Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan yağmur duası
Adana’da yağmur duası yapan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, vatandaşları da kumarla ilgili uyararak, “Müslüman yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkan sağlayamaz” dedi.
Adana’da yağmur duası yapan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, vatandaşları da kumarla ilgili uyararak, “Müslüman yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkan sağlayamaz” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, çeşitli programlara katılmak üzere Adana’ya geldi. Cuma namazı için Merkez Camii’ne geçen Erbaş, hutbe irad etti.
“Allah, el emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir”
Alın terinin mukaddes olduğuna değinen Erbaş, “Allah’ın emirlerine ve yasaklarına riayet ederek kendisinin ve ailesinin rızkını helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük olmadan çalışmasını bir ibadet olarak görmüştür. El emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir. Tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf etmeyi ise yasaklamıştır. Cenab-ı Hak, ‘İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir’ buyurarak bizlere dünya ve ahiret huzurunu elde etmek için çalışmayı öğütlemiştir” ifadelerini kullandı.
“Müslüman kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkan sağlayamaz”
Kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem verilmesi gerektiğine dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Çalışmanın, iş yeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve adabı vardır. Allah’ın haram kıldığı şeylerin alınıp satılması meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman; akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına, cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez, alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına katkıda bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkan sağlayamaz. Malın ve ömrün bereketini götüren, emeğin ve alın terinin düşmanı olan faizi alamaz, veremez, ona aracı olamaz. Toplumsal barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez” diye konuştu.
“İşçi ve işverenin sorumlulukları vardır”
İşçilerin ve işverenlerin görev sorumlulukları olduğuna vurgu yapan Erbaş, “İslam’a göre işçi olmanın da bir takım sorumlulukları vardır. İşçi, rızkını temin ettiği iş yerini ve orada bulunan malzemeleri bir emanet olarak bilmeli, onlara asla zarar vermemelidir. İş yerindeki hiçbir eşyayı şahsi ihtiyaçları için kullanmamalı, özel bilgileri başkalarıyla paylaşmamalıdır. İşçi, çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır. İslam, işverene de birçok vazife yüklemiştir. İşveren, ucuz iş gücü adına, işçiyi ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu sosyal haklarından mahrum bırakamaz. İşveren, aynı zamanda işçinin insani ihtiyaç ve haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. İşveren, işçinin dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini kullanmasını da kısıtlayamaz. Onu, haksız şekilde işten çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez. Hiçbir işçi canının tehlikeye gireceği, akıl, beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam edilemez” şeklinde konuştu.
Hutbenin sonunda Erbaş, Çukurova’da ve birçok bölgede kuraklığın baş gösterdiğini anlatarak yağmur duası yaptı. Ayrıca Erbaş, duasında Filistin’de, Gazze’deki Müslümanlara Allah’tan yardım diledi. Erbaş daha sonra cuma namazını kıldırdı.
Kaynak: İHA