Prof. Dr. Sözbilir: Adana’nın acil deprem master planına ihtiyacı var
Elazığ’da yaşanan 5 büyüklüğünde ki depreminin ardından Adana için deprem uyarısında bulunan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, gazetemiz Toros’a konu ile ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Elazığ’da yaşanan 5 büyüklüğünde ki depreminin ardından Adana için deprem uyarısında bulunan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, gazetemiz Toros’a konu ile ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Deprem Profesörü Hasan Sözbilir’den 6 il için maalesef korkutan uyarı geldi. Prof. Dr. Sözbilir, İçinde Adana’nın da yer aldığı 6 ilde acil önlemler alınması gerektiğini, halkın bilinçlenmesinin hayati derece de önem taşıdığını ve Adana için deprem master planına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, geçtiğimiz hafta Elazığ’da olan 5.0 MW büyüklüğündeki depremin ardından içinde Adana’nın da bulunduğu Türkiye’de devam eden yer hareketliliği nedeniyle 6 ile uyarıda bulunmuştu. Prof. Dr. Sözbilir, Adana için olası risklere ilişkin gazetemiz Toros’a önemli açıklamalarda bulundu. 6 Şubat depremlerinden sonra özellikle Göksun güneyindeki Savrun Fayı ve Toprakkale Fayı üzerinde yüksek oranda enerji transferi gerçekleşmiş olduğunu ve depreme hazırlık konusunda acil önlemler alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, Toros Gazetesi İnternet Sitesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Melisa Karmış tarafından hazırlanan soruları şu şekilde cevapladı;
Prof Dr. Hasan Sözbilir kimdir?
Prof.Dr. Hasan Sözbilir Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünden 1986 yılında mezun oldu, o günden beri aynı üniversitede Öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bu süre içinde ulusal/uluslararası dergilerde 100’dan fazla makale yayınlamış ve ulusal ve uluslararası mesleki toplantılarda sunulan 700’den fazla bildirinin eş yazarlığını yapmış bir öğretim üyesidir. Uzun yıllar Diri Fay Araştırma Grup Lideri olarak görev yapmış olup, Anadolu’nun deprem tehlike kaynakları konusunda uzmandır. 2003 ve 2009 yıllarında Jeoloji Mühendisleri Odası “Altın Çekiç Araştırma Ödülü”ne iki kez layık görülen Dr. Sözbilir, son 25 yılda Türkiye ölçeğinde fay zonu mimarisi ve paleosismoloji alanında master ve doktora öğrencileri yetiştirerek önemli çalışmalara imza attı. Mevcut projeler, güney Marmara bölgesi ve batı/orta/doğu Anadolu’daki diri faylar üzerinde büyük depremlerin geçmişte tekrarlama modellerini anlayarak fay sistemlerinin davranışının karakterizasyonunu içermektedir. Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki saha jeolojisi, neotektonik ve deprem jeolojisi profesörü olarak görevine ek olarak, NSF-USA, TÜBİTAK, Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), YÖK-ADEP ve DEÜ-BAP tarafından finanse edilen çok sayıda uluslararası ve ulusal projede Yürütücü/danışman/araştırmacı olarak görev yapmıştır. 2014-2023 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Müdürü olan Prof.Dr. Sözbilir, AFAD-Deprem Danışma Kurulu, Afet Yönetim Merkezleri platformu (AYMEP) Afet Riski Azaltma Kurulu ve Afet Yönetimi Bilimsel Destek Kurulu (AYBDK) üyeliğine devam etmektedir. “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi” gibi Türkiye ölçeğindeki projelerinin yanı sıra, halen, il düzeyindeki Afet Yönetimi ve risk azaltma çalışmaları kapsamında; İzmir ilindeki diri fayların deprem potansiyellerinin anlaşılmasında, İzmir için Deprem Master Planı hazırlanması ve İzmir Deprem bilgi siteminin kurulmasında, İzmir İl Afet risk Azaltma Planında, Denizli Afet Master Planında, İzmir için Kentsel Dönüşüm yol haritası projesinde ve İzmir İçin Deprem Erken Uyarı Sistemi (DEUSİS) Geliştirilmesi: Sensör, Yöntem ve Önkestirim Çalışmaları-DEÜ-Çok Disiplinli BAP projelerinde çalışmalarını yürütmektedir.
“ADANA’DA DEPREM TEHLİKESİNİN DEVAM EDECEĞİ ÖNGÖRÜLEBİLİR”
Türkiye’de son 25 yılda 6.0 mw büyüklüğünde ortalama 15’e yakın deprem meydana gelmiş. Şu an Türkiye’de bulunan aktif fay hatlarının tekrar periyotları dolarak arkası arkasına kırılması sebebiyle Türkiye’nin deprem yüz yılına girdiğini söyleyebilir miyiz?
Türkiye’de, geçen 100 yılda, 1939 Erzincan depremiyle Kuzey Anadolu Fayı boyunca doğudan batıya doğru başlayan deprem silsilesi, 1999 Kocaeli ve Düzce depremleriyle İstanbul’a kadar dayanmıştır. Bugün, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde, sadece Erzincan-Bingöl arasındaki Yedisu segmenti ve İstanbul güneyindeki Kumburgaz ve Adalar segmenti henüz kırılmayan fay parçaları olarak stres biriktirmektedir. Benzer şekilde, Türkiye’nin ikinci büyük deprem tehlİke kaynağı olan Doğu Anadolu Fayı’da 2020 yılına kadar kuzey, orta ve güney bölümlerinde sismik boşluk dediğimiz henüz kırılmamış fay parçalarını içeren önemli bir sismik tehlike kaynağı olarak durmaktaydı. 24 Ocak 2020 Elâzığ depremi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri nedeniyle yeniden faaliyete geçmiştir. Günümüzde, bu fay üzerinde Palu-Bingöl arasında henüz kırılmamış fay parçaları bulunmaktadır. Doğu Anadolu Fayı üzerinde 2020 de başlayan bu sismik etkinlik, 6 Şubat depremleri ile doruğa çıkmıştır. Çok segmentli kırılmanın gerçekleştiği bu depremleri üreten fayların uçlarında birikmeye başlayan enerji nedeniyle, komşu faylar etkilenmiş ve deprem üretmeye başlamıştır. Komşu fayları içeren Hatay, Adana, Malatya, Antep, Adıyaman, Maraş ve Elazığ illerinde artçı depremlerle birlikte yeni depremler de meydana gelmeye başlamıştır. Bu nedenlerle, adı geçen iller ve bu illere bağlı bazı ilçelerde deprem tehlikesinin devam edeceği öngörülebilir. Bununla birlikte, son 100 yılda kırılan fay parçalarının yeniden yıkıcı deprem üretebilmesi için en az 100-400 yıllık bir sürenin daha geçmesi gerekmektedir.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 2020 yılında gerçekleştirdiği bir röportajında, “Türkiye ölçeğinde 20 yerde deprem üretme olasılığı olan fay bulunmakta” açıklamasında bulunmuştu. Açıklamanın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen Prof. Dr. Sözbilir, gazetemize yaptığı açıklamalar esnasında Türkiye’nin bazı illerde ve bu illerde bulunan fay hatlarında stres birikmeye devam etmesi sebebiyle hala risklerin devam ettiğini vurguladı.
“Türkiye Ölçeğinde 20 Yerde Deprem Üretme Olasılığı Olan Fay Var” açıklamasında bulunmuştunuz. Bu riskler hala devam ediyor mu ve bu risk hangi bölge ve şehirleri kapsıyor?
Bugüne kadar yapılan çalışmalar Türkiye’de deprem üretme zamanı gelip te kırılmayan 20-25 adet fay segmenti olduğunu göstermektedir. Sismik boşluk sınıfında değerlendirilen bu diri faylar Türkiye’nin değişik bölgelerine dağılmış durumdadır. Bu faylar Balıkesir, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Bingöl, Adıyaman, Marmara Denizi, Erzincan, Adana, Hatay, Hakkâri, Erzurum, Kıbrıs, Van, Afyon, Konya, Niğde gibi illerin sınırları içinde uzun zamandır deprem üretmeyen bu sismik boşluklar olarak stres biriktirmeye devam etmektedir.
“7.4 BÜYÜKLÜĞÜNE VARAN DEPREMLER OLABİLİR”
Adana’da aktif kaç tane fay hattı bulunmaktadır? Bu fay hatlarının geçmişte ürettiği depremler göz önüne alındığında kaç büyüklüğünde deprem üretebileceğini ön görebiliriz?
Adana ilini etkileme potansiyeli olan sismik tehlike kaynakları; Karataş Fayı, Savrun Fayı, Ecemiş Fayı, Toprakkale Fayı, Yumurtalık Fayı, Düziçi-İskenderun Fayı, Akdeniz içindeki denizaltı fayları-Kıbrıs Yayı-Tsunami tehlikesi. Bu fayların ortalama deprem tekrarlama periyodu 1000 ila 3000 yıl arasıdır. Adana’da bulunan bazı faylarda ürettikleri son depremden sonra ortalama 1500 yıl geçmiştir. Bu durumda Adana’da bulunan faylar tek başına kırıldığında 6.9’a varan büyüklükte deprem üretebilir. Fakat bu faylar birleşerek çok segmentli kırılma gerçekleştirirse 7.4 büyüklüğüne varan depremler üretebilir.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri Adana’da bulunan fay hatlarının deprem periyodik tarihlerini öne çekme olasılığı bulunmakta mıdır?
6 Şubat depremlerinden sonra özellikle Göksun güneyindeki Savrun Fayı ve Toprakkale Fayı üzerinde yüksek oranda enerji transferi gerçekleşmiş durumda. Düziçi-İskenderun Fayı da 6 Şubatta kırılan fay parçalarına çok yakın konumda. Bu faylardan bazıları 1500 yıldır kırılmıyor. 6 Şubat depremleri sonrasında gelişen enerji transferi ve değişen stres yönleri nedeniyle, bu fayların kırılma zamanı daha öne çekilmiş olabilir. Bu tür sorulara yanıt bulabilmek için fayların geçmişte oluşturduğu depremlerin tümünü ortaya çıkartmak esasına dayanan paleosismolojik çalışmaları tamamlamak gerekmektedir.
6 Şubat depremlerinden bu yana, Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin çevre illerdeki faylara stres yüklemiş olabileceğini, bu illerden bir tanesinin de Adana olup, bu konuda yerel yönetimlere deprem için uyarı çağrısında bulunan Deprem Profesörü Sözbilir, Adana’da olabilecek olası deprem senaryosunda hangi bölgelerin ne kadar etkileneceğini ve bu etkiyi en aza indirmek için yerel yönetimlerin yapması gereken çalışmaları ise şu şekilde aktardı;
Adana’da olabilecek büyük bir deprem de en çok hangi bölgelerin ya da ilçelerin etkileneceğini tahmin etmek mümkün müdür?
Adana ilinde kırılacak fay segmentlerine göre hasar alacak bölgeler değişebilir. Örneğin Ecemiş fayı kırıldığında hasar alacak yerler ile Toprakkale Fayı kırıldığında hasar alacak bölgeler birbirinden farklı olacaktır. Bu hem yerleşimin sismik kaynağa uzaklığına hem sismik dalganın yeryüzüne gelirken ki ilerleme hızına, zeminin deprem sırasındaki dinamik davranışına, hem zemin-bina etkileşimine, zemin ivmesi/fiziksel özelliklerine ve binanın statik proje-mimari tasarım-işçilik vb. niteliklerine göre değişecektir. Tüm bunların yanında, genel olarak, aşağıdaki haritadaki, deniz seviyesine yakın yükseklikteki yeşil ve bej-sarı renkli alanlar üzerindeki, özellikle 1999 öncesi yaşlı yapı stoğu, kahverengi renkli alanlardaki yapı stoğuna göre daha yüksek şiddette etkilenecektir.
Son olarak Adana için yapmış olduğunuz deprem uyarısı ile birlikte yerel yönetimlerin nasıl bir önlem ve depreme hazırlık çalışması yapması gerekmektedir?
Adana ilindeki konuyla ilgili tüm katmanların top yekun ve sürdürülebilir bir anlayışla deprem zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalara-İl Afet Risk Azaltma planlarındaki eylemlerin yerine getirilmesi (İRAP)- öncelik verilmesi ve olası bir deprem öncesinde halkın bilinçlendirilmesine katkı koyması gerekmektedir. Bu kapsamda, öncelikle Adana deprem master planına ihtiyaç vardır. Bu planda; En kötü deprem senaryosuna göre adana ilinin mevcut durum analizi, Yapı/bina envanteri-kırılganlık eğrileri, İl düzeyinde alana özgü zemin sınıflaması-zeminin deprem sırasındaki dinamik davranışının kestirilmesi, Hangi fay yakın zamanda kırılacak? sorusuna yanıt aranması, Deprem senaryosunun çalıştırılması, Depreme dayanıksız bina envanterinin çıkarılması, Kentsel dönüşüm önceliklendirme-güçlendirme- yeniden inşaa etme, Doğal afet eksenli yeni yerleşim düzeni oluşturma, Rezerv alan oluşturma-yeni yerleşim yerleri konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmalarda Adana deprem bilgi sisteminin kurulması son derece önemlidir.
Hazırlanacak Deprem Master Planı aşağıdaki iş paketlerinden oluşabilir;
İP.1: Adana İli Sismik Tehlike Kaynaklarının Belirlenmesi ve yerleşim yerinin fay sakınım bandı açısından değerlendirilmesi
İP.2: Coğrafi Bilgi Sisteminin Kurulması- Adana Deprem Bilgi Sistemi-ADEBİS
İP.3: Bina/Yapı Stoğu Deprem Tehlikesinin Değerlendirilmesi
İP.4: Ulaştırma Arterleri ve Havaalanları/ Kıyı Yanaşma Yapılarının Deprem Tehlikesinin Değerlendirilmesi
İP.5: Temiz-Atık Su İletim Hatları ve İlgi Yapıların Deprem Riskinin Değerlendirilmesi
İP.6: Enerji İletim Hatları ve İlgi Yapılarının Deprem Riskinin Değerlendirilmesi
İP.7: Depremde İhtiyaç Duyulan Toplanma ve Barınma Alanlarının Belirlenmesi
İP.8: Tsunami Tehlikesi ve Riskinin Değerlendirilmesi
İP.9: Deprem Senaryosunun Kurulması-Hasar Tahmin çalışmaları
İP.10: Deprem Master Planlarının uygulanması-kentsel dönüşüm-rezerv alan
Kaynak: Özel Haber / Melisa Karmış