Diyabet, günümüzde yalnızca artan sıklığıyla değil, daha genç yaş gruplarında da görülmeye başlamasıyla dikkat çekiyor. Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, diyabetin toplumda sadece “şeker hastalığı” olarak algılanmasının büyük bir yanılsama olduğunu ifade ederek, bu hastalığın tüm vücut sistemlerini etkileyen çok yönlü bir sağlık sorunu olduğunun altını çizdi.

Prof. Dr. Ertörer, diyabetin yalnızca yaşlı bireyleri etkileyen bir hastalık olmaktan çıktığını belirterek, günümüzde çocukluk çağında dahi tip 2 diyabet tanısı konulabildiğini söyledi. Bu durumu modern yaşamın getirdiği sağlıksız beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite eksikliği ve artan obezite oranlarıyla ilişkilendiren Ertörer, genç yaşlarda görülen diyabetin ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini vurguladı.

“Diyabetin İki Temel Tipi Var”

Diyabetin tip 1 ve tip 2 olmak üzere iki ana formu bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Ertörer, tip 2 diyabetin toplumda en sık görülen form olduğunu, genellikle ileri yaşta başladığını ve başlangıçta ağızdan alınan ilaçlarla kontrol altına alınabildiğini ifade etti. Ancak zamanla insülin tedavisinin gerekli hale gelebileceğini belirten Ertörer, tip 1 diyabetin ise genellikle çocukluk döneminde başladığını ve ömür boyu insülin tedavisi gerektirdiğini söyledi.

Çoğu diyabet vakasının herhangi bir belirti vermeden ilerleyebildiğine dikkat çeken Ertörer, “Birçok birey, diyabet tanısını rutin ya da tesadüfi yapılan kan şekeri ölçümüyle alıyor. Yine de çok su içme, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu ve istemsiz kilo kaybı gibi belirtiler göz ardı edilmemeli” dedi.

“İnsülin Bir Ceza Değil, Gerekliliktir”

Diyabet tedavisinde insülinin önemli bir rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Ertörer, özellikle tip 1 diyabetli bireylerde bu tedavinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Tip 2 diyabetli bireylerde ise bazı dönemlerde –stres, ameliyat, enfeksiyon gibi durumlarda– geçici olarak insülin ihtiyacı doğabileceğini aktaran Ertörer, insülinin bir “ceza” olarak görülmesinin yanlış olduğunu belirtti.

“Hastaya ‘diyetine uymazsan insülin başlar’ demek son derece hatalı bir yaklaşımdır” diyen Ertörer, insülinin, hastalığın doğal süreci içinde gerekli hale gelen bir tedavi aracı olduğunu söyledi. Diyabetin uzun yıllar kontrolsüz seyretmesi durumunda pankreasın insülin üretme kapasitesinin azalabildiğini ve bu nedenle insülin tedavisinin zamanla kaçınılmaz hale gelebileceğini sözlerine ekledi.

“Toplumun Yarısı Risk Altında”

Toplumda diyabetin görülme sıklığının yüzde 15’in üzerinde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ertörer, gizli diyabet ve prediyabet evresindeki bireyler dahil edildiğinde bu oranın yüzde 30’lara ulaştığını belirtti. Bu tabloyu tersine çevirmek için yaşam tarzı değişikliklerinin büyük önem taşıdığını dile getiren Ertörer, “Düzenli fiziksel aktivite, işlenmiş ve rafine şekerden uzak durmak, kompleks karbonhidratları tercih etmek, sigarayı bırakmak ve ideal kiloyu korumak sadece diyabetten değil, kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi birçok kronik hastalıktan da korunmayı sağlar” diye konuştu.

Uzmanlar uyardı: Hızlı kilo vermenin yeni yöntemi açıklandı
Uzmanlar uyardı: Hızlı kilo vermenin yeni yöntemi açıklandı
İçeriği Görüntüle

Kaynak: İHA