Adana’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarla başladı
Adana’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Arif Nihat Asya Parkı’nda düzenlenen kutlamalarla başladı.
Adana’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Arif Nihat Asya Parkı’nda düzenlenen kutlamalarla başladı.

Adana’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Arif Nihat Asya Parkı’nda düzenlenen kutlamalarla başladı. Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, işçilerin hak ve taleplerini belirterek, emeğin ve dayanışmanın önemine dikkat çekti. Farklı sendikalara bağlı çok sayıda işçi, davul-zurna eşliğinde halay çekerek Arif Nihat Asya Parkı’ndaki alanı doldurdu. Kutlamalarda ortak açıklamayı Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar yaptı.
“1 Mayıs bizim için bir takvim günün de ötesinde büyük bir anlam taşıyor”
Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar 1 Mayıs’ın büyük bir anlam ifade ettiğini belirterek, “1 Mayıs bizim için bir takvim günün de ötesinde büyük bir anlam taşıyor. 1 Mayıs, emeğin, alın terinin, eşitliğin, özgürlüğün ve dayanışmanın tarihsel simgesidir. 1 Mayıs, biz emekçilerin birleşerek sömürüye, adaletsizliğe, güvencesizliğe ve yoksulluğa karşı sesini yükselttiği gündür. 1 Mayıs, işçi sınıfının mücadele ederek elde ettiği kazanımlarıyla, kararlılığıyla, dayanışmasıyla anlamlı kıldığı bir gündür. Biz işçiler dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce ayrımı olmaksızın, emek gücüyle yaşam mücadelesi verenler olarak, ortak taleplerimizi yüksek sesle dile getirmek için bugün burada bir kez daha bir araya geldik. Bugün burada olduğu gibi ülkemizin diğer şehirlerinde, dünyanın birçok yerinde, bizlerle aynı kadere sahip arkadaşlarımız, işçiler, emek dostları, hak ve özgürlük talepleriyle alanlardalar” diye ifade etti.
“Tüm insanların refah ve huzur içinde kardeşçe yaşadığı bir dünyayı hayal ediyoruz”
Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Bizim kaderimiz ortak. Biz, insanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyoruz. Taşeronda, güvencesiz, kuralsız çalışmak, ucuz işgücü olmak, iş kazalarında can vermek istemiyoruz. Bizler alın teriyle, haram lokma yemeden yaşam mücadelesi verenleriz. Bizler, tüm insanların refah ve huzur içinde kardeşçe yaşadığı bir dünyayı hayal ediyoruz” dedi.
“Gazze’de uzun zamandır süren insanlık dışı saldırılara karşı sessiz kalmayacağız”
Gülnar konuşmasının bir bölümünü de Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılara değinerek şu ifadelerde bulundu:
“Ortak geleceğimizi birlikte barış içinde belirlemeliyiz. Toplumda ayrışma riski ortadan kaldırılmalı, kardeşlik bağıyla bu ülkenin tüm kesimleri ortak akıl çerçevesinde bir yol haritası belirlemelidir. Savaşların olduğu coğrafyalarda insan hakları ve emek mücadelesinden söz edilemez; Gazze’de uzun zamandır süren insanlık dışı saldırılara karşı sessiz kalmayacağız. Çocukların kadınların sivillerin katledildiği bu vahşete dur diyoruz Biz emekçiler savaşın değil barışın tarafındayız. Hukukun üstünlüğü ilkesi, biz emekçilerin sürdürdüğü mücadelenin olmazsa olmazıdır. TÜRK-İŞ olarak bu ilkeye hep sahip çıktık. Bizler, bütün işlemlerin hukuk ve demokrasi içinde yürütülmesinden yanayız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmalıdır.”
“Şiddetsiz ve güvenli çalışma ortamı sağlanmalı”
Kadınların toplumsal yaşamın her alanında yer alması gerektiğini ifade eden Edip Gülnar, “Kadınlar toplumsal yaşamın her alanında yer almalı, şiddetsiz ve güvenli çalışma ortamı sağlanmalı, mobing ve taciz son bulmalıdır. Toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılım, kadınlara karşı uygulanan şiddet döngüsünün kırılmasında büyük rol oynayacaktır. Taşeron sorunu işçi statüsünde, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı kapsamında bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya alınmalıdır. Staj ve çıraklık mağdurlarının emeklilik sorunları çözülmelidir. Kamu kurumlarındaki geçici işçilik uygulaması, güvencesiz istihdamın bir türüdür. Bu koşullarda çalıştırılan işçiler güvenceli şekilde istihdam edilmelidir” şeklinde konuştu.
Başkan Edip Gülnar taleplerini dile getirerek şunları söyledi:
• “Kayıtdışılık ülkemizin uzun soluklu ekonomik sorunlarından biridir ve hala devam etmektedir. Kayıtdışı sorunu çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalıdır.
• Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Buna el uzatılması, ortadan kaldırılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir.
• Asgari ücret birey değil, aile temelinde hesaplanmalı, insana yakışır geçim şartlarını sağlamalıdır.
• Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmelidir.
• 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin sorunları bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
• Bütün Toplu İş Sözleşmelerde olduğu gibi şu an hali hazırda görüşülmekte olan Kamu Toplu İş Sözleşmelerinin Konfederasyonlarımızın teklifleri dikkate alınarak, herkese insanca yaşayacağı şekilde bir ücret verilmelidir.
• Engellilerin toplumsal yaşama tam uyum sağlamalarını sağlayacak kanuni ve fiili düzenlemelere hız verilmelidir.
• İşsizliğin pençesindeki milyonlarca genç için istihdam alanları sağlanmalı, nitelikli eğitim ve meslek edindirme programları desteklenmelidir. Beyin göçü bu ülkenin geleceğini çalmamalı! Gençlerimizin umudu yurt dışında değil, kendi ülkesinde yeşermelidir” dedi.
Kaynak: Özel Haber - Çağlacan Kurt