Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, CHP İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu’nu ziyaret etti. Kanara adıyla bilinen tarihi mezbahanenin artık işlevini getiremeyecek şekilde eskidiğini vurgulayan Başkan Köse, modern bir mezbahanaye ihtiyaç duyulduğunu ve bunun yanı sıra farklı bölgelere butik mezbahaneler kurulması gerektiğini dile getirdi. Köse, ayrıca yaklaşan kurban bayramı ile ilgili hayvan alırken ve kestirirken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi verdi.
‘’KANARA KAPANSIN, YENİ MEZBAHANE AÇILSIN’’
Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, yönetimde yer alan bazı üyelerle beraber, CHP İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu’nu ziyaret etti. Başkan Tanburoğlu’na veteriner hekimlerin yaşadıkları sorunlardan bahseden ve çözüm bulmak için sürdürdükleri mücadeleler hakkında bilgi veren Nihat Köse, kentte giderilmesini bekledikleri bazı eksikliklere de değindi. Kanara adıyla bilinen tarihi mezbahanenin artık işlevini getiremeyecek şekilde eskidiğini vurgulayan Başkan Köse, modern bir mezbahanaye ihtiyaç duyulduğunu ve bunun yanı sıra farklı bölgelere butik mezbahaneler kurulması gerektiğini dile getirdi. Başıboş sokak hayvanları sorunuyla etkin mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Köse, sokak hayvanları arasında insanlara bulaşabilecek hastalık riskinin arttığını gözlemlediklerini belirtti. Köse, hayvanların kısırlaştırılıp tedavi edildikten sonra doğal yaşamlarına bırakılması yöntemini savunduklarını yineledi. Köse’nin taleplerini uygun ve yerinde bulduğunu ifade eden Başkan Anıl Tanburoğlu ise Kanara’nın kültür ve sanat müzesine dönüştürülmesi yanı sıra sokak hayvanlarına sorununa daha duyarlı yaklaşılması açısından ilgili belediyeler dahil olmak üzere gereken mercilere öneri ve talepte bulunacağını ifade etti. Ziyaret sonrası yaklaşan kurban bayramıyla ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Köse, şunları kaydetti;
‘’KURBAN BAYRAMINDA HAYVAN SAĞLIĞI, GIDA GÜVENLİĞİ VE KAMU SAĞLIĞI İÇİN VETERİNER HEKİM KONTROLÜ ŞARTTIR’’
Kurban Bayramı’nda kurbanlık hayvanların seçiminden kesim işlemlerine, etlerin muhafazasından çevre sağlığına kadar her aşamada veteriner hekim kontrolü sağlanmalıdır. İlimizde bir kurbanlık sıkıntısı olacağını düşünmüyoruz. 120 bin küçükbaş ve 17 bin büyükbaş yetiştirilmiş ve pazarlara getirilmeye başlanmıştır. Her yıl olduğu gibi il dışından da kurbanlıklar gelmeye devam etmektedir.
KURBANLIK HAYVANLARIN SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Kurbanlık olarak küçükbaş hayvanlarda koyun ve keçi; büyükbaş hayvanlarda ise sığır, manda ve deve kullanılabilmektedir. Ancak kurbanlık seçiminde yalnızca tür kriteri yeterli değildir. Kurban edilecek hayvanların sağlıklı, yaş ve gelişim yönünden uygun, resmi kayıt sistemine dahil ve fizyolojik olarak kurban şartlarını taşıyan hayvanlar olması esastır. Büyükbaş hayvanlarda en az 2, küçükbaş hayvanlarda ise en az 1 yaşını doldurmuş olma şartı aranır. Ancak koyunlarda 6 ayını doldurmuş ve anası kadar gelişmiş olanlar da kurban edilebilir. Hayvanların kulak küpesi mutlaka olmalı, küpesiz ve
kayıt dışı hayvanlar tercih edilmemelidir. Çok zayıf, güçlükle hareket eden, burun akıntısı, öksürük, topallık gibi hastalık belirtileri gösteren ya da gebe hayvanlar kurbanlık olarak alınmamalıdır. Kurbanlık hayvanların dış görünüşü sağlıklı, kılları düzgün ve parlak, gözleri canlı ve tepkili olmalı; vücut bütünlüğü tam olmalıdır. Hayvanlarda ateş, akıntı, dışkı bozukluğu, yaralar veya doğal deliklerden akıntı olması hastalık belirtisi olabileceğinden bu tür hayvanların kurban edilmesi uygun değildir.
‘’KESİM SÜRECİ, HİJYENİK VE DENETİMLİ OLMALIDIR’’
Kurban kesimleri, resmi makamlarca belirlenmiş, veteriner hekimlerin denetiminde gerçekleştirilen kesim alanlarında yapılmalıdır. Bu alanlarda hayvan refahı gözetilerek uygulama yapılması ve kesimin hijyenik koşullarda gerçekleştirilmesi hem ibadetin kabulü hem de toplum sağlığı açısından zaruridir. Hayvanlara kesimden önce en az 12 saat yem verilmemeli, ancak temiz su sağlanmalıdır. Kesim öncesi stres ve korku hayvan refahını bozar, et kalitesini olumsuz etkiler. Kesim işlemi, uygun ekipmanlarla ve en az iki ayrı bıçakla yapılmalı; deriye ve bağırsak içeriğine temas eden bıçaklar kesinlikle ete temas ettirilmemelidir. Kesim sırasında kullanılan ekipmanlar ile yüzeyler temiz ve dezenfekte olmalı; etin yere teması engellenmelidir. Bazı zoonotik hastalıklar (tüberküloz, brusella, şarbon, tenya, ekinokok kisti, toksoplazma vb.) canlı hayvanda belirti göstermeyebilir. Bu nedenle kesim sonrası et, iç organlar ve kan mutlaka veteriner hekim muayenesinden geçirilmelidir. Şüpheli durumlarda etin hiçbir parçası atılmamalı, resmi veteriner hekimin incelemesi sağlanmalıdır.
HAYVANSAL ATIKLAR VE ÇEVRE SAĞLIĞI
Kesim esnasında oluşan hayvansal atıklar (baş, deri, iç organ, ayak vb.) çevreye rastgele bırakılmamalı, gelişi güzel hayvanlara yedirilmemelidir. Bu durum, zoonotik hastalıkların yayılmasına neden olmakta, halk sağlığını tehdit etmektedir. Atıkların, belediye veya ilgili makamlarca belirlenmiş bertaraf sistemlerine teslim edilmesi gerekmektedir. Kırsal alanlarda ise, bu atıklar en az 2 metre derinliğinde çukurlara gömülmeli ve üzeri kireçle kapatılmalıdır.
ETLERİN MUHAFAZASI VE TÜKETİMİ
Kesim sonrası etin kas dokusuna dönüşmesi yaklaşık 24 saat sürer. Bu süreçte et, gölge ve serin bir ortamda dinlendirildikten sonra buzdolabına alınmalıdır. Bir hafta içinde tüketilecek etler buzdolabının soğutma bölümünde saklanabilirken, uzun süre saklanacak olanlar küçük porsiyonlara ayrılarak dondurulmalıdır. Etlerin tekrar tekrar dondurulup çözündürülmesi gıda güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle porsiyonlama dikkatle yapılmalıdır. Çiğ veya az pişmiş et tüketimi bazı hastalıkları beraberinde getirebilir. Etlerin en az 70°C merkez sıcaklığa ulaşacak şekilde iyice pişirilmesi ve kırmızı rengin tamamen gri/kahverengiye dönmesi sağlanmalıdır. Pişmiş etler buzdolabında saklanmalı, oda sıcaklığında bırakılmamalıdır. Etle temas eden kesme tahtası, bıçak, satır gibi ekipmanlar kesim öncesi ve sonrası iyice yıkanmalı; bu ekipmanlar sebze, meyve gibi çiğ tüketilecek gıdalar için asla kullanılmamalıdır. Etle temas eden kişilerin ellerini sık sık sabunla yıkaması da gıda güvenliği açısından hayati öneme sahiptir.
‘’KURBAN DERİSİ MİLLİ BİR SERVETTİR’’
Kurban derileri usulüne uygun olarak yüzülmeli, yıkanmamalı ve en geç bir saat içinde tuzlanarak korunmalıdır. Küçükbaş derilerinde 2 kg, büyükbaş derilerinde ise 6 kg tuz kullanılması yeterlidir.
Tuzlama sonrasında deriler serin ve gölge bir yerde muhafaza edilmelidir. Bu süreçte derilerin israf edilmemesi ve ekonomik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
HAYVAN SAĞLIĞI OLMADAN İNSAN SAĞLIĞI OLMAZ
Halkımızın; Kurban Bayramı’nı sağlık, huzur ve güven içinde geçirilmesini, kurban ibadetini veteriner hekim kontrolünde ve ilgili otoritelerce belirlenmiş alanlarda, hijyenik koşullar altında gerçekleştirmelerini temenni ederiz.