ADANA’DA 21 ŞUBAT ULUSLARARASI ANADİLİ GÜNÜ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLENDİ

TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Sevil Çakmak - Adana’da 21 Şubat Uluslararası Anadil günü nedeniyle İsmet İnönü parkında Eğitimsen Adana Şubesi basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına...

ADANA’DA 21 ŞUBAT ULUSLARARASI ANADİLİ GÜNÜ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLENDİ
Yayınlama: 21.02.2024
Düzenleme: 21.02.2024 14:33
A+
A-

TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Sevil Çakmak – Adana’da 21 Şubat Uluslararası Anadil günü nedeniyle İsmet İnönü parkında Eğitimsen Adana Şubesi basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasına çok sayıda katılımcı katıldı. Açıklama metnini Eğitimsen Adana Şube başkanı Fatih Toprak okudu.

“DİLLERİN YÜZDE 40’I YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYADIR”

Şube başkanı Fatih Toprak, “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 1999 yılında aldığı kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir. “21 Şubat Dünya Anadili Günü” ilk kez 2000 yılında, dünya çapında çok dilli yaşamı ve kültürel çeşitliliği desteklemek amacıyla kutlanmaya başlamıştır. UNESCO verilerine göre dünyada 5 bini yerli dili olmak üzere 7 binden fazla dil konuşulmaktadır. Ancak bu dillerin yüzde 40’ı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. UNESCO’ya göre, 100 yıl içinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacak durumda ise o dil tehlikede, bir dili konuşan hiç çocuk kalmamışsa o dil ölü olarak kabul edilmektedir. UNESCO’nun Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre Türkiye’de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altındadır” dedi.

Toprak açıklamasında çocuklar için dilin öneminde bahsederek şu ifadelere yer verdi; “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30’uncu maddesinde ‘Soya, dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerli halkların var olduğu devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz’ ifadeleri yer almaktadır.  Çocuklar açısından 0-6 yaş arası, zekâ gelişiminin büyük oranda tamamlandığı, çevresiyle ilişkilerini algılamaya ve tanımaya hatta yorumlamaya başladığı dönem olarak bilinmektedir. Zekâ gelişimi başarıyı anlayan ya da geliştiren özellikleri katılımla ilgili olmasına rağmen, bunun gelişimi yaşanılan çevrenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısıyla ilgilidir. Bu aşamada çocuğun gelişiminde belirleyici olan aile yaşantısıdır. Okul öncesi dönemde çocuklar konuşma dili olarak öğrendiği tek dil olan anadilini kullanır. Anadilin çocuk üzerindeki etkisi ailesi ve çevresinden öğrendikleriyle doğru orantılıdır.”

“İKİNCİ DİLİ ÖĞRENMEK DE ANADİLİ GELİŞTİRMEKTEDİR”

Fatih Toprak, “Çocuğun ana dilinden farklı bir dille karşılaşması, zekâ gelişiminin ilk evresini tamamladığı ve gelişimini sürdürdüğü, çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya başladığı dönem olan 2-6 yaşları arasında gerçekleşir. Okul çağı öncesi yıllar, çocuğun psikolojik ve sosyal dünyasının merkezidir. Doğal olarak daha bu dönemde anadili dışında bir dille karşılaşması çocuğun iç dünyasını doğrudan etkileyen bir olgudur. Bu dönemde çocuk radyo, televizyon gibi kültürel iletişim araçlarından etkilenir ve bu etkilenme genelde olumsuz olur. Çocuğun iletişim araçlarında kullanılan dilin anadilinden farklı olması, ne anlatılmak istendiğini algılayamaması kendi kişiliğinde oluşacak çatışmanın ilk belirtisi olarak ortaya çıkar. Anadilinde eğitim çocuğun ikinci dili öğrenmesini kolaylaştırmakta, ikinci dili öğrenmek de anadili geliştirmektedir. Anadilinde eğitim alabilen çocukların okuma, yazma, düşünme ve ifade becerilerinde olumlu gelişmeler kaydettiği bilinmektedir. Dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan (Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Hollanda, ABD, Kanada, Belçika, Hindistan, G. Afrika) çift dilli eğitim programlarında iki dilli eğitimde dillerin birbirini besleyebildiği ve iki yönlü zenginleştirici bir aktarım yaratabildiği gözlenmiştir” diyerek aktardı.

“BİREYİN KENDİSİNİ GERÇEKLEŞTİRME SÜRECİNDE ANADİLİNİN BÜYÜK ETKİSİ VARDIR”

Toprak basın açıklamasını sonlandırırken şu ifadelere yer verdi; “Bireyin kendisini gerçekleştirme sürecinde anadilinin büyük etkisi vardır. Kişi ana dili ile daha etkili iletişim kurmakta ve algıları daha güçlü, net ve çok yönlü olmaktadır. Bu noktadan hareketle, bireyin kendisini gerçekleştirmesinde önemli bir etkisi olan ana dili eğitiminin etkin bir biçimde kullanılması eğitimsel başarıyı arttırmaktadır. Anadilinde eğitim alamamak, bir yandan akademik becerileri ve başarıyı çocuğun yaşına ve gelişim dönemine uygun düzeyde yakalamasını güçleştirirken, özellikle ergenlik döneminde sadece dil ve ifade becerilerinde değil, duygusal ve sosyal gelişim süreçlerinde de olumsuz yansımalar yaratmaktadır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.