Gündem

Pişkin’den “Depremlere karşı en büyük silah: Yapı-zemin uyumlu projeler” uyarısı

Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Emin Pişkin, depremlerin önlenemeyeceğini ancak doğru yapı-zemin ilişkisiyle afetlerin yıkıcı etkilerinin engellenebileceğini söyledi. Pişkin, sadece zeminin ya da yapının sağlam olmasının yeterli olmadığını vurguladı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Emin Pişkin, yerkürenin yaşamına devam ettiği sürece depremlerin de tıpkı sel, fırtına ve toprak kayması gibi doğa olaylarının kaçınılmaz bir parçası olacağını söyledi.

17 Ağustos 1999’da meydana gelen ve “Büyük Marmara Depremi” olarak bilinen felaketin 26. yıldönümü nedeniyle açıklamalarda bulunan Pişkin, “Nasıl ki sele, fırtınaya, toprak kaymasına karşı önlemler alınabiliyorsa, depremlere karşı da önlem alınması olası bir afetin önüne geçecektir” dedi.

Yapı-Zemin İlişkisine Dikkat Çekti

Depremin yıkıcı etkilerinin en aza indirilebilmesi için en temel unsurun “yapı-zemin ilişkisi” olduğunu belirten Pişkin, şunları kaydetti: “Önlemleri de en özet şekliyle, yapı-zemin ilişkisi iyi kurulmuş projeler tasarlamak olarak açıklayabiliriz. Sadece yapının ya da sadece zeminin sağlam olması tek başına yeterli değildir. Hangi zemine hangi yapının inşa edileceğini bilmek ve uygulamak gerekir. Yerel yönetimlerden mühendislere, denetçilerden işçilere kadar herkesin standartlara uygun ve senkronize çalıştığı yerlerde, depremin yıkıcı etkisinin önüne geçilebildiği birçok örnek vardır.”

“Yanlışların Bedelini Ağır Ödüyoruz”

Yakın tarihten örnekler de veren Pişkin, “Söz gelimi, 8.8 büyüklüğündeki depremle sarsılan Rusya’da ciddi bir yıkım ve can kaybı olmazken, hemen ardından Balıkesir’de meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremde can ve mal kayıpları yaşanması, üzerinde düşünülmesi gereken ciddi yanlışların göstergesidir” ifadelerini kullandı.

Pişkin, açıklamasını “17 Ağustos Gölcük Depremi’nin 26. yılı vesilesiyle benzer acıların tekrar yaşanmamasını diliyoruz” sözleriyle tamamladı.