101.YIL COŞKUYLA KUTLANDI

TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Sevil Çakmak- Adana’da 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 101'inci yıl dönümü, düzenlenen törenler ile coşkuyla kutlandı. Uğur Mumcu meydanında düzenlenen kutlamaya Adana...

101.YIL COŞKUYLA KUTLANDI
Yayınlama: 30.08.2023
Düzenleme: 30.08.2023 14:49
A+
A-

TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Sevil Çakmak- Adana’da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101’inci yıl dönümü, düzenlenen törenler ile coşkuyla kutlandı.

Uğur Mumcu meydanında düzenlenen kutlamaya Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 6. Kolordu Komutanlığı Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Ahmet Burak Yürüten, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Milletvekilleri, kent protokolü ve vatandaşlar katılarak yoğun ilgi gösterdi. Garnizon komutanlığında görevli Üsteğmen Aykut Arslan, günün anlam ve önemini belirten konuşma gerçekleştirdi.

Üsteğmen Aykut Arslan, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zaferin 101.yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk milleti kahraman Türk ordusuyla birlikte varlığında ve vatanına kasteden karşı 101 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekun bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduma ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferi her defası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. Bin dokuz yüzlü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda 1.Dünya Savaşı çıkmış, müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Modros Mütarekesi imzalanmıştır. Anlaşma ile 1000 yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurda bindiğimiz Anadolu toprakları, o dönemin büyük devletleri ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş ayrıca tarihimize kara leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına, kadınımıza, yaşlımıza ve çocuklarımıza, dünyada eşine az rastlanır işkence, zulümlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimize kara bulutların dolaştığı bir ortamda Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yolunu silah arkadaşları, bağımsızlık meşalesini yakarak, Ya İstiklal, Ya Ölüm parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi, son neferine kadar düşmanı, güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya mukteder olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna, kanının son damlasına kadar mücadele devam edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev de düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında, Türk kuvvetleri düşmana beklemediği yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başarmıştır. Avrupalıların beş altı ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini üç günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğimde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etmiştir. Bu büyük zafer ile düşmana son darbede vurulmuş, ardından icra edilen takip harekatıyla da 9 Eylül’de İzmir’de denize dökülmüştür. Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bir bölümünü imha ve esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli husus da bilinç şartlarında bir ordunun 10 günde 500 kilometrelik bir mesafe yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir. 30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin 2.yıl dönümünde Dumlupınar’ın Çal Tepesi’ne yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz. Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devleti’nin genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi, milletlerin bütün ilim ve fen alanlarındaki güçlenmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevi kudretleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanı. İşte kazanılan zaferin muhteşem kadrosu harbin kadın,  çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu, bu meydandan da ulu önderinin liderliğinde, alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. 30 Ağustos Zaferi, Türk ordusuna, silahlı kuvvetler günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern hak, silah ve teçhizatı ile güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şu ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşları ve aziz şehitlerimiz ile ebediyete intikal eden gazilerimize rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Konuşmanın ardından 30 Ağustos anısına şiirleri okundu. Halk oyunları grubunun gösterisinden sonra kutlamalar askerlerin ve askeri araçların geçit töreniyle sona buldu.

 

 

 

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.