ay önce kendi adına banka hesabı açtırdığını söyledi.

Eşinin kendisine şaka maksatlı “bundan sonra maaşımı senin adına açtığımız banka hesabına göndereyim maaşımı sen kullan” dediğini öne süren tanık Hatice Kılıç, “Eşim benim adıma açıkan banka hesabı için ‘buraya yatan parayı borsada kullanacağım’ dedi. Ben hesabıma giren çıkan paraların kontrolünü yapmadım. Kendisi maaşını bu hesaba aktardı. Başka gelen veya giden bir para görmedim. Harcama ve ödemelerle kendisi ilgileniyordu. Kendisi oradan gerekirse para alıp borsada işleyip işlem bittikten sonra tekrar para atıyordu. Eşimin kripto para hesabı olup olmadığını bilmiyorum.” ifadesini kullandı.

Hakkındaki iddialar hatırlatılarak savunması alınan sanık Kılıç, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, tanık beyanlarını reddettiğini söyledi.

Tanığın ifadesinde belirttiği siyah poşet ile para teslim etme olayının gerçeği yansıtmadığını öne süren Mustafa Kılıç, “Tanığın beyanları yalandır. Bana bir kumpas ve komplo kurulmuştur. Ben zimmetime para geçirmedim. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim.” dedi.

Sanık Ö.A. da suçlamaları kabul etmediğini belirterek tahliyesini ve beraatini talep etti.

Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi ve dosyadaki eksik hususların giderilmesi yönünde talepte bulundu.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Yüreğir’de 12 Eylül 2022’den 24 Ağustos 2023’e kadar kaymakam olarak görev yapan Mustafa Kılıç’ın “kamu kurum ve kuruluşları ve benzeri tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan 16 kez olmak üzere 160 yıla, tutuklu sanık Ö.A’nın 9 kez olmak üzere 90 yıla ve tutuksuz sanık P.Y’nin 2 kez olmak üzere 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebiyle hazırlanan iddianame, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.