26 yıllık eğitimci ve eğitim danışmanı Barış Balcı, bugüne kadar yaklaşık 20 bin öğrenci ve aileleri ile sınav hazırlık süreçlerinde çalıştı. Bu geniş tecrübesiyle hem lise hem üniversite giriş sınavlarında (LGS ve YKS) başarılı olan öğrencilerin ortak özelliklerini, ailelerin rolünü ve yaz döneminin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.

Balcı, sınavlarda öne çıkan öğrencilerin genellikle küçük yaşlardan itibaren sanatsal, sportif ve akademik kurslara katıldığını belirterek, “Bu öğrenciler, daha erken yaşta disiplinle tanışıyor. Sanat veya sporla ilgilenen çocukların dikkat, motivasyon ve stres yönetimi yetenekleri de gelişiyor. Bu durum, akademik süreçlere olumlu şekilde yansıyor” dedi.

Adana İl Millî Eğitim Müdürü’nden çevre bilinci çağrısı
Adana İl Millî Eğitim Müdürü’nden çevre bilinci çağrısı
İçeriği Görüntüle

Ailenin eğitime bakışı çocuk için dönüm noktası

Başarılı öğrencilerin arkasında eğitime önem veren aileler olduğunu vurgulayan Balcı, “Aileler ekonomik durumları nasıl olursa olsun çocuklarının eğitimine yatırım yapıyor. O ayakkabı, o telefon unutulabilir ama eğitime yapılan yatırım çocuğun zihninde, karakterinde, hayatında kalıcı oluyor. Böyle ailelerde çocuklar da eğitimi daha çok önemsiyor” ifadelerini kullandı.

Balcı, sınav hazırlığı konusunda toplumda sık yapılan hataya da dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sınava sadece sınav yılında hazırlanmak gibi yanlış bir inanış var. Oysa gerçek başarı ilkokuldan itibaren düzenli çalışan, ödevini yapan, günlük tekrarlarını ihmal etmeyen öğrencilerden çıkıyor. Üniversite sınavı 4 yılda öğrenilen bilginin birkaç saate sığdırıldığı bir yarış. Bunun için sınav yılına bırakmadan bir temel oluşturmak şart.”

Uzmanı Açıkladı Sınavda Başarılı Olmanın Şifreleri Neler (2)

Yaz dönemi büyük fırsat: Tekrar, kurs ve iş hayatıyla tanışma

Yaz döneminin sadece tatil değil aynı zamanda bir gelişim dönemi olması gerektiğini anlatan Balcı, özellikle 4’ten 5’e, 7’den 8’e ve 11’den 12’ye geçen öğrencilerin mutlaka tekrar yapmasını, okulların ya da özel kurumların yaz kurslarına katılmasını önerdi.

Balcı ayrıca iş hayatıyla erken yaşta tanışmanın önemine değinerek şunları aktardı: “13-14 yaşından itibaren yazları ufak tefek işlerde çalışmak çocuğa hem özgüven hem de sorumluluk duygusu kazandırıyor. Ben de ortaokul ve lise yıllarında marangoz, elektrikçi yanında çalıştım. Bu tecrübeler benim için büyük kazanç oldu. Kendi çocuğuma da aynı yolu önerdim. Yazları çay ocağı, berber gibi yerlerde çalışarak hayatı tanıdı.”

Hızlı okuma sınavda fark yaratıyor

Barış Balcı sınavlarda hızın da artık belirleyici hale geldiğine dikkat çekerek, “Son yıllarda sınavlarda yorum, algı ve ifade gücü daha fazla ölçülüyor. Küçük yaşta okuma alışkanlığı kazanmış ve hızlı okuma eğitimi almış öğrenciler soruları daha hızlı çözüyor, zamanı daha iyi kullanıyor. Hızlı okuma kelime haznesini genişletip, genel bilgi seviyesini artırarak ciddi bir avantaj sağlıyor” dedi.

Teknoloji bağımlılığına karşı ailelere uyarı

Balcı, yaz döneminde çocukların teknolojiye kaptırılmaması gerektiğinin de altını çizerek şu uyarılarda bulundu: “İlkokul ve ortaokul çağındaki çocuklar kendilerini kontrol etmekte zorlanıyor. Bilgisayar oyunları, telefon ve tablet uzun süre kullanıldığında beyin adeta madde bağımlısı gibi etkileniyor. Sonra okula dönünce adaptasyonda ciddi problemler yaşanıyor. Uzmanlar günde 2 saatten fazla teknoloji kullanımının riskli olduğunu söylüyor.”

Bu nedenle yaz döneminde düzenli uyku, yemek saatleri, aileyle birlikte aktiviteler ve akrabalarla daha çok zaman geçirmek gibi planlamaların önemine değinen Balcı, “Çocukla birlikte kitapçıya, kütüphaneye gitmek, sadece eğlenmeye değil zihni de besleyen etkinlikler yapmak uzun vadede çok değerli” dedi.

Kaynak: Eğitim Danışmanı Barış Balcı