Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yeni torba yasa teklifi, doğanın korunması gereken alanlarını enerji ve madencilik yatırımlarına açma riski taşıyor. TEMA Vakfı başta olmak üzere çevre örgütleri, teklifin yasalaşması halinde zeytinlikler, ormanlar, tarım arazileri ve koruma altındaki doğal mirasların geri dönülmez şekilde zarar göreceği uyarısında bulunuyor.

Yasa teklifi 19 Haziran Perşembe günü TBMM komisyonunda görüşülecek. Teklif, Maden Kanunu’nun yanı sıra Çevre Kanunu, Mera Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu gibi pek çok düzenlemeyi etkileyerek doğal alanların yatırımcı lehine yeniden tanımlanmasını öngörüyor.

TEMA: Doğanın sesi susturuluyor

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, yasa teklifinin doğa koruma politikalarını zayıflattığını ve kamuoyunun söz hakkını yok saydığını belirtti. Ataç, teklifin "süper izin" mekanizmasıyla yatırım projelerinin önünü açtığını, maden ruhsatı süreçlerinin hızlandırıldığını ve izin mercilerinin yatırımcı lehine yeniden yapılandırıldığını ifade etti.

Yeni kurulacak özel bir komisyon, kritik ve stratejik madenler ile yenilenebilir enerji projeleri için acele kamulaştırma kararı alabilecek. TEMA, bu durumun kamu yararının göz ardı edilmesine neden olacağını savunuyor.

Ormanlar MAPEG’e devrediliyor

Teklifin en çok tepki çeken maddelerinden biri de, maden faaliyeti yapılan orman alanlarının Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredilmesi oldu. Bu alanların MAPEG’e devredilmesinin ormanlara verilecek zararın görmezden gelinmesi anlamına geldiğini söyleyen Ataç, ormancılık konusunda yeterli kapasitesi bulunmayan bir kuruma ormanların emanet edilmesinin, doğa için büyük risk oluşturduğunu; Orman Genel Müdürlüğü (OGM) gibi saha hâkimiyeti olan kurumların, bu süreçlerin dışında bırakılmaması gerektiğini belirtti.

Zeytinlikler tehlikede

Özel yasa ile korunan zeytinliklerin madenciliğe açılması da tepkilerin odağında. Muğla’daki zeytinliklerin termik santrallere kömür temini amacıyla kullanıma açılmasının önünü açacak düzenlemenin, ileride tüm Türkiye’deki zeytinlikleri tehdit edebileceği belirtiliyor.

Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Ataç, yeni düzenlemeyle zeytinliklerin kömür madenciliği için gözden çıkarıldığına dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu:

"Torba yasa teklifiyle 3213 Sayılı Maden Kanunu’na geçici bir madde eklenerek, Muğla’daki zeytinlikler termik santrallere kömür temini amacıyla madenciliğe açılıyor. Bu alanlarda artık maden aranabilecek ve işletilebilecek. Zeytinliklerin 'taşınabilir' ilan edilmesiyle bu üretim ve kültürel miras alanları adeta bir eşya haline getiriliyor. Bu yalnızca Muğla için değil, ileride Türkiye genelindeki tüm zeytinlikleri tehdit eden bir yaklaşımdır."

Korunan alanlarda otomatik izin

Yasa teklifinde, doğal ve tarihi sit alanlarına yönelik başvuruların 3-4 ay içinde yanıtlanmaması durumunda otomatik olarak izin verilmiş sayılması da yer alıyor. TEMA bu durumun çevre koruma kurumlarını işlevsiz hale getireceğini ve doğa tahribatını hızlandıracağını vurguluyor.

ÇED süreçleri devre dışı kalıyor

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçleri, torba yasa ile büyük ölçüde etkisizleşiyor. Teklif, "ÇED Olumlu" kararı beklenmeden projelere teşvik ve ruhsat verilmesinin önünü açıyor. Bu durumun, projelerin tarım, su, sağlık ve doğal denge üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmesine yol açacağı uyarısı yapılıyor.

Bu tablo karşısında ÇED süreçlerinin önemine değinen Ataç, "Zaten gerektiği gibi yürümeyen ÇED süreçleri, bu düzenlemeyle neredeyse tamamen devre dışı bırakılıyor. Projelerin doğaya, tarıma, sağlığa ve yerel yaşama etkileri dikkate alınmadan ilerlemesinin önü açılıyor. Üstelik 'eş zamanlı izin' uygulamasıyla ÇED Olumlu kararı bile beklenmeden projelere teşvik ve ruhsat verilebilecek. Bu, doğa için açıkça tahribatta geri dönüş yok anlamına geliyor. Korkuyoruz ki artık bazı projeler için hiçbir çevresel etki değerlendirmesi yapılmayacak." şeklinde konuştu.

Feke’de 75 yıl sonra genişleyen yollar, ormanın saklı güzelliğini ortaya çıkardı
Feke’de 75 yıl sonra genişleyen yollar, ormanın saklı güzelliğini ortaya çıkardı
İçeriği Görüntüle

“Doğa bir kez kaybedilirse geri kazanılamaz”

TEMA Vakfı, yasa teklifinin sadece çevreyi değil, kırsal yaşamı, gıda güvenliğini ve gelecek kuşakların yaşam hakkını da tehdit ettiğini savunarak, kamuoyunu bu düzenlemeye karşı çıkmaya çağırıyor.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, teklifin yalnızca çevreyi değil, aynı zamanda yerel halkı, gelecek kuşakların yaşam hakkını, gıda ve su güvenliğini tehdit ettiğini belirterek kamuoyunu bu konuda duyarlı davranmaya ve görüşlerini TBMM’ye iletmeye davet etti:

"Bugün verilecek kararlar, geleceğimizi de belirleyecek. Zeytinlikler, ormanlar, meralar, su varlıklarımız bir kez kaybedildiğinde, bir daha geri kazanılamaz. Doğayı korumak hepimizin ortak sorumluluğu. Bu nedenle TEMA Vakfı olarak toplumun tüm kesimlerini, karar vericileri ve sivil toplumu bu düzenlemeye karşı durmaya; zeytinliklere, ormanlara, tarım alanlarına, ülkemizin doğal ve kültürel mirasına sahip çıkmaya çağırıyoruz."

Kaynak: TEMA