Adana Valisi Köşger, Kozan’da incelemelerde bulundu
Adana Valisi Köşger, Kozan’da incelemelerde bulundu
İçeriği Görüntüle

Pamuk... Bölge halkının deyimiyle “beyaz altın” olarak anılan bu bitki, yalnızca Adana’nın tarımını değil, kaderini de baştan yazdı.

Çukurova'nın Beyaz Rüyası: Sanayi Devriminin Başlangıcı

Adana’nın ekonomide büyümesinin, kültürel ve sosyal anlamda gelişmesinin temelinde yatan ürün, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çukurova’yı merkezine alan pamuk üretimidir. Bereketli topraklar üzerinde gelişen bu üretim modeli, kısa sürede bölgeyi yalnızca tarım değil, sanayi açısından da stratejik bir konuma taşıdı.

Bu dönemle birlikte pamuk, kentte ilk büyük fabrikaların kurulmasına öncülük etti. 1907 yılında hizmete giren Milli Mensucat Fabrikası, Adana'nın ilk sanayi hamlelerinden biri olarak öne çıktı. Bu fabrika, sadece tekstil üretimini değil, aynı zamanda istihdamı, göçü ve kentleşmeyi doğrudan etkileyen bir model yarattı. Pamuk sayesinde şehirdeki ekonomik canlılık arttı; limanlara, demiryollarına ve dış ticarete yön veren yeni bir dönem başladı.

Pamuk2

Adana'nın sanayileşme serüveni, klasik tarım ekonomisinin sınırlarını aşarak modern üretim ilişkilerine geçişin ilk sinyallerini de bu “beyaz altın” sayesinde verdi.

Tarlalardan Romanlara: Pamuğun Toplumsal Etkisi

Pamuk üretiminin sadece fabrikalarda değil, edebiyat metinlerinde de iz bıraktığı bir gerçek. Ancak bu izlerin ardında, pamuk tarlalarının yarattığı sosyo-ekonomik dönüşüm yatıyor. Tarımsal üretimin artması, bölgeye özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan binlerce mevsimlik işçinin göç etmesine neden oldu. Bu göç dalgası, bir yanda sermaye sahibi fabrikatörleri doğururken, diğer yanda yoksullukla mücadele eden bir işçi sınıfının oluşmasına yol açtı.

Pamuk1

Bu sert zıtlık, edebi anlamda da etkileyici bir kaynak haline geldi. Orhan Kemal’in “Bereketli Topraklar Üzerinde” romanı, pamuk tarlalarında çalışan emekçilerin hikâyesini anlatırken; Yaşar Kemal’in “İnce Memed”i, bu topraklardaki eşitsizliği ve mücadeleyi destansı bir dille betimledi. Aynı şekilde Abidin Dino’nun resmettiği yorgun pamuk işçileri, sadece sanatın değil, toplumsal hafızanın da bir parçası oldu.

Pamuk, bu yönüyle Adana’nın yalnızca ekonomik belleğinde değil, kültürel ve edebi kimliğinde de iz bırakan bir yapı taşı haline geldi. Tarlalarda başlayan ve roman sayfalarına kadar uzanan bu yolculuk, bir tarım ürününün bir kenti nasıl dönüştürebileceğinin en güçlü örneklerinden birini oluşturdu.

Muhabir: Haber Merkezi