Berber esnafının sorunu boyunu aştı

Toros TV ekranlarında yayınlanan ‘Sektörün Sesi’ programına konuk olan 38 yıllık erkek kuaförü Engin Özelköse, yaşadıkları mesleki sorunları dile getirdi.

Moderatörümüz Yener Ekinci’nin sorularını yanıtlayan Özelköse, berberlerin toplumda en çok çalışan kesimlerden olduğunu belirterek, “ Buna karşın emeklilikte en uzun prim gün sayısını biz ödüyoruz. SGK’lı çalışanlar ise 7 bin 200 prim gününde emekli oluyor. Bu durum Anayasa’nın 173. Maddesinde belirtilen ‘Devlet esnaf ve sanatkarı koruyucu tedbirler alır’ hükmüne aykırıdır. Gece gündüz demeden dükkanının başında duran günlük ortalama 1218 saat arasında çalışan berberlerimize mutlaka yıpranma payı hakkı verilmeli ve mevcut prim gün sayısı düşürülmelidir” dedi.

‘’DAHA ÖNCE VERİLEN SÖZLER GERÇEKLEŞMEDİ’’

Özelköse, konuşmasında şunları kaydetti; ‘’Esnafımızın en büyük sıkıntılarından biri, prim gün sayısının yüksek olması. Şu anda 9.000 iş günü tamamlandığında emekli olabiliyoruz. Bu da 25 yıla tekabül ediyor. Kadınlarda ise 7.200 gün var, bu da 20 yıla denk geliyor. Yani 25 yıl çalışıp emekli olduğumuzda aldığımız maaş asgari ücret seviyesinde kalıyor. Burada biz aslında SSK ile aramızda büyük bir fark olsun istemiyoruz, ama eşitlik de talep etmiyoruz. Tek isteğimiz, 9.000 iş günü olan primimizin 7.200 güne düşürülmesi. Daha önce birkaç kez 9.000 günün 7.200’e düşeceği söz konusu olmuştu ve söz verildi; ama gerçekleşmedi. Gece gündüz demeden dükkanının başında duran günlük ortalama 12 ila 18 saat arasında çalışan Berber ve kuaförlerimize mutlaka yıpranma payı hakkı verilmelidir.’’

‘’ÇIRAK SORUNU MESLEĞİMİZİ BİTİREBİLİR’’

‘’Resmi verilere göre Türkiye’de iş arayan insan sayısı üç milyonun üzerinde; ancak hizmet ve üretim alanındaki bazı sektörler ve meslek dallarında, yüksek oranda personel açığı yaşanıyor, çırak yetişmiyor. O mesleklerden biri de berberler. 4+4+4 şeklinde uygulanan eğitim sisteminden sonra liseyi bitiren bir genç, bizim mesleğe geldiğinde yaşken eğilmediği için verimli olamıyor. Sabırsızlar ve hemen patron olma hayali taşıyorlar. Eskiden çırak taleplerini geri çeviriyorduk. Şimdi eleman için sağdan soldan rica ediyoruz. Berberlik mesleği bir sanattır ve sanatımızı bir sonraki nesile aktaracak eleman bulmakta güçlük çekiyoruz. Ustalarımız, çırak bulunamadığı için ilerleyen dönemde berberlik mesleğinin yok olma korkusuyla yaşıyorlar. Eskiden aileler çocuklarını berber dükkanlarına götürürdü, ustaya teslim ederdi ve ‘eti senin kemiği benim’ derdi; fakat şu an böyle bir durum söz konusu değil. Benim yanımda çalışacak çırağa, ilerisi için koluna altın bir bilezik takmış oluyorum. Eğer bu sanatı yapabilirse ömrü boyunca bileğinde bir altın bilezikle dolaşır, bir sanat öğrenmiş olur. 45 yıldan bu yana sektörün içindeyim, 3 çocuğum var ve üçü de üniversite mezunu. Onları, kimseye muhtaç etmeden berberlikten kazandığım parayla yetiştirdim. Yanımda bir çırak çalışmış olsa 2 seneye kalfa olacak kıvama gelir. 2-3 sene sonra bu çocuk mesleği öğrenir ve bana ihtiyacı kalmaz çünkü bir sanatkar olacak. Eskiden çıraklık çok güzeldi. İlk önce saygıyı sonra mesleği öğrenirlerdi. Çıraklık Okulu dediğimiz Mesleki Eğitim Merkezleri ile çırak sorunu aşılmaya çalışıldı; ama yaraya merhem olamadı. Orayı tamamlayanlar lise mezunu sayılıyor ve 9-10-11 sınıflar için 5 bin 110 lira, 12’nci sınıflar için 8 bin 510 lira maaş ödemesi yapılırken, devlet maaşı kaldırdı. Yeni öğrenciler maaş almadan eğitim alacak. Bu da merkezlerin cazibesini yitirdi. Derdimize yetersiz çare olan bu sistemin değişmesi bizi tamamen umutsuz yaptı. Bu konuda yetkililerden acil çözüm bekliyoruz.’’

Kaynak: Özel Haber - Yener Ekinci