Usta Gazeteci Doğru, “Nefesim Yetse Bir 50 Yıl Daha Yazmak İsterim”

Duayen Gazeteci- Yazar, Sözcü Gazetesi Köşe Yazarı Necati Doğru, Toros Medya Grup’a ziyarette bulundu.

Usta Gazeteci Doğru, “Nefesim Yetse Bir 50 Yıl  Daha Yazmak İsterim”
Yayınlama: 31.10.2024
A+
A-

Toros Medya Grup’un 25 Ekim’de gerçekleşecek olup TUSAŞ’a yapılan terör saldırı sebebiyle 15 Kasım 2024’e ertelenen Zirvedekiler Ödül Gecesi’ne katılmak için Adana ‘ya gelen Sözcü Gazetesi Köşe Yazarı Necati Doğru, ödül gecesinin iptal olması sebebiyle Toros Medya Grup Kurucusu Erden Arat’ı gazetemizde ziyaret etti.

Toros Medya Grup’un kurucusu Erden Arat’ın Sinanpasa Mahallesi’nden çocukluk arkadaşı olması ve beraber büyümesi sebebiyle, Toros Medya Grup ile oldukça yakından ilgilenen Doğru, ziyareti sırasında hem gazetecilik deneyimlerini hem de Adana’daki anılarını paylaştı. Gazetecilik alanında yarım asrı devirmiş duayen gazetecilerden biri olan Necati Doğru ile çocukluktan bu yana arkadaşlıkları devam eden Erden Arat arasında samimi ve uzun saatlere uzanan sohbet gerçekleşti.

Usta Gazeteci Doğru, bu samimi ve sıcak sohbetin yanı sıra 50 yıllık gazetecilik serüveni ile alakalı merak edilen soruları yanıtladı. Uzun yıllar yaşadığı Adana’yı tekrar ziyaret etmenin duygu yoğunluğunu yaşayan ve yaşadığı sokakların, şehrin anılarıyla sohbete keyfi katan Doğru, şunları kaydetti:

“Adana’yı sık sık ziyaret ederim. Hiç kopmadım buralardan. Zaten Adana’nın suyunu içen, havasını teneffüs eden kolay kolay kopamaz buralardan, her geldiğimde duygu dolu anlar yaşarım. Büyüdüğüm bu şehirde, bu sokaklarda nice anılara sahibim. Bunları hatırlamak dolayısıyla duygulandırır beni. Kafkasya’dan göç etmiş Ahıska Türkü bir ailenin çocuğu olarak aslında 1945 yılında Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde doğdum. Ben ilkokul çağlarında iken, ailem tarımdan gelen geliri ile geçinemez hale gelince büyük kent olan Adana’ya göç ettik. Benimde Adana ile tanışma hikayem ve yaşadığım bu şehre sevgim böylelikle başladı. İlkokuldan liseye kadar tüm eğitimimi Adana’da tamamladıktan sonra Üniversite için İstanbul’a gittim. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden mezun oldum. Psikoloji bölümü bitirmiş olmama rağmen sosyoloji bölümünün de bütün sertifikalarını aldım. Bunun yanı sıra pedagojiye dair tüm sertifikalarımı tamamladım. Aslında mesleğim öğretmenlikti fakat, o sırada darbe dönemleriydi. Ben de her ne kadar terör olaylarına girmemiş bir fikir solcusu olsam da öğretmenliğe kabul edilmedim.  O yüzden gazeteciliğe başladım. Şimdilerde ise bu sektörde iyisiyle kötüsüyle yarım asrı devirdim. Bu benim için ciddi bir gurur kaynağı.”

GAZETELERDEKİ EKONOMİ SAYFALARINI TÜRKİYE’DE İLK DEFA BEN YAPTIM

İdeolojisi ve siyasi görüşü sebebiyle öğretmenlik kariyerine başlayamadan, gazetecilik hayatına atılan Doğru, ilk olarak DİSK’e bağlı sendika dergilerinde muhabirlik yapmaya başladı. Bunun ardından ise İstanbul’da yayın hayatına yeni başlayan “Yeni Ortam” gazetesinde 2 yıla yakın muhabirlik yapan Gazeteci Necati Doğru, 1974 yılında Günaydın Gazetesi’nde ekonomi muhabirliği yapmaya başladı. Doğru, “Günaydın gazetesinde yaklaşık 12 yıl çalıştım. Buradaki gazetecilik hayatıma ekonomi muhabirliği yaparak başladım. Bugün gazetelerde gördüğünüz ekonomi sayfalarını Türkiye’de ilk ben oluşturdum. Ekonomi sayfalarının editörlüğünü yaparak, halka daha okunur bir ekonomi sayfası hazırladım. Sadece iş insanlarını kapsayan değil de, vatandaşların daha çok dikkatini çeken, market ürünleri fiyatları, Pazar manav fiyatları gibi bu hususta haberleri bir araya toplayarak daha dikkat çekici 2 sayfa ekonomi haberleri sayfası oluşturdum. Bu da zaten tahmin ettiğimiz gibi okurların dikkatini çekti. Tabi bunun üzerine bu uygulamayı tüm gazeteler hayata geçirmeye başladı ve ben, bugün gazetelerde görmüş olduğunuz ekonomi haberleri sayfasının temelini oluşturmuş oldum. Bu da benim gazeteci ve editör yıldızımı parlatmış oldu. Buradan sonra ise Hürriyet Gazetesi’nde, Milliyet ve Sabah Gazetesi’nde ise yine ekonomi servilerini kurmak ve sayfa editörlüğü yapmak üzere çalıştım. Buralarda kadrolar kurarak, gazetelerin ekonomi servislerini oluşturdum. Bu gazetelerde ekonomi sayfalarının editörlüğünü yaparken hem de köşe yazarlığı yapmaya başladım. Yazarlık hikayem ise tam olarak böyle başladı. Şimdi yazar olarak devam ediyorum. Gazetecilikte elli yıl, yazarlıkta ise otuz yıl kadar bir süredir iş hayatıma devam ediyorum. “

“GAZETECİ İLE OKUR ARASINDA YAZILI OLMAYAN MUKAVELE VARDIR”

Kendi deneyimleri yanı sıra gazeteciliği genel hatlarıyla da ele alan Necati Doğru, gazeteciliğe yirmi yıl öncesi ve sonrası olacak şekilde ayrı ayrı bakılması gerektiğini kaydetti. Yirmi yıl kadar öncesinde gazeteciliğin bir kırılma noktası olduğunu ifade eden Doğru, şunları ekledi; “Bundan yirmi yıl öncesinde gazetelerin bünyelerinde iki tür yazar birlikte çalışabiliyordu. Yani hem iktidara yakın hem de iktidarın çizgisine daha uzak, halka daha yakın duran gazeteciler bir arada çalışıyordu.  Bundan yirmi yıl kadar öncesinde bu konuda bir kırılma oldu. İktidarın değişimi ile birlikte bu şekilde birlikte çalışmaların önü kesildi maalesef ki. İktidardan yana olan gazetelerin bünyesinde çalışan benim gibi gizlenen yazan gazeteciler ise, baskılara maruz kalmaya başladı. Bu baskılar altında kalan gazetecilerin bir kısmı ise tamamen iktidarın sesi olurken, halktan yana olmaktan vazgeçmeyen benim gibi gazeteciler ise barınamaz olmaya başladı. Asıl gazetecilik, yaşayan halkın sesi olmaktan geçer. Halk her zaman kendi sesi olan, problemlerini dile getiren yazarlar görmek ister. Çünkü demokrasi de, her zaman muhalefete de ihtiyaç vardır. Çünkü bir insanın nasıl ekmeğe, suya ihtiyacı varsa gazetelerin de okura ihtiyacı vardır. Okurların ise bu bağlamda ihtiyacı olan şeyler ise tarafsız ve doğru haberler, gizlenen ve saklananların gün yüzüne çıktığı haberlerdir. Aslında her zaman gazeteleri var eden okurlardır. Bizlerin de en temel görevi okurların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaktır. Gazeteleri var edenler gibi yazarları da var edenlerde okurlardır. Yazarlar ve okurlar arasında yazılı olmayan bir mukavele vardır.  Bunlar yazılı değildir ama okur her zaman bizlerden birileri korumak, yağlamak, yıkmak ya da parlatmak için haber yapmak yerine gizleneni, saklananı bulup yazmamızı beklerler. Doğru bir gazeteci ise okura her zaman haksızlıkları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri yazacağım diye söz vermelidir kendi kendine. Bu bir yazılı olmayan mukaveledir ve bu mukaveleye uyulursa gazeteci de yazar da memnun olur. Eğer ki bu mukaveleyi uyulmazsa okur bu mukaveleyi bozar ve başka yazarlara gider. Eskiden bu çok daha ön planda olurdu. Fakat şimdilerde ki gazetecilik maalesef çoğunlukla tek taraflı olmaya başladı. Bu yüzden de gazetelerin tirajlarında düşüşler oldu. Benimde çok uzun yıllardır sözcü gazetesinde yazmamın en temel sebeplerinden biriside zaten budur.”

“MEDYANIN 4. GÜÇ OLMASI İŞLEVİNİ YİTİRDİ”

Medyanın yasama yürütme ve yargıdan sonra ki 4. güç olduğu halde bu işlevini yavaş yavaş kaybettiğini ifade eden Doğru, “Bu güç her zaman birbirini kontrol eder. Yani bir basın mensubu, yasama, yürütme veyahut yargı doğru çalışıyor mu bunları inceler. Eğer ki doğru çalışmıyorsa basının bunu eleştirmeye hakkı vardır. Bu 3’lü sistem içerisinde problemlere yeterince eğilmiyorsa, yeterli kanunlar çıkmıyorsa medya bunları yazmaya başlar. Gazetecilikte en önemli husus da zaten budur. Yasama, yürütme ya da yargıda oluşabilecek herhangi bir hata durumunda bunu açık yüreklilikle yazabilmesidir. Bu konuda açık yüreklilikle davranabilen maalesef ki çok az sayıda gazeteci kaldı. Ama şu an ki dönemde basının kontrol altına alınması ve yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanması basına 4. güç işlevini kaydetti.”

“GAZETE İLE İLK TEMASIM ASLINDA ÇOCUKLUKTAN BAŞLADI”

Gazetecilikte elli yılını devirmiş olmasına rağmen aslında gazete ile ilk temasının çocukluk yıllarından başladığını ifade eden Doğru, şunları anlattı; “Çocukluğumda harçlığımı çıkartmak ce aileme destek olmak için gecenin ikisinde uyanıp gazete matbaalarına giderdim. Gecenin kör karanlığında hepimiz sıraya girer ve baskıdan çıkan gazeteleri almayı bekledik. Gazeteyi ilk alan ise hemen devlet hastanesinin oraya koşardı. Oradan tamirhanelerin oraya giderdik, Küçüksaate ve Saman Pazarı’na da giderdik. Bağırırdık yazıyor, yazıyor, yazıyor diye. Yerel gazeteler bittikten sonra öğle saatlerinde ulusal gazeteleri almaya giderdik. Öğleden sonra da ulusal gazeteleri satardım. Gazete ile ilk temasım harçlığımı çıkartmak için çıktığım bu yolda başladı.”

“ADANA’DAN HİÇ KOPMADIM”

Gazetecilik deneyimleri yanı sıra Adana hakkında da hoş sohbet gerçekleştiren Necati Doğru, ailesinin burada yaşaması sebebiyle Adana’dan hiç kopmadığını ve yaşadığı bu şehre, büyüdüğü bu sokaklara her geldiğinde duygu dolu anlar yaşadığını dile getirdi. Doğru, “Adana’yla gönül bağım hiç kesilmedi. Akrabalarım, ailemin burada olmasından ziyade Adana’da geçen çocukluğumun, büyüdüğüm sokaklardaki hatıralarımın sebebiyle de gönül bağım hiç kopmadı buradan. 50 yıl önce ki Adana ile şu an ki Adana pek tabi ki çok farklı. Türkiye’de ki diğer bütün kentler gibi Adana’da değişime uğruyor ve bizde bunlara şahit oluyoruz. Adana, Torosları ile yayları ve denizi ile her yerinden bereket fışkıran bir şehir. Aynı zamanda bunlar Adana’yı var eden şeyler. Bir gün gazeteciliği bırakmak isteseydim, Adana’ya yeniden yerleşmek isterdim. Fakat iş gazeteciliği bırakmaya gelecek olursa, ben gazeteciliği bırakmaktan ziyade, nefesim yetse bir 50 yıl daha yazmak isterim.”

“SİNANPAŞA MAHALLESİNE DAİR ÇOK FAZLA ANI BİRİKTİRDİM”

Tüm çocukluğu neredeyse Sinanpaşa Mahallesi’nde geçtiği ve bu sebeple Toros Medya Grup Kurucu Erden Arat ile çok uzun yıllara dayanan bir dostluklarının olduğunu ifade eden Doğru, “Eskiden Sinanpaşa Mahallesi’nde çocuklar iki şey olmaya heveslenirdi. Biri Tarzanlıktı biri de futbolculuktu. Tarzanlık diye bir şey vardı eskiden. Eskiden Sinanpaşa Mahallesi’nde de meşhur bir Adanalı yüzücü Tarzan Mehmet vardı. O zaman böyle şeyler vardı tabi. Bir de futbolcu olmak vardı. Mahalledeki çocukların bazıları da idol futbolcu olmak isterlerdi. Toros Medya Grup Kurucusu dostum Erden Arat, futbolcu olmayı tercih ederek bu alanda büyük başarılara imza attı. Uzun yıllar başarılarla dolu bir kalecilik hayatı geçirdi.  Kendisini tebrik ediyorum. “

“DOĞRU’DAN, TOROS GAZETESİNE ÖVGÜLER”

2024 Toros Medya Grup Zirvedekiler Gecesi için Adana’ya gelen Necati Doğru, gazetemizi ve Toros Medya Grup kurucusu Erden Arat’ı ziyaret ettiği esnada duygu ve düşüncelerini paylaştı. Yerel bir medya grubu olarak son derece başarılı bir ilerleyiş izlediğimizi kaydeden Doğru, “Erden dostum futbolculukta olduğu gibi, gazetecilik alanında da başarılı işlere imza atmış ve başarılı bir duruş göstermiş bulunmaktadır. Adana’nın en güçlü medya şirketinden biri olması sebebiyle kendisini kutlar ve başarılarının devamını dilerim.”

Kaynak: Haber Merkezi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.